Evrensel'den Berfin Güler'in haberine göre amca Halit Altun, iş güvenliğinin sağlanmadığını, önlem alınmadığı için genç öğretmenin hayatını kaybettiğini ifade etti.

Yeğeninin eldivensiz, çizmesiz çalıştırıldığını, elektriğin trafodan kesilmeden boyama yaptığını söyleyen Altun, olayın takipçisi olacağını söyledi.

 

"Torpili olmadığı için atanamadı"

23 yaşındaki yeğeninin 2 yıldır atama ile uğraştığını söyleyen Altun, “Fedai 2 yıl önce Ordu Üniversitesi Beden Eğitimi bölümünden mezun oldu. Aldığı puanı kendisi hakkıyla kazandı, ama torpili olanlar atandı, torpili olmadığı için atanamadı. Hep öğretmen olmak istiyordu, hayaliydi. Hep ben öğretmen olacağım, çocukları okutacağım, eğiteceğim diyordu” ifadelerini kullandı.



"Babasız büyüdü, nişan yüzüğü alabilmek için çalışıyordu"

Fedai’nin çocukluktan beri zor bir hayatı olduğunu söyleyen Altun, “Fedai’nin babası, Fedai 40 günlükken hayatını kaybetti. Annesi de onu terk etti, ben baktım. Benim Fedai ile yaşıt oğlum var. Hancar, inek sütü içti, Fedai’yi eşim emzirdi. Kardeşimin emanetiydi Fedai bana. Kardeşimin yerine koydum, oğlum gibi oldu. Çocuklarımdan ayırmadım onu hiç. 23 yaşına kadar ben baktım ona. İki yıldır okulu bitirmişti, çalışmasına bile izin vermedim. ‘Oğlum sen çalışma, ben sana bakarım’ dedim hep. Ben onu çok zor şartlarda büyüttüm; çok fakirlik çektim, çobanlık bile yaptım. Kendi çocuklarımı okutmadım onu okuttum. Fedai bana çok saygılıydı, amcalarından en çok bana düşkündü. Bir gün beni aramadan yatmazdı. Arkadaşlarına, öğretmenlerine köylüye sor nasıl bir insandı. Ben söylesem olmaz inan ki, öyle başka bir çocuktu.” dedi.

 

Fedai’nin işe gittiğinden bile haberi olmadığını söylüyor Halit Altun. Taşeron şirketin hiçbir önlem almadan çalıştırdığını ifade eden Altun şöyle konuştu:

“Çalışmasını istemiyordum. Yemin ettirdim sen çalışmaya gitmeyeceksin diye. 2 gün sonra annesinin yanına gitti. Benden habersiz oradan taşeron şirket aramış, arabasına atıp çalışmaya götürmüş. Duyunca aradım, ‘Neredesin’ dedim. O da, ‘Malatya’ya çalışmaya geldim’ dedi. Ben de ‘Oğlum Allah aşkına bırak gel inşaat içinde çalışma’ dedim. O da bana dedi ki, ‘Amca sen orada dur, ben 18’inde nişanlımla geleceğim, yüzük alacağım sen yüzük de almayacaksın’.”

"Elektriği kesmeden boyama yaptırmışlar"

Fedai Altun’un elektrik akımına kapılarak can verdiğini hatırlatan Altun, “Bu çocukta işle ilgili bir deneyim yok. Çalışırken firma ne eldiven, ne çizme. Direkt eline 6-7 metre rolon vermişler, onun da sapı tahta değil, demir. Çocuk işi bilmiyor ki ne yapsın? Elektriği kesmeden trafoyu boyatmışlar, 30 tane boyanmış, hiçbirinde elektrik kesilmemiş. Fedai de bu şartlar altında çalışıp elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetti. Halbuki verecekleri  eldiven 3 TL, çizme 10 TL. İnsan hayatı bu kadar bile etmez mi? Ama tabii firma bunları alsa zarar eder. Bu taşeronlar hep maddiyat için var çocukları demir saplı rolonla çalıştırmışlar yani elektriği kesmeden 30 tane nasıl boyatmışlar, nasıl buna izin verilmiş anlamıyorum. Müteahhit aradı, ona da söyledim bunları. ‘Ben yurt dışındayım taziyeye geleceğim’ dedi. Ben de, “Kardeşim bu kadar insanın can güvenliği senin elinde elektrik kesilmeden sen bu işleri nasıl yaptırıyorsun, eldiven çizme olsaydı bu olay olmazdı, terlikle çalıştırmışsınız dedim. Önlemler alınsaydı Fedai ölmezdi dediğimde, müteahhit sadece ‘Çok üzgünüm’ dedi” ifadelerini kullandı.

Fedai’nin hakkını arayacağını ve elinden gelen her şeyi yapacağını söyleyen Altun, “Bu taşeron firma Malatya’da, Van’da, Elazığ’da çalışıyor. Nerede sahte iş var, oradalar. Çocukların can güvenliği yok, bizim 4 tane daha yeğen onlarla çalışıyor. Hiçbirinin can güvenliği yok. Ben şikayetçi olacağım, Fedai’nin hakkını arayacağım. Bundan sonrası için elinden geleni yapacağım, Fedai gitti, başka çocuklar gitmesin. İçim yanıyor benim, 5 oğlum var. Kardeşimin emanetiydi o çocuk bana, içimi yaktı” dedi.