Eğitim-İş, Anadolu Eğitim Sen, Eğitim-Sen, Genç Eğitim Sen, Hürriyetçi Eğitim Sen, Teç-Sen, Öğretmen Sendikası eğitimcilere yönelik şiddeti durduracak bir yasal düzenleme talebi ve öğretmenlerin maruz kaldığı şiddeti protesto etmek için Milli Eğitim Bakanlığına yürüdü. Öğretmenler Milli Eğitim Bakanlığı önüne gelince  ''Yusuf Tekin istifa'' sloganı attı.

Eğitimciler daha sonra, “Susma haykır şiddete hayır” ,”Yaşasın öğretmen dayanışması”, “ Öğretmene kalkan eller kırılsın”, “Kader değil bu bir cinayet” sloganları eşliğinde Meclis Çankaya Kapısı’na yürüdü.

Şiddeti protesto etmek için siyah giyinen eğitimciler, yakalarına “şiddete hayır” yazılı kokart taktı, ellerinde “Can güvenliğimiz için yasa istiyoruz” , “Eğitimde şiddete dur de” , “Yaşam hakkı için birleşiyoruz” yazılı dövizler taşıdı.

Meclis parkında bir araya gelen eğitimciler, basın açıklaması yaptı.

 

Açıklama şöyle: 

Dünyada Başöğretmen unvanlı tek lider olan Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de söylediği gibi "Bir toplumun uygarlık düzeyi, öğretmene verdiği değerle ölçülür."

Öğretmenler, toplumun temel taşlarını döşeyen, gelecek nesilleri yetiştiren ve aydınlık bir geleceğe rehberlik eden mimarlardır.

Öğretmene yapılan her saldırı, tüm topluma ve ülkenin geleceğine yapılmış bir saldırıdır.

Unutmayalım ki, eğitimsiz bir toplum, karanlığa mahkumdur.

 

Buradan Milli Eğitim Bakanı’na soruyoruz; 

* Okulda şiddeti önlemek için daha kaç eğitim emekçisinin şiddete uğraması, can vermesi gerekiyor?

* İktidarın ve MEB’in plansızlığı nedeniyle okullarımız güvenlik açısından ciddi risk altındadır. Okullarımızdaki güvenlik açığının faturasını canımızla mı ödeyeceğiz?

* Daha önce defalarca yaşadığımız cinayetler gibi bu son cinayetin de azmettiricileri; öğretmenliği itibarsızlaştıranlardır, herkes öğretmenlik yapabilir, öğretmenler çalışmıyor ya da az çalışıyor gibi yanlış bir algıyı toplumda yaymaya çalışanlardır.

* Bizleri bugün okullarımızda açık hedef haline getirenler; liyakatsiz şekilde atandıkları koltukları bir hükümdarlık alanı gibi kullananlardır!

* Okullarda şiddeti körükleyenler; eğitime dair eleştiri ve önerilerimize yıllardır kulak tıkamakta ısrar edenlerdir, gerçek sorunları görmezden gelenlerdir.

* Bizleri hedef haline getirenler; her fırsatta emeğimizi küçümseyenler, mesleğimizi itibarsızlaştıranlardır.

* Bugün eğitim emekçilerinin canlarından endişe ederek okula gidiyor olması işte bunların eseridir.

* Okullardaki şiddetin arkasındaki nedenler somut olarak ortaya çıkarılmalı, eğitim emekçilerinin can güvenliği sağlanmalıdır.

* Okulda şiddetin son bulması için MEB’i acilen harekete geçmeye, eğitimin gerçek bileşenlerinin sözünü dikkati almaya ve gerekli önlemleri almaya çağırıyoruz.

* Okullarda yaşanan şiddet olaylarındaki korkutucu tırmanışı engellemek için bir an önce eğitimde şiddet yasası çıkarılmalıdır. 

* Eğitim kurumlarının tümünde, şiddetle mücadele etmek için alınması gereken somut önlemleri, ne yapılacağını ve nasıl önleneceğini gösteren bir eylem planı eğitimcilerle, gücünü kendi örgütlülüğünden alan biz sendikalarla birlikte hazırlanmalıdır. 

* Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalıdır.

* Özel ya da devlet okulu fark etmeksizin, derhal tüm eğitim kurumlarının güvenliği sağlanmalıdır.

* RTÜK’ün toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirip, mafya ve suç temalı TV yapımlarını denetlemesi sağlanmalıdır.

* İçine bin bir tane gereksiz ve hatta zararlı içeriklerle doldurulan bilim dışı müfredat yerine, şiddetin, çağdışı ve yanlış olduğunu öğreten, toplumsal yaşam derslerini içeren öğretim programları eğitimin tüm bileşenleri ile birlikte hazırlanmalıdır.

* Kendimizin ve öğrencilerimizin canından endişe ederek okula, eğitim kurumlarına gitmek istemiyoruz! Can güvenliğimizin olmadığı bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz!

ARTIK YETER! CAN KORKUSUYLA ÇALIŞMAK İSTEMİYORUZ!”