Milliyet'ten Mine Özdemir Güneli'nin haberine göre: Koronavirüs nedeniyle 2020-2021 eğitim öğretim yılının başından itibaren okullarda yüz yüze eğitim tartışmaları devam ediyor. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, önceki gün yaptığı açıklamada, 15 Şubat'ta tekrar kademeli ve seyreltilmiş olarak yüz yüze eğitime geçilebileceğinin bilgisini verdi. Bu açıklamanın ardından birinci dönem yüz yüze eğitimde yaşanan sorunların tekrarlanmaması için MEB'in gerekli önlemleri alması bekleniyor. Okullarda yüz yüze eğitimin bir an önce başlamasını isteyen sendikalar ise sağlıklı bir eğitim için Bilim Kurulu'nun yayınladığı Aşı Uygulanacak Grup Sıralaması'nda, 2. Grup'ta 7. sırada yer alan öğretmenlerin ön sıralarda aşılanması gerektiğine dikkat çekiyor. Konuyla ilgili görüş ve öneriler şöyle:

'Telafisi zor olacak'

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan: 21 Eylül'de yüz yüze eğitime başladığımızda 1, 8 ve 12. sınıflarda kademeli olarak yüz yüze eğitime başlanmıştı. 15 Şubat'ta yüz yüze eğitime geçme ihtimali söz konusu olursa yine belli kademelerde ve seyreltilmiş şekilde olacak. Özellikle 1. sınıflar ve sınavlara hazırlanan öğrencilere öncelik verilecek. O zaman da öğrencilerimiz haftada 2 gün okula gidecek. Bakan Selçuk, "15 Şubat'tan en geç 10 gün önceki duruma bakarak bu kararı vereceğiz" dedi. Bir yandan okullarımız artık tecrübe kazandı. Burada asıl sorun günlük vaka sayılarındaki gidişat. Bir de aşı meselesi. Bilim Kurulu aşı takvimini yayınladı. Öğretmenler 2. Grup'ta 7. sırada yer alıyor. 1. doz aşının ardından 28 gün sonra 2. doz aşı oluyoruz. Antikor 2. dozdan sonra oluşuyor. Eğitim çalışanlarının aşı takviminin öne çekilmesinin doğru olacağını düşünüyorum.

Uzaktan eğitimde ciddi bir öğrenme kaybıyla karşı karşıyayız. Bunun telafisi biraz zahmetli olacak. 16 Mart'tan bu yana yaklaşık 1 yıl oldu, okullar kapalı. Bu ciddi bir öğrenme kaybı demek. Bunun telafisi için tabii ki bir süreç gerekecek. Tez zamanda okullarda yüz yüze eğitime geçilmeli ve ekstra tedbirlerle bu telafi sürecine girilmeli. Bu birkaç yılımızı alacak gibi görünüyor. Bütün kademelerde sıkıntı yaşandı. Özellikle eğitim sürecinin başında olan okul öncesi, 1 ve 2. sınıflarda. İkinci sınıfa geçen çocukların bir kısmı yüz yüze eğitim görmeden geçtiler. Diğer taraftan 8 ve 12'ler, sınava girecek gruplar olduğu için bu süreçte öğrenme kaybı yaşadı.

'Bir açılıyor bir kapanıyor'

Bakan Selçuk'un açıklamalarından sonra öğrenci, veli ve öğretmenlerden farklı görüşler gelmeye başladı. Kimi okulların açılmasını isterken kimi de tepki gösterdi. "15 Şubat'ta Okullar Açılmasın" başlığıyla imza kampanyaları da başlatıldı. Görüşler şöyle:

15 Şubat'ta hangi kademelerden başlayarak okul açılacak? Okullarda hangi önlemler alınacak? Yüz yüze eğitim yapılamayan zamanlar için yazın telafi yapma planı var mı?

Öğretmenlere aşı önceliği verildi de bizim mi haberimiz yok? Bu kadar çocuğun hastalıktan korunmasına dair önlem alındı da bizim mi haberimiz yok?

Döngüye girdik, okullar bir açılıyor bir kapanıyor.

Öğretmenlerin 2 doz aşısı yapıldı, ülkede vakalar sönümlendi ve mevsimsel koşullar mı iyileşti? Aynı aceleci kararı alan İngiltere'nin hali ortada, yoğun aşılama ve bağışıklık belirli seviyeye geldikten sonra uygun mevsimsel koşullarda tabii ki açılmalı!

Tekrar başa mı dönelim? Birincisi hata, ikincisi yanlıştır. Yanlıştan dönün.

Okullar şubatta açılırsa ilk iki ay tek konumuz okula uyum ve okulu yüceltmek olacak.

Milliyet