Eğitimde Reform Yerine Dinamik Eğitim

Eğitimde reformlar yapmak yerine kendi içinde dinamik bir eğitim sistemi metodu belirlesek

Eğitimde sistemler, metotlar, eğitim materyalleri değişmeli tabii ki. Hattta 3 -5 senede bir değil, her fırsatta değiştirilmeli. Daha iyisi, daha yenisi, daha faydalısı bulundukça uygulanmalı. Sonuçları mutlaka tartışılmalı.

Asıl yapılmaması gereken, her yapılan yeniliğin devrimmiş gibi gösterilerek, bir öncekine tü kaka diyerek o sistemle yetişen nesilleri yok saymaktır.

Biz öğretmenler her müfredat değişiminde bunu yaşıyoruz.  Bize: "Sen yıllardır okuma yazmayı böyle veriyordun, ama bak ne kadar hatalı, artık şöyle ver bu en doğrusu" deniyor. Sonra başka bir sistem.“Bu yoldan zor, bilimsel değil sen şu yoldan öğret bakalım" deniyor.

Çözüm çok açık ama bir o kadarda zor. Eğitim fakültelerinden mezun edeceğimiz öğretmenler yeniliklere açık,  öğrenmeye ve öğretmeye hevesli olurlarsa,  gittikleri okullarda güncel gelişmeleri takip edecek imkânları bulduklarında, birde kalıplaşmış öğretme süreçleri ile kısıtlanmazlarsa gerisi çorap söküğü gibi gelecektir zaten.

Ama biz kendi yetiştirdiğimiz öğretmenlere güvenmezsek, her yaptıklarını resmi evrakla kayıt altına aldırmaya çalışırsak öğretmenlerimiz kayıt tutacağım derken güncel gelişmeleri uygulamaya fırsat bulamaz. Kırtasiye yığınlarının içinde kaybolurlar.

Eğitim ve öğretim etkinlikleri kılavuz kitaplarla sınırlandırılmamalıdır. Bazı denetimcilerce kılavuz kitaplara kutsal kitap gibi uyulması beklenmektedir.  Öğretmeni robotlaştırmak ona duyulan güvensizliğin yansıması değilse nedir?

Benim naçizane fikrim budur. Siz ne dersiniz?

 Arzu Öğretmen