Çocuğuz için okul veya öğretmen seçmek içinden çıkılmaz bir sürece dönüşebiliyor. Anne-babaların büyük çoğunluğu “en iyi” olan seçeneği arıyor. Bakanlığın, adrese dayalı olarak belirlediği okul dışındaki seçeneklere kayıt yaptırabilmek (“başarılı” olarak tanımlanan devlet okulları da dâhil olmak üzere) belirli bir bütçe veya çaba gerektiriyor! Okul arayışına giren anne-babalar, çocukları için okul seçme deneyimini yaşamış tanıdıkların tavsiyelerinden etkileniyorlar. “Falanca okulda filanca öğretmen var, çok iyi bir öğretmen”, “biz çocuğu falanca kolejine gönderdik çok memnunuz”, “sakın çocuğunuzu filanca okula vermeyin çok kötü” gibi tavsiye cümleleri havada uçuşur. Alınan ürünün (eğitim), bütün alıcılar (çocuklar ve veliler) için aynı sonuca ulaşması mümkün olmadığı için tavsiyelerde birbirinden farklıdır.

Anne babalar, tanıdıkların tavsiyelerine ek olarak;

  • Okulun fiziki yapısı
  • Öğretmenin/lerin niteliği (çalışma yılı)
  • İdarecilerin tutumu
  • Temizlik
  • Maliyet
  • Okulun eve olan mesafesi
  • Servis ağı
  • Yabancı dil eğitimi
  • Okuldaki yemeğin niteliği

gibi özelliklere bakarak okul seçmeye çalışıyorlar. Bütün bu özelliklerin gözden geçirilmesi okul seçimi açısından çok önemlidir. İki saat boyunca serviste kalınarak gidilen bir okul ne kadar iyi bir okul olursa olsun seçimin dışında kalabilir. Aile kendi ihtiyaç, beklenti ve imkânlarına bakarak seçenekleri değerlendirmelidir.

Anne-babaların, Okulun sunduğu eğitimin niteliğini değerlendirebilmesi pek kolay değildir. Okulun yukarıdaki özelliklerinin pozitif olması eğitimin niteliğinin de “iyi” olacağı yargısını doğuruyor. Kırk yıllık deneyimi olan bir öğretmenin iyi eğitimci olacağı, iki dil birden öğrettiğini söyleyen okulun çocuğu dünya vatandaşı olarak yetiştirdiği, fiziki şartları iyi olan okulun eğitiminin de iyi olduğu varsayılıyor. Anne-babalar bu özelliklere bakarak eğitimin niteliğine dair “dolaylı bir ölçüm” gerçekleştirmiş oluyorlar.

Bir okulun sunduğu en önemli ürün eğitimdir. Fiziki şartlar, temizlik, servis, yemek gibi faktörler eğitimin nitelikli bir şekilde gerçekleşmesini sağlayan yan unsurlardır. Eğitimin niteliğini anlayabilmek için okula pek-çok soru sorulabilir. Anne-babalara yardımcı olması amacıyla 10 soru hazırladık. Soruların altında yer alan paragraflarda ise anne-babaların cevaplarda araması gereken ipuçlarına dair bilgi vermeye çalıştık.

1.    Sınıf ortamında duygusal zorluk yaşayan bir çocukla karşılaştığınızda çocuğun yaşanan zorluğu aşabilmesi için neler yapıyorsunuz?

Yeni bir ortama girmek, özellikle okula başlamak pek çok çocuk için kaygı verici olabilir. Çocuk, için evin kurallarını bir kenara bırakıp okulun kurallarına uymak kolay değildir. Çocuğun; okula, sınıfa, öğretmene, arkadaşlarına uyum sağlaması gerekir. Hemen hemen her çocuk uyum sürecinde zorluklar yaşar. Bu zorlukların fark edilmesi ve çocuğa bu zorlukları aşabilmesi için yardımcı olunması eğitim ortamının niteliğini arttıran faktörlerden biridir. Öğretmenin tutumu ve okulun psikolojik danışma hizmetleri yaşanan duygusal zorlukların aşılmasındaki en önemli yardımcılardır.

