Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyelerini, Bakanlık çalışmaları konusunda bilgilendirdi.

İşte konuşmasındaki haberimizle ilgili kısım:

Millî Eğitim Bakanlığının da çok güzel birikimi var geçmişten getirdiği. Biz bununla ilgili yaklaşık 30 kadar ortaokul, lise ve ilkokulda Türkiye’de bu hafta bir pilot başlattık.

Dün de buradaki arkadaşlarımızın, öğretmenlerimizin eğitimleri vardı başkent öğretmen evinde . Bu arkadaşlarımıza bu atölyelerin çalışma biçimi, süreci, oranın yönetilmesi, verimliliği, etki analizi nasıl yapılır, bunun nasıl olacağı, öğretmenlerin hangi atölyede ne yapacağı, hangi atölyenin içeriğinin hangi dersle nasıl bağlantılı olduğu, bunun bahçe tasarımıyla ne ilgisi olduğu, bunun çocuğun tabiatla ilişkisi açısından, çocuğun kuşkuları, bitkileri, ağacı, her neyse, tanıması açısından nasıl bir fonksiyonu olacağı, çocuğun bunu evle nasıl bağlantılı hâle getireceği, çocuğun gerçek proje yaparak ne yapabileceği ya da öğleden sonraları diyelim ki büyük bir futbol kulübünün futbol okuluna, akredite bir okula çocuk kaydolduğunda aslında oraya gitse de biz onu dersten sayacağız.

Yani şu anda şöyle bir şey var: Çocukların spor hayatını okul ve sınav hayatı öldürüyor. Bir çocuk saat üçe kadar okulda kalıyor, sonra eve gidiyor, işte yemek yiyor veya dinleniyor. O saatten sonra da herhangi bir kulüp antrenman için hafta içinde yeterli saati bulamıyor.

Dolayısıyla bizim çocuklarımız “Sınav mı spor mu, sınav mı sanat mı?” ikileminde düşünüyorlar biz bu ikileme düşmesini istemiyoruz çocuğun ve sanatsal bir etkinliğe gittiğinde de bunu tasarım-beceri atölyelerinin bir aktivitesi olarak… Ya da lise öğrencisi uzaktan öğrenmeyle eğer bir sertifika almışsa biz onu da ders olarak sağlayacağız. Bu bizim akredite yapımız içerisinde ise çocuk evden de bir dersi alabilir ve onun sınavına daha sonra girer, alabiliyorsa o sertifikayı alır, biz onu ders sayarız.

Kaynak: guncelegitim.com