Devlet okullarında görev yapan öğretmenlerin gözü kulağı, Danıştay’ın vereceği karara çevriliyken, Danıştay 2. Dairesi kararını verdi. 19 Kasım tarihinde yapılacak olan sınav öncesi çıkan karar öğretmenleri sevindirmeyecek.

Çünkü Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliği’nin bazı maddelerinin iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle açılan davaya ilişkin Danıştay 2. Dairesi, yürütmenin durdurulması talebini reddetti.

Eğitim-Sen, 12 Mayıs tarihinde Resmi Gazete de yayımlanan Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliği’nin bazı maddelerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle Danıştay’a başvurmuştu.


Eğitim-Sen, yaptığı başvuruda yönetmelikte yer alan maddelerin iptalini talep ederken şu görüşleri dile getirmişti:

* Dava konusu olan Yönetmelik maddeleriyle, uzman öğretmen ve başöğretmenlik için sınav şartı getirildiği, sınavla sadece bilginin ölçüldüğü, oysa öğretmenliğin sadece bilmek değil, aynı zamanda bildiğini aktarma mesleği olduğu,

* Kariyer basamaklarında tek ölçütün tecrübe olması gerektiği, sınav yapılmadan 10 yılını doldurmuş her öğretmenin uzman öğretmen, 20 yılını doldurmuş her öğretmenin de başöğretmen olarak değerlendirilmesi gerektiği,

* Uzman öğretmen veya başöğretmen unvanları için öngörülen yazılı sınava başvuracaklarda aranacak şartlar arasında “Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası bulunmamak” şartına yer verildiği

* Bu cezayı alan öğretmenlerin kariyer basamaklarında yükselmesinin engellendiği, ikinci ve daha ağır bir yaptırıma uğramasına sebep olunduğu; 657 sayılı Kanun'un 133. maddesinde göre, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının uygulamasından 10 yıl sonra özlük dosyasından silinmesinin istenebilmesi nedeniyle, islediği bir fiil nedeniyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alan öğretmenin 10 yıl boyunca uzman öğretmen veya başöğretmen olamamasının ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu,

* Yönetmelikte, uzman öğretmen olabilmek için “Yazılı sınav başvuru tarihinin son günü itibarıyla aday öğretmenlik dâhil öğretmenlikte en az on yıl hizmeti bulunmak”; başöğretmen olabilmek için “Yazılı sınav başvuru tarihinin son günü itibarıyla uzman öğretmenlikte en az on yıl hizmeti bulunmak” şartlarına yer verildiği, 5204 sayılı Kanun ile, ilk olarak öğretmenlik mesleğinin kariyer basamaklarına ayrılması esasının kabul edildiği, Anayasa Mahkemesinin 21/05/2008 günlü, E:2004/83, K:2008/107 sayılı kararıyla, 5204 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeler yönünden kısmen iptal kararı verildiği, 2005 yılında gerçekleştirilen sınavdan sonra bir sınav yapılmadığı dikkate alınarak 10 yıllık hizmet şartının buna göre düzenlenmesi gerektiği;

* Mevzuatta, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik yazılı sınavlarına başvurabilmek için aranan şartlar arasında yer verilen “mesleki gelişim çalışmalarının” ve “mesleki gelişim alanlarının” içeriğinin ne olduğunun açıklanmadığı; bu durumun, hukuk devleti ve hukuki belirlilik ilkelerine aykırılık teşkil ettiği;

* Yönetmeliğin 12/5. maddesinin, 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun 6/8. maddesine aykırı olduğu, mesleki gelişim çalışmalarının ne olduğunun Yönetmelikte düzenlenmediği, davalı idare tarafından 13/05/2022 tarihinde Öğretmenlik Kariyer Basamakları Mesleki Gelişim Çalışmaları ve Eğitim Programına İlişkin Yönerge'nin yayımlandığı; ayrıca, uzman öğretmenlik eğitim programının içeriği, bu eğitimin kimler tarafından verileceği, mesleki gelişim alanlarında uzman öğretmenlik için öngörülen asgari çalışmaların ne olduğunun kanunla düzenlenmediği;

* Öğretmenlik kariyer basamaklarında ilerlemeye ilişkin usul ve esasların kanunda belirlenmediği ve bu konunun idareye bırakıldığı,

* Yönetmelikte, uzman öğretmen veya başöğretmen unvanına başvuruda bulunacakların öğretmenlik veya uzman öğretmenlik sürelerinin hesabında, vekil öğretmenlikte ve ücretli öğretmenlikte geçen sürelerin değerlendirmeye alınmadığı; ücretli öğretmen ve vekil öğretmenin, zaten kadrolu yahut sözleşmeli öğretmenin ifa etmiş olduğu görevi aynı sorumluluk çerçevesinde aynı Bakanlığa bağlı olarak yapmakta olduğu,

* Fiilen aynı görevi ifa eden kişilerin yaptıkları görevlerin yokmuş gibi değerlendirilmesinin eşitlik ilkesine aykırılık arz ettiği ileri sürüldü.


Eğitim-Sen'in yaptığı başvuruyu değerlendiren Danıştay 2. Dairesi, davanın esasına ilişkin karar vermeden önce yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararını verdi. Başvuruyu reddeden Daire, oybirliğiyle verdiği kararda, Yönetmeliğin öğretmenlerin mesleklerinde kariyer ve liyakat esaslarına uygun olarak ilerlemelerdi, mesleki gelişimlerini sağlamaları ve bunlara bağlı olarak da özlük haklarının iyileştirilmesi amacıyla öğretmenlik mesleği için kariyer basamakları oluşturulduğunu vurguladı.


Kararda şöyle denildi: "Öğretmenlerin gelişimlerinin sağlanması, niteliklerinin iyileştirilmesi, statülerinin yaptıkları görevin önem, güçlük ve sorumluluk derecesi çerçevesinde olması gereken seviyeye yükseltilmesi amacıyla, hizmet süresi, disiplin cezası, mesleki gelişim çalışmaları gibi objektif kriterlerin uygulanmasının, kamu personel rejiminde aranan unsurlardan olan kariyer ve liyakat esaslarıyla uyumlu bulunduğu açıktır. Bu durumda, dava konusu olan düzenlemelerde, kamu yararına, hizmet gereklerine ve üst hukuk normlarına aykırılık görülmemiştir."


Bu kararın ardından öğretmenler arasında tepkiyle karşılanan yönetmelik gereği 19 Kasım tarihinde yapılacak olan sınavın önünde hiçbir engel kalmamış oldu. Eğitim-Sen'in yapmış olduğu yönetmeliğin iptali talebi ise daha sonra karara bağlanacak.

Yasemin Güneri / Habertürk