2.    Çocuğumun eğitim yılı sonunda kazanmasını beklediğiniz beceriler nelerdir?

Eğitim süreci çocuğun becerilerini geliştirmeye çalışır. Beceri gelişimi uzun bir süreç ister. Bir yıllık eğitim programının odaklandığı beceriler eğitimin bakış açısının tanınmasına yardımcı olacaktır. Örneğin test çözme becerilerine veya yaratıcı düşünme becerilerine odaklanma arasında mutlak bir fark vardır. Eğitim kurumlarının bu soruya verdikleri cevap üzerinden sundukları ürünü ne kadar bütüncül planladıkları anlaşılabilir.

3.    Öğrenme ortamını bireyselleştirmek için neler yapıyorsunuz?

Grup eğitiminin en büyük dezavantajlarından biri grubun aynı seviyede algılanması ve seviyenin altında veya üstünde kalan çocukların zorlanmasıdır. Eğitim programının çocuğun ihtiyaçları ve yapabilirliklerinden yola çıkarak bireyselleştirilmesi eğitimin niteliğini arttıracaktır. Her çocuk aynı yöntemle eşit derecede öğrenemeyebilir. Çocukların ihtiyacına göre farklı yöntem ve teknikleri kullanılması, performansı arttıracaktır.

4.    Yaratıcı düşünme becerisini geliştirmeye yönelik uygulamalarınız nelerdir?

Modern eğitim programlarının pek çoğu “yaratıcı birey” yetiştirmeye odaklanır. Yaratıcılık hemen hemen her okuldan veya eğitimciden duyulabilecek bir kavramdır. Yaratıcılık kavramının içinin nasıl doldurulduğu eğitimin niteliği açısından çok önemlidir. Bugünün koşullarında, eğitim ve iş hayatında kendini gerçekleştirebilmenin anahtarlarından biri yaratıcı düşünme becerisidir. Yaratıcı düşünme becerisini geliştirmek için rutin uygulamaların olması eğitimin artılarından biri olacaktır.

5.    Eleştirel düşünme becerisini geliştirmek için kullandığını yöntem ve teknikler nelerdir?

Yaratıcı düşünme becerisi gibi eleştirel düşünme becerisi de pek çok eğitim programında yer almaktadır. Eleştirel düşünebilme, olgu ve kavramları tam olarak anlayabilmeyi ve bir adım ötesinde analiz-sentez düzeyinde işlem yapabilmeyi gerektirir. Çocuğun eleştirel düşünme becerisinin gelişebilmesi için çocuğa alan açılması çok önemlidir. Çocuğun disiplinli olmasının yani tamamen yetişkinin kurallarına uyum sağlanmasının beklendiği ortamlarda eleştirel düşünme becerisinin gelişmesi pek kolay değildir. Eğitim, çevrenin ihtiyaçlarına uyum sağlamayla-eleştirel olma arasındaki dengeyi kurabilmesi eğitimin niteliği açısından önemlidir.

6.    Yaptığınız değerlendirmeler öğrenme sürecini nasıl etkiliyor?

Değerlendirme sonucu sadece çocuğun başarısını göstermez. Öğretmenin, uygulanan programın ve öğrencinin tamamının etkileşimi hakkında bilgi verir. En yaygın kullanılan ölçme tekniği olan testler sonucunda yapılan değerlendirmelerde çocuğun performansına odaklanılıyor. Yapılan değerlendirme sonucunda çocuğun eğitimin içeriğinin hangi noktalarını öğrenemediği görülebilir. Çocuk “düşük” bir not aldıysa bunun karşılığı sıklıkla çocuğun daha çok çalışmasıyla ilgili baskı olarak geri dönmektedir. Eğitimcinin uyguladığı yöntem ve tekniklerin, eğitimin içeriğinin çocuk tarafından anlaşılmasına yardımcı olmadığını fark etmesi ve o çocuğun özelinde farklı yöntem-teknikleri kullanabilmesi eğitimin niteliğini arttıracaktır.

