Buna göre öğretmeni hafife aldığınızda, tanımadığınızda veya yok saydığınızda yoksunuz demektir.

Hal böyleyken, öğretmen kim ki deyip söze başlayan sonra da densizce sözlerine devam eden zorba tip ebeveynler veya çokbilmiş tip ebeveynler veya kapı gıcırtısı gibi dırdırından geçilmeyen tipten ebeveynler; erinmedim, üşenmedim, değer mi demedim sizin için bu yazıyı yazdım. Çünkü mesele toplum meselesidir ve memleket meselesidir. Çünkü aksi halde cehalete kapı aralanmaktadır. Çünkü söz konusu ebeveynlerin öğretmen tanımazlığı toplumun akademik, kültür, ahlak ve medeniyet değerlerini temelinden sarsmaktadır.

Eğitim elbette ki; öğretmen, öğrenci, okul, ders, müfredat, yönetim, eğitmek, öğretmek gibi birden çok boyuta sahiptir. Bu boyutlara bir de durup dururken olumsuz anlamda ebeyn boyutu eklenmiştir. Eğitimdeki olumsuzlukları gidermek aslında çok zor değil hatta çok kolaydır.

 

Milli Eğitim Bakanlığının:

“Türkçe ve Matematik geçmesi zorunlu olan derslerdir, bu derslerin birinden veya ikisinden kalan sınıf tekrarı yapar, bu derslerin haricinde sadece bir dersten sorumlu olarak geçilebilir. Okul çatısı altında bulunan herkes okulun disiplin kurallarına uymak zorundadır ve ebeveynler dahil olmak üzere okul haricinde hiçbir kimse eğitim işlerine müdahale edemez, öğretmene ve okul yönetimine baskı uygulayamaz” şeklinde talimat vereceği iki cümlesiyle eğitimdeki olumsuzlukların hemen bugün, yüzde altmışının veya yüzde yetmişinin düzeleceğini düşünüyorum.

 

 A) Sözü edilen ve eğitimi olumsuz anlamda etkileyen ebeveynler;

-Siz hiç öğretmen oldunuz mu?

-Siz hiç öğretmen yetiştirdiniz mi?

-Siz hiç ders anlattınız mı?

-Siz hiç öğretmen anası ya da öğretmen babası oldunuz mu?

-Siz hiçbir öğretmenle öğretmenlik ve öğrencilik üzerine konuştunuz mu?

-Siz bir öğretmenin nasıl büyütüldüğünü gördünüz mü?

-Siz hiçbir öğretmene derdiniz veya derdimiz nedir dediniz mi?

-Siz hiçbir öğretmene memleket meselesi sordunuz mu?

-Siz hiçbir öğretmene memlekette eğitim durumu ne alemdedir diye sordunuz mu?

-Siz hiçbir öğretmene benim çocuğum iyi bir vatan evladı nasıl olur diye sordunuz mu?

-Siz hiçbir öğretmene benim çocuğum topluma nasıl faydalı olur diye sordunuz mu?

-Siz hiçbir öğretmene nasıl ahlak sahibi olunur diye sordunuz mu?

-Siz hiçbir öğretmene nasıl edepli ve adaplı olunur diye sordunuz mu?

-Siz hiçbir öğretmene vatan nedir, bayrak nedir, dost nedir, düşman nedir diye sordunuz mu?

-Siz yoksa bir öğretmene sadece benim çocuğuma niye yüksek puan vermediniz sorusunu mu sordunuz?

-Siz yoksa bir öğretmene sadece senin çocuğuna niye “kaşının üstünde kara var” dediğini mi sordunuz?

-Siz yoksa eğitim deyince sadece öğrencinin aldığı puanımı anlıyorsunuz?

-Siz hiç kendinize “ben okul ve eğitim adına ne biliyorum ki”, “ben kültür ve medeniyet adına ne biliyorum ki”, “ben akademi adına ne biliyorum ki”, “ben benlikten başka ne biliyorum ki”, “ben ahlak, edep, adap, saygı, sevgi, tevazu adına ne biliyorum ki” diye sordunuz mu?

Bu tip ebeveynlere önce kendilerini tartmayı, sonra da çocuklarının ve toplumun hatırını saymayı öneririm.

