Öğretmenlerin ek göstergesinin 3000 den 3600’e yükseltilmesi, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nu ortadan kaldırarak güvencesiz bir çalışma modelinin dayatılmaması, vergi diliminin %15 olarak uygulanması taleplerini içeren basın açıklaması renkli görüntülere sahne oldu.

Eğitim-iş üyeleri hazırladıkları  sarı kartları  göstererek AKP hükümetini uyardılar.   “İş güvencemizi elimizden almayı aklınızdan bile geçirmeyin pankartını görüyorsunuz, sarı kartın ardından gelecek kartın ne olduğunu sayın  Davutoğlu’nun çok iyi bildiğini düşünüyoruz.”  sözleri basın açıklamasına damgasını vurdu.

Basın açıklamasını Eğitim-iş İzmir 1 Nolu Şube Başkanı ve Eğitim İş İzmir şubeleri sözcüsü Bülent Turan yaptı.

İktidarın çalışanlara uyguladığı antidemokratik baskılara karşı, meşru, demokratik ve örgütlü mücadelenin daha önemli olduğu günlerden geçmekte olduklarını, AKP iktidarının kamu çalışanlarının sınırlı güvencesi 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nu ortadan kaldırarak güvencesiz bir çalışma modelini dayatmakta olduğunu belirten Turan “Eğitim politikalarının başarılı olabilmesi için demokratik, bilimsel ve halkçı politikalarla birlikte, motivasyonu yüksek, mesleğinden elde ettiği gelirin yeterli olduğunu düşünen eğitim çalışanlarının varlığı gerekmektedir. Ancak ülkemizde eğitim alanında çalışanların, OECD ülkelerindeki meslektaşlarından daha fazla çalışmalarına rağmen aylık kazançları çok daha düşüktür.” dedi.

Emekliliği hak etmiş, özellikle mesleki tükenmişlik yaşayan öğretmenlerin  gönül rahatlığıyla emekli olabilmelerini sağlamanın en etkili yolunun  ek göstergenin 3600’e yükseltilmesi olduğunu söyleyen Turan “Ek göstergenin yükseltilmesiyle bakanlığın önündeki pek çok sorun kendiliğinden çözülecektir. Şöyle ki, ek gösterge 3000’den, 3600’e yükseltildiğinde, kıdemleri gereğince büyük çoğunluğu şehir merkezlerinde ve en iyi okullarda çalışmakta olan yaklaşık 100 bin öğretmenin emekli olacağı hesaplanmaktadır. Böylece  Atanamayan öğretmen sorunu büyük ölçüde çözülür. Büyükşehirlerin kenar okullarında çalışan öğretmenlerin merkezi okullara, ilçelerdeki öğretmenlerin ise il merkezine gelmesinin yolu açılır. Özellikle büyükşehirlerde ve bazı belli branşlardaki norm fazlalıkları büyük oranda giderilir. Öğretmen ihtiyacının daha yoğun hissedildiği Doğu ve Güneydoğu illerine daha fazla öğretmen ataması yapılabilir.” dedi.

Diğer bir konu da vergi sistemindeki adaletsizlik olduğunu vurgulayan Turan “Çalışanların vergi oranlarını belirleyen kazanç dilimlerinin yıllar içinde neredeyse hiç artmaması nedeniyle çalışanlar, daha yılın ilk aylarında bir üst kazanç dilimine geçiyor ve ödedikleri gelir vergisi oranı yüzde 15’ten yüzde 20’ye çıkıyor. Ortaya çıkan bu artışla çalışanlardan fazla vergi kesintisi olmakta bu da kamu çalışanlarının alım gücünü düşürmektedir. Vergi diliminin yükselmesi nedeniyle, Temmuz ayında maaşlara yapılan artışların daha fazlası gelir vergisi olarak devlete geri gidiyor.” dedi.