Kademe kademe okullaşma oranları şöyle:

İlkokul

4+4+4’e geçildikten sonraki ilk yıl olan 2012-2013 yılında okullaşma oranları MEB’in istatistiklerine göre ilkokulda 98,86’ydı. Kız çocuklarında okullaşma 98,81, erkek çocuklarında ise 98,92’ydi. MEB’in istatistiklerini en son yayımladığı yıl olan 2021-2022’de ise okullaşma oranı ilkokulda 93,16’ya düştü. Kızlarda bu oran 93,1’e, erkeklerde ise 93,2’ye geriledi. Yani ilkokulda okullaşma aradan geçen yıllarda hem kız çocuklarında hem de erkek çocuklarında düşüş gösterdi.

 

Ortaokul

2012-2013 eğitim-öğretim yılında ortaokul düzeyinde okullaşma toplam 93,09’du. Erkek çocuklarında bu oran 93,19, kız çocuklarında ise 92,98’di. 2021-2022’de ise ortaokulda toplam okullaşma 89,84’e düştü. Erkeklerde 89,95, kızlarda ise 89,73 oldu. Verilerde de görüldüğü gibi erkekler ve kızlar arasında anlamlı bir değişiklik olmadı. Ortaokul verileri de Bakan Tekin’i yalanladı.

 

Ortaöğretim

Ortaöğretimde zorunlu eğitimin de 12 yıla çıkması nedeniyle okullaşma oranlarında artış yaşandı. 2012-2013’te ortaöğretimde okullaşma oranı toplam 70,6’ydı. Erkeklerde 70,7, kızlarda ise bu oran 69,31’di. 2021-2022’de okullaşma toplam 89,67 oldu. Erkeklerde bu oran 90,03’e, kızlarda ise 89,29’a yükseldi. Yine ortaöğretim verileri de Bakan Tekin’in söylediğinin aksini gösterdi. Erkekler ve kızlar arasında anlamlı bir farklılık oluşmadı.

 

Yükseköğretim

Eğitim kademeleri içinde anlamlı bir fark sadece yükseköğretimde oluştu. AKP’nin her ile üniversite politikasıyla yükseköğretimde de okullaşmada artış yaşandı. 2012-2013’te yükseköğretimde okullaşma 38,5’ti. Erkeklerde bu oran 38,4, kadınlarda ise 38,6’ydı. Toplam okullaşma yükseköğretimde 2021-2022’de 44,66 oldu. Erkeklerde okullaşma 40,31, kadınlarda ise 49,2’ye yükseldi. Verilerde de görüldüğü gibi kadınların lehine yaklaşık yüzde 9’luk bir fark oluştu.

 

SORUN OKULLAŞMA

İlkokuldan yükseköğretime tüm verilerin gösterdiği sorun kızların okullaşması değil, erkek ve kız çocuklarının okullaşması. İlkokul ve ortaokulda okullaşmada düşüş yaşanırken yükseköğretimde ise yeterli okullaşma hâlâ sağlanamadı. Tüm bu veriler Bakan Tekin’in ortaya attığı iddianın ve planın gerçek olmadığını net bir şekilde gösterdi. Özetle ülkede kız okullarına değil, çocukların okullara gitmesini sağlayacak politikalara ihtiyaç var. Fakat ülkede yaşanan ekonomik yıkım ve MEB’in politikaları tersine okullaşmayı değil, çocuk işçi sayısını artırdı. TÜİK’in nisan ayında açıkladığı verilere göre, 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı 2022’de yüzde 18,7 oldu. Bir önceki yıl bu oran 16,4’tü. Çalışmak zorunda bırakılan 15 yaş altı çocuklar da eklenince çocuk işçi sayısının 2 milyondan fazla olduğu tahmin ediliyor. Üstelik çocuk işçilerin büyük çoğunluğu da erkek çocuğu.

 

PROBLEM YOKSULLUK

CHP de geçen günlerde kız çocuklarının eğitimden kopmasının esas nedeninin karma eğitim değil yoksulluk olduğunu ortaya koyan bir rapor yayımladı. Raporda şu verilere yer verildi:

•2019 yılında 5-14 yaş aralığındaki 53 bin kız çocuğunun eğitime devam etmeme sebebi eğitim masraflarının karşılanamamasıdır.

•2019 yılında 15-17 yaş aralığındaki 80 bin kız çocuğunun eğitime devam etmeme sebebi eğitim masraflarının karşılanamamasıdır.

•TÜİK’in verilerine göre 2021 yılında 7 bin 190 çocuk doğum yaptı. Doğum yapanların 117’si 15 yaşının altındaki çocuklar oldu.

•2019 yılında 5-14 yaş arası kız çocuklarının yüzde 79,6’sı, 15-17 yaş arasındaki kız çocuklarının yüzde 25,4’ü tarım sektöründe çalışmıştır.

•2020 yılında güvenlik birimlerine ulaşan 77 bin 831 olayın mağduru kız çocuklarıdır.

Raporun sonuç metninde ise şu değerlendirmelere yer verildi: “Yapılan tüm araştırmalar, kız çocukların okullaşamaması ve bir aşamadan sonra eğitimi terk etmelerinin en önemli nedeninin ‘yoksulluk’ olduğunu gösteriyor.

Mustafa KÖMÜŞ / Birgun.net