 

 B) Şimdi öğretmen tanımazlığın vereceği muhtemel zararlar aşağıda olduğu gibidir.   

-Öğretmen kim ki dediğiniz anda, çocuğunuzu eğitimsiz bırakmak suretiyle; onu akademik, sosyal ve kültürel olarak toplumun dışına atmış oldunuz. Gözünüz aydın olsun.

- Öğretmen kim ki dediğiniz anda, bütün leş kargalarının çocuğunuzun başına üşüşmesine sebep oldunuz.

- Öğretmen kim ki dediğiniz anda, en azından kendi çocuğunuzun toplumda problemli bir birey olmasına sebep oldunuz.

- Öğretmen kim ki dediğiniz anda, çocuğunuzun kendini bilemeden yetişmesine ve bütün aykırılıkların içerisinde basiretsiz kalmasına sebep oldunuz.

- Öğretmen kim ki dediğiniz anda, çocuğunuzun bütün başarı şanslarını elinden almış oldunuz. Akabinde gireceği bütün sınavlarından sıfır puan alacağından hiç şüpheniz olmasın.

- Öğretmen kim ki dediğiniz anda, çocuğunuzda öğretmen kim ki demiştir hiç merak etmeyin.

- Öğretmen kim ki dediğiniz anda, hadsizliğin sınırlarını aşıp ilmek ilmek dokunan eğitim olgusunu parçaladınız.   

- Öğretmen kim ki dediğiniz anda, öğretmene ve öğretmenlik mesleğine saygısızlık yaparak herkese karşı saygısızlığın kapılarını ardına kadar açtınız.

- Öğretmen kim ki dediğiniz anda, çocuğunuzun büyüklerine saygısız küçüklerine sevgisiz olmasına yol açtınız.

- Öğretmen kim ki dediğiniz anda, çocuğunuzun sorgulama ve sorumluluk alma bilincini elinden almış oldunuz.

- Öğretmen kim ki dediğiniz anda, toplumda akademik gelişimin temeline dinamit koydunuz.

- Öğretmen kim ki dediğiniz anda, toplumun cahilleşmesine var gücünüzle katkı sağlamış oldunuz.

- Öğretmen kim ki dediğiniz anda, öğretmenlik statüsünü yıkmış ve öğretmeni etkisiz hale getirmiş oldunuz.

- Öğretmen kim ki dediğiniz anda, öğretmenin dersini anlatmasına engel oldunuz.

- Öğretmen kim ki dediğiniz anda, bütün ahlaki değerleri alt üst etmiş oldunuz.

- Öğretmen kim ki dediğiniz anda, toplumda huzurlu yaşama hasletlerini temelinden yıkmış oldunuz.

- Öğretmen kim ki dediğiniz anda, toplumda güven duygusunu ortadan kaldırmış oldunuz.

- Öğretmen kim ki dediğiniz anda, öğretmen tanımındaki bütün değerleri, bütün muhtemel kazanımları ve ülke adına bütün beklentileri yerle bir ettiniz.

- Öğretmen kim ki dediğiniz anda, insani değerlerin kaybolmasına yardımcı oldunuz.

- Öğretmen kim ki dediğiniz anda, milli ve manevi değerlere hassasiyeti zayıf bir toplum oluşmasına zemin hazırladınız.

- Öğretmen kim ki dediniz de bu eğitimi kim yapacak diye hiç düşündünüz mü?

 

SONUÇLAR

- Belli ki öğretmen ile kimi öğrenciler ve kimi öğrenci velileri arasında ciddi problemler vardır. Yetkililerin bu problemleri görmemezlikten gelmesi düşünülemez. Bu problemlerin disiplin, yönetmelikler ve kanunlar nezdinde çözülmesi şarttır.

- Hukuk ve kanunlar varken hiç kimse bir başkasının inisiyatifine bırakılamaz.

- Eğitim hata kabul etmeyen bir gerçektir ve dönüşü olmayan bir yoldur. O halde eğitimin birinci bileşeni olan öğretmenin en mükemmel bir şekilde yetiştirilmesi mutlak kaçınılmazdır. Öğretmenin öğretmenlik görevini akademik kurallar dahilinde rahatça yerine getirebilme şartlarının ve imkanlarının sağlanması zorunludur. 

 Prof. Dr. Mustafa Kandemir