Evrensel'den Dilek OMAKLILAR'ın haberi:

Okul kayıt parasını az verebileceklerini belirten velilerin çocukları okul kaydını yaptıramazken bu duruma karşı çıkan öğretmenlere de okul iradesi tarafından baskı uygulandığı belirtildi.

6 Eylül’de başlayacak yeni eğitim öğretim yılı öncesi İzmir’deki bazı okullarda da istenen kayıt paraları tepkiye yol açtı. Bu okullardan biri Mavişehir’de yer alan ortaokulda öğrenci kaydı için okul müdürünün 15 bin TL gibi bir tutarın istendiği iddia edilirken kimi velilerin bunu karşılamak için temizliğe gittiği kiminin ise kredi çektiği öğrenildi.

 

“PARAYI ZARFLA ALIYOR”

Okuldaki iddialara ilişkin bir eğitim emekçisi şunları kaydetti: “15 bin TL veremeyenlerden de elektrik, su faturalarını göstermesini zorunlu tutuyor. Adres bölgesinde misin değil misin kontrolü yapıyor. Parayı da hesaptan hesaba değil zarfla alıyor. Kayıt yapmak için bankalardan kredi çekenler var. Ayrıca aidat parasını veremeyen öğrencilerin sınıflarına girip müdür ayrıca oralarda da baskı yapıyor. Kayıtlarda okul aile birliğinin haberi olmadan kendisi muhatap oluyor” dedi.

Bir başka eğitim emekçisi, "Sürekli para isteniyor okulda. Bir şeyin gerçek tutarından 2-3 katı fazla paralar istiyor. Kaliteli bir okul olunca veliler de burayı istiyor. O nedenle karşı çıkamayıp zorla kabul ediyorlar” diye konuştu.

 

“2 BİN 500 TL’Yİ BİRİKTİRMEK İÇİN TEMİZLİĞE GİTMİŞTİM”

Bir veli ise yıllar önce yaşadıklarını şöyle anlattı: "Yıllar önce de aynıydı ancak miktar bu kadar fazla değildi tabii. Örneğin 500 TL götürmüştüm. O zaman ‘bunu tama tamamlayalım’ demişti bana. Ben de tamamladım. Yani 1000 TL verdim ve yine zarf ile almıştı. Hatta kimseye söylemeyin de demişti."

Bir başka veli de, geçen yıl 2 bin 500 TL okul kaydı için para yatırdığını ancak müdürün bunu kabul etmeyince 7 bin TL daha yatırdıklarını söyledi. Ev temizliğine giderek 2 bin 500 TL’yi biriktirdiğini geçiminin çok zor olduğunu belirten veli, “Kredi çekenler var. Velilerin genelde en büyük sıkıntısı bu. İnanılmaz yüksek fiyatlar istiyorlar. Tuvalet kağıdı, temizlik malzemeleri diyorlar alındığına ilişkin bir şey görmüyoruz ki. Dekont göstermiyorlar, nereye gittiğini de bilmiyoruz. Okulun eğitimi çok güzel, ama müdür zorluyor” diye konuştu.

 

“SOYGUN DÜZENİNE DÖNÜŞMÜŞ”

“Adres tutunca belirli bir miktar para istendi. Önce ne kadar verebiliyorsanız dediler ben 4 bin vermiştim, ama bu sene bir tanıdığımdan 15 bin istemiş, veremem deyince de tanıdık şuan kayıt yaptıramıyor. Elimizde de makbuz da yok” diye konuşan bir başka veli de başka şanslarının olmadığını söyledi. Veli şöyle devam etti: “Bu haksızlıklara karşı gelmemiz gerekiyor, düzen baştan bozuk diyoruz ama öyle zorlanıyoruz ki çünkü özel okul şansın olmuyor. Kiminin durumu var kimi bunu biriktirmek için ayrıca işte çalışıyor. Evimde bir maaş var 2 taksitle verdim ben de. Geçim derdi bir yandan diğer yandan okulların bu durumu. Kitap parasını da zaten biz veriyoruz. Aidatı ne için diye soruyoruz fotokopi diyorlar, çocuğun defterinin arasında fotokopi bile yok. Soygun düzenine dönüşmüş.”

 

“OKULLARIN EĞİTİM ÖĞRETİME HAZIR OLMASI BAKANLIĞIN SORUMLULUĞUDUR”

Genel olarak okullarda yaşanan kayır süreçlerini değerlendiren Eğitim Sen 2 No’lu Şube Başkanı Veysel Beyazdam ise, “Ekonomik krizin bedelinin emekçi yoksul halkın üzerine yıkılmaya çalışıldığı bir dönemden geçiyoruz. Bunun uzantısı olarak eğitim alanında ise okullarda kayıt sürecinin başlamasıyla hemen her yıl olduğu gibi yine nahoş şeyler duymaktayız. Bunun en başında da kayıt parası adı altında velilerden alınmak istenen bir bedel. Sosyal devlet anlayışı anayasada bir ilke olmasına rağmen devleti yönetenlerin kimi zaman burada çeşitli kılıflar adı altında bu temel değerleri yok saydığını görmekteyiz. Basından duyduğumuz ve velilerimizden duyduğumuza göre birçok yerde özellikle çocuklarını okula kaydettirmek isteyen velilerin para nedeniyle sıkıştırılıyor” dedi.

Eğitimin kamusal olması ilkesinin eğitim emekçileri için temel bir ilke olduğunu belirten Beyazdam, “Bu ilkenin de ortadan kaldırıldığını görmek üzüntü verici. Okulların birçok yönden eğitim öğretime hazır olmasında birinci dereceden sorumlu Bakanlıktır. Merkezi bütçeden uzun zamandır yeteri kadar pay ayrılmadığını Eğitim Sen olarak dile getiriyorduk. Özellikle pandemi koşullarının üst noktaya çıktığı dönemde okullara ayrılan bütçenin yetmezliği gün gibi ortaya çıkmıştı” diye hatırlattı.

 

“SÜRECİN TAKİPÇİSİYİZ”

Yaşananlara eğitimde fırsat eşitliğini de gözeten yerden müdahil olduklarını sürecin  takipçisi olduklarını dile getiren Beyazdam, “Bizlere ulaşan öğrenciler ve velilerin şikayetlerin takip edeceğiz. Özellikle okul yöneticilerinden ilçe yöneticilerine ve genel olarak sorumlulara sesleniyoruz, yeteri kadar ekonomik olarak zorluk çeken halka nefes alabilecek bir alan açması gerek. Krizin bedelinin emekçilere yöneltilmemesini istiyoruz” dedi.

Kaynak: Evrensel