7.    Evde okulu desteklemek için neler yapmamı bekliyorsunuz?

Okulda öğretilmesi amaçlanan bilgi ve beceriler her geçen yıl artmaktadır. Bunun sonucu olarak öğrencinin okulda geçirdiği süre öğrenmenin gerçekleşmesi ve pekişmesi için yeterli gelmemektedir. Dershaneler, etüt merkezleri, özel öğretmenler bu açığı kapamaya çalışırlar. Bu üçlünün yanı sıra anne-babaların çocuklarının ödevlerine yardım etmeleri beklenmektedir. Anne veya babanın eğitimci rolünü üstlenerek çocuğa ders çalıştırmayı denemesi sıklıkla gerilimle sonuçlanır. Anne-babanın okulun kendisinden beklediklerinin farkında olması ve bu beklentilere kendini hazırlaması ailedeki bireylerin hayatını kolaylaştıracaktır. Okul seçimi yaparken bu beklentileri göz önünde bulundurmak iyi olabilir.

8.    Çocukların gelişimini ölçmek için hangi ölçme yöntemlerinden yararlanıyorsunuz?

En yaygın kullanılan ölçme yöntemi testlerdir. Yazılıların, sınavların ve sözlülerin ortak noktası çocuğun bilme düzeyinin belirlenmesidir. Bunların yanı sıra çocuğun gelişimi sürecinin daha ayrıntılı değerlendirilmesine katkı sunan yeni yaklaşımları tercih eden okullar bir adım öne çıkacaktır.

9.    Uygulayacağınız eğitim programını nasıl yapılandırıyorsunuz?

Okullarda kullanılan eğitim programları Milli Eğitim Bakanlığı tarafından oluşturulmaktadır. Bazı özel okullar ise akademik danışman, ölçme-değerlendirme uzmanı, eğitim koordinatörü, program geliştirme uzmanı gibi kadrolara yer vererek kendi programlarını yeniden yapılandırmaktadır. Okulun eğitim programına yatırım yapıyor olması çok önemlidir. Programının revize olması, işleyen yanlarının tutulması, işlemeyen yanların geliştirilmesi okullarda hiçbir zaman bitmemesi gereken bir süreçtir. Program geliştirme olarak tanımlanan bu süreci nitelikli bir şekilde yapan okullardaki eğitimin niteliği daha yüksek olacaktır.

10. Eğitimde teknolojiden nasıl yararlanıyorsunuz?

Akıllı tahta, projeksiyon, bilgisayar, tablet gibi teknolojik ürünler, sınıf ortamında kendilerine yer buldular. Teknolojiden etkili bir şekilde yararlanma, sadece teknolojik araç-gereç kullanma anlamına gelmemektedir. Modern hayatın bir parçası olan sosyal medya araçlarını, öğrenmeyi destekleyici biçimde kullanan okullar çocuklar için daha keyifli hale gelmektedir. Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal medya araçlarını yasaklamak yerine, etkili bir okul ve öğrenme ortamı yaratma amacıyla kullanmak çocuğun modern dünyanın beklentilerine uyum sağlamasını kolaylaştıracaktır.

“Bu okulun tarzı benim çocuğum için ne kadar uygun?”

Eğitim hakkında alınan bilgilerden sonra “bu okulun tarzı benim çocuğum için ne kadar uygun?” sorusunu sormak iyi olacaktır. Akademik başarıyı ön plana alan bir tarz, sizin çocuğunuz için uygun olmayabilir. Çocuğunuzu iyi tanımak, onun beceri ve ilgileriyle uyumlu bir eğitim ortamı aramak okul bulma sorununun çözümünü kolaylaştıracaktır. Anne-babanın ihtiyaçlarıyla çocuğun ihtiyaçlarının önüne geçmesi çocukta performans kaygısına neden olabilir. Unutmayın ki kaygı öğrenmenin önündeki en önemli engellerden biridir.

“En iyi” alternatif kaygıyı optimum seviyede tutarak çocuğun kendini gerçekleştirmesine yardımcı olan alternatiftir. 

 

Yılmaz Erdal – Psikolojik Danışman (egitimpedia.com)