Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa ve Hasan Yalçın Yayla, İstanbul 3, 5 ve 6 No’lu şubelerin Ümraniye, Çekmeköy, Sarıyer ve Çatalca’da düzenlediği programlara katıldılar. Şube yönetim kurulları, ilçe temsilcilik yönetimleri, işyeri temsilcileri, okul yöneticileri ve üyelerin katıldığı toplantılarda, sendikal çalışmalara ve eğitim gündemine ilişkin değerlendirmeler yapıldı.

İşte toplantıda öne çıkan başlıklar:

Devlet sözünde durmalı, 3600 ek gösterge kapsamı genişletilerek uygulanmalıdır

3600 ek gösterge vaadinin üzerinden uzun bir zaman geçmesine rağmen hâlâ somut bir adım atılmadığını belirten Kolukısa, şöyle devam etti: “İkinci 100 Günlük Eylem Planı’nda ve 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi’nde yer verilen 3600 ek gösterge ile ilgili çalışma bir an evvel yapılarak Meclis’e sunulmalıdır. Hem teklifçisi hem de takipçisi olduğumuz 3600 ek göstergenin kapsamı, bütün eğitim çalışanlarını ve bütün kamu görevlilerini içine alacak şekilde genişletilmeli ve memurun memnuniyetsizliği daha fazla büyümeden bir an önce hayata geçirilmelidir.”

Öğretmen istihdamında farklı modellerden vazgeçilmesi, atamaların kadrolu yapılması çağrısında bulunan Kolukısa, istihdamda güçlük çekilen yerlerde teşvik sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Şiddetin önlenmesi için caydırıcı tedbirler alınmalıdır

Artarak devam eden eğitim çalışanlarına yönelik şiddet konusuna da değinen Şükrü Kolukısa, şiddetin önlenmesi için caydırıcı tedbirlerin alınmasının elzem olduğunu dile getirerek, sözlerini, “Eğitim çalışanlarının maruz kaldığı şiddet, kınama veya yüksek perdeden cümle kurmakla değil, gerekli yasal ve caydırıcı önlemleri almakla önlenebilir” diyerek tamamladı.

Meslek kanunu çıkarılmadan öğretmenlik hak ettiği yere gelemez

Meslek kanunu çıkarılmadan öğretmenliğin hak ettiği yere gelemeyeceğinin altını çizen Yayla, öğretmenin, eğitimin ve eğitim sisteminin belkemiği olduğunu vurguladı. Öğretmenliğin bir kariyer mesleği olduğunu dile getiren Yayla, “Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması, öğretmenlik mesleğinin tüm boyutlarıyla ele alınıp kapsayıcı bir yasal düzenlemeye kavuşturulması ertelenemez bir noktaya gelmiştir. Mesleki standartlara kavuşmamış bir öğretmenlik sistemiyle eğitimde hedeflenen yerlere ulaşılması mümkün değildir” dile konuştu.

Eğitim yöneticilerinin hizmetleri töhmet altında bırakılmamalıdır

Eğitim kurumu yöneticilerinin yaşadığı sıkıntıların kaynağının çarpık bakış açısı olduğunu vurgulayan Yayla, sorunlu bakışın değişmesinin şart olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Maaş bordrosunda bile müdür yazmayan, yöneticiliği ‘ikinci görev’ olarak adlandırılan okul müdürlerinin saygınlığı tescillenmeli, okul yöneticiliği profesyonel bir meslek hâline getirilmeli, okul müdürleri yaptıkları işe göre statü kazanmalıdır. Bu gerçekleşirse, okul müdürlerinin verimliliği, performansı, dahası eğitimin başarısı artacaktır.”

Çağ dışı kılık ve kıyafet yönetmeliğinin değişmesi için mücadelemiz sürüyor

Hasan Yalçın Yayla, darbe ürünü, çağ dışı kılık ve kıyafet yönetmeliğinin değişmesi için yıllardır sivil itaatsizlik eylemi yaptıklarını hatırlatarak, sözlerini şöyle tamamladı: “Kamu görevlisinin ne giyeceğine kendisinin karar vermesi devlet ciddiyetine halel getirmez ama kamu görevlisine ne giyeceğini bir yönetmelikle anlatmak, rüştünü ispat etmemiş bir kamu görevlisi fotoğrafı üretir ve kamu görevlisinin ciddiyetine zarar verir. Bu konuda insan onuruna yakışan bir düzenleme yapılana kadar susmayacağız, eylemimizi kararlılıkla sürdüreceğiz.”