Selçuk'un bizzat hatırlattığı gibi, ortaya konan 2023 Eğitim Vizyon Belgesi adım adım yapılacak işleri tanımlıyor.

Ama yapılacaklar arasında sayılan Öğretmen Meslek Kanunu'nu bütçe gerekçesiyle rafa kaldırıp vizyon belgesinde ilk büyük deliği açan Bakanlık olmadı mı, söz verilen 3600 ek katsayıyı gündemden düşüren de bizzat hükümet olmadı mı? 

Bakan Selçuk'un "Ara tatillerin asıl amacı öğretmenlerdir" ifadesi de, öğretmenlerin ara tatillerde çalıştırılması (yani dinlenme fırsatı verilmemesi) nedeniyle, sanki dil sürçmesi gibi duruyor.
 
"30 ÜLKE" KRİTERİ, BİZE BİR ŞEY ANLATIR MI?
 
Çocuklar yazın da okula gitsin...

amam ama mayıs ortalarından itibaren okulların-sınıfların, güneş altında hamama dönüştüğünü de mutlaka göz önünde bulundurmak gerekmez mi? Öğrencileri haziran ayında sınıfta tutmanın zorluğu, o sıcakta verimli eğitim-öğretim yapılıp yapılamayacağı konusunda, sahadaki öğretmenlere danışmak gerekmez mi? 

Sayın Bakan, "Aklınıza gelen 30 ülkedeki tatil sürelerine bakın" diyor ve ekliyor, "Bizim kadar tatil uzun yaz tatili yapan var mı?"
 
Güzel soru, gerçekten de o 30 ülkede ne yapılıyor bakmakta, büyük yararlar olabilir...
 
Bence ilave olarak;

  • O 30 ülkede eğitimle ilgili başka neler yapılıyor ya da yapılmıyor, ona da bakmalı.. 
  • O 30 ülkedeki "yaz mevsimi" ve sıcak sezon kriteri ile bizimki aynı mı? Ona da bakmalı tabii...
  • O 30 ülkedeki öğretmen maaşları, bizdeki ile karşılaştırılabilir mi? Ona da bakmak lazım tabii ki.
  • O 30 ülkedeki okullar arasında imkan-donanım farkları bizimki kadar adaletsiz mi, ona da bakmak lazım tabiii...
  • O 30 ülkede... 105 bin öğretmen açığı var mı? Ona da bakmalı...
  • O 30 ülkede kadrolu öğretmen-sözleşmeli öğretmen ayrımı var mı, örneğin... Ona da bakmalı. 
  • Belki hepsinden önemlisi de, o 30 ülkede "ücretli öğretmen" fiyaskosu var mı, bu kadar atanamamış öğretmen varken, kamu okullarında asgari ücretin de altında rakamlarla "ücretli öğretmen" adı altında "öğretmenlik formasyonu bulunmayan" kişiler çalıştırılıyor mu, ona da bakmak yararlı olmaz mı? 
  • Ayrıca... O 30 ülkede, öğretmenlik formasyonu olmayan kişilerden öğretmen olarak yararlanmanın, eğitime katkı sağlayıp sağlamayacağını tartışmaktan bizim kadar uzak durabilir mi, ona da bakmak lazım...
  • Ve ayrıca... O 30 ülkede özel okullar var mı, varsa özel okullarda görev yapan öğretmenler iş güvenliği ve özlük hakları açısından piyasa koşullarına terk ediliyor mu, ona da baksak nasıl olur?
  • O 30 ülkede, bilimsel-çağdaş-laik eğitimden uzaklaşma, eğitimi dincileştirme (dinselleştirme) eğilimi  var mı, örneğin "okullarda evrim teorisi okutulamaz" diye bir takıntı var mı, ona da bakmalı tabii...
  • O 30 ülkede, "Hukukçu, doktor, mühendis olabilirsin ama önce din eğitiminden geçmen şart" dayatması var mı örneğin? Ona da bakmalı. Bizdeki imam hatip dayatmasının bir örneği var mı?
  • O 30 ülkede... Devlet okullarındaki eğitim, protokoller vasıtasıyla vakıflara-derneklere devrediliyor mu örneğin... Buna da baksak, ciddi bir kazanım elde etmiş olmaz mıyız?

 
Böylece...

Bu tür bir kaşılaştırmada ele alınması gereken belki 100 parametre varken, sadece işimize yarayacak tek veriye bakma kolaycılığından kurtulma olanağı bulabiliriz.

Milli Eğitim Bakanlığı'na da böylesi kapsamlı bir çalışma daha çok yakışır.

Tayfun ÇAVUŞOĞLU /  guncelegitim.com