Bakan Yusuf Tekin, müfredat değişikliği konusunda her kesime, birçok kez katkı verme konusunda çağrıda bulunduklarını, o dönemde az sayıda geri dönüş aldıklarını ifade ederek, bunların üzerine nisan ayının sonunda metni kamuoyuyla paylaştıklarını aktardı.
 
Yeni müfredat metni hazırlanmadan önce yaptığı çağrılara dönüşün az olduğunu kaydeden Tekin, "'Buyurun gelin yapalım' diyorum, hiçbiriniz gelmiyorsunuz sonra hazırlanan metni eleştiriyorsunuz." dedi. Tekin, 'Burada bilim adamı yok', eleştirisine "Türkiye'nin en saygın üniversitelerinden akademisyen arkadaşlarımız var. Şimdi bu eleştirileri yaparken o isimlere yönelik saygısızlıklarını da ortaya koyuyorlar." değerlendirmesini yaptı.
 
Tekin, yeni müfredat taslağı için 67 bin civarında görüş ve öneri geldiğini aktararak, tüm bunların sisteme yüklendiği an ilgililere iletildiğini, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı'nın son incelemesinin ardından kendisinin müfredatı onayladığını anlattı.
 
"67 bin görüşün ne kadarı metne yansıtıldı?" sorusuna Tekin, "67 bin görüş ve önerinin 10 bin 756'sından doğrudan faydalanıldığını söylüyor arkadaşlarımız. Oran olarak da toplam görüşlerin yüzde 16'sı. Ama tekrar söylüyorum, en başından itibaren çok katılımcı ve demokratik bir mantıkla süreci yürütmeye çalıştık. Bu konudaki eleştirilerin tamamını reddediyorum." yanıtını verdi.
 
Bakan Tekin, müfredata ilişkin eleştirileri nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, demokrasi, laiklik ve Cumhuriyet üzerine yapılan eleştirilerin hiçbirisini kabul etmediğini söyledi.
 
Müfredattaki, "Türkiye Yüzyılı" ibaresi nedeniyle AK Parti propagandası yapmakla eleştirildiklerini anımsatan Tekin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 14-28 Mayıs seçimlerinden önce "Önümüzdeki yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapmak istiyorum" ifadesini kullandığını hatırlattı.
 
Bakan Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Programı'nda yer alan bir kavramdan bahsediyoruz. Zaten Sayın Cumhurbaşkanımız bunu deklare etmiş. Tekrar söylüyorum yani bir siyasi partinin seçim propagandası olmaktan çıktı konumuz artık. Önümüzdeki yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapmak istiyoruz. Bunu nasıl yapabiliriz? Çocuklarımızı dünyadaki muadilleriyle en iyi şekilde rekabet edebilecek, çağın ihtiyaç duyduğu insan profiline en iyi şekilde kendilerinin yetişmesini sağlayabilecek bir program ortaya koyarak bunu yapmaya çalışıyoruz."
 
Tekin, eğitim öğretimin başlamasıyla yeni müfredatta küçük dokunuşlar olabileceğini dile getirerek, "Sahadaki öğretmen arkadaşlarımızın fark ettiği veyahut içinde yaşadığımız konjonktür gereği çok hızlı gelişen bir dünyada yaşıyoruz, bir yenilik ortaya çıkabilir, bir doğal afet, başka tür konular ortaya çıkabilir. Onlar mutlaka müfredatın içerisine yeniden dercedilir." değerlendirmesinde bulundu.
 
 

Müfredatta Osmanlı dönemi

"Müfredatta, Osmanlı'nın duraklama döneminin 'dönüşüm', çöküş döneminin 'savaşlar sarmalında Osmanlı' olarak yer almasıyla ilgili eleştiriler var. Nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna karşılık Tekin, "Osmanlı kötü, Cumhuriyet iyi" veya "Cumhuriyete karşıyız, Osmanlı'yı seviyoruz." şeklindeki ikilemlere karşı olduğunu vurguladı.
 
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, şöyle devam etti: "Programlarımıza yaptığımız şey şu, eski Türk devletlerinden, Türkistan devletlerinden, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e bir devamlılık. Bir kopuş değil. Bu devamlılığın çocuklarımız tarafından içselleştirilmesini istiyoruz. İntegral dışındaki konuların odağında burası var. Çocuklarımız bu kopuşu, sanki Cumhuriyet öncesi dönemi başka bir ülkenin tarihiymiş gibi algılasınlar istemiyorum. Bu devamlılığı algılasınlar ki bu ülkenin, bu devletin, bu milletin birliğini, beraberliğini, bütünlüğünü ve gelecek kuşaklara aynı kararlılıkla sahip çıkılması anlamında eğitim verelim istiyoruz."
 

Öğretmenlik Meslek Kanunu çalışmaları

Tekin, Öğretmenlik Meslek Kanunu'na ilişkin soru üzerine de Anayasa Mahkemesinin iptal kararının ardından hem bu karar doğrultusunda düzenleme yapmayı hem de öğretmenlerin, sendikaların ve ilgili akademik camianın beklediği bir meslek kanunu hazırlamayı amaçladıklarını aktardı. 
 
Bu konuda da kamuoyuna çağrıda bulunduklarını ve önemli geri dönüşler aldıklarını anlatan Tekin, taslak metnin ortaya çıktığını, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde komisyonlara havale edilmesini beklediklerini belirtti.
 
Yusuf Tekin, bir başka soru üzerine de velilerinden izni almadan öğrencilerini sosyal medyada paylaşan öğretmenlere açılan davalarla ilgili konuştu. Tekin, öğretmenleri bu tür yargılama süreçlerinden kurtarmak için konuyu bir disiplin mekanizmasına dönüştürdüklerini ifade etti.
 

"Dünyada artık bu modele doğru geçiliyor"

Öğretmen yetiştirme programlarına ilişkin soru üzerine Tekin, geçmiş dönemlerde sürekli farklı mekanizmalarla öğretmen ihtiyacının giderilmeye çalışıldığını anımsattı.
 
1993'teki 14. Şura'dan itibaren 2021'deki 20. Şura'ya kadar her şurada bir Milli Eğitim Akademisi kurulmasının tartışıldığını hatırlatan Tekin, "Şu anda yaptığımız şey lisans programlarının dışında, Milli Eğitim Bakanlığı kendi ihtiyaç duyduğu öğretmeni, kendi ihtiyaç duyduğu profile göre, okul türü, öğrenci türü açısından, pedagojik açıdan veya bakanlıkla iletişim açısından ihtiyaç duyduğu şekilde yetiştirmek üzere bir akademik yapı oluşturacak." dedi.
 
Tekin, Kariyer Basamak Sınavlarıyla ilgili soruyu ise "Başından beri söylüyorum, öğretmen arkadaşlarımıza bir test sınavla kariyer unvanı verilmesini ben içime sindiremiyorum ve bunu da doğru bulmadığımı söylemiştim. Ama dediğim gibi bu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde tartışılacak, oradan çıkan yasal düzenlemeye saygı duyacağız." diye yanıtladı.
 MEB