İşte kendi deneyimlerimden öğrendiğim 8 öneri:

1. Savaşmaktan Kaçının
Ailelerle yaptığım telefon görüşmelerinde mutlaka notlar alırım. Bu, bir konuşmanın detaylarını hatırlamaya ihtiyaç duymanız ihtimali için her zaman iyi bir yoldur. Aileler aşırı derecede sinirlendiklerinde, duygusallaştıklarında ya da saldırganlaştıklarında (ki bu pek nadir olur), konuşmayı hızlıca ama diplomatik bir şekilde sona erdiririm: “Üzüldüğünüzü anlıyorum, ama sizinle telefonda konuşma konusunda kendimi artık pek rahat hissetmiyorum. Yüz yüze görüşmeyi öneriyorum, ama yanımızda bir idareci de bulunmalı.” Ardından durumu hemen üstlerime bildiririm. Bazen velilerin sadece yüzde beşi zamanınızın yüzde 95′ini tüketir.

2. E-mailleri Zamanında ve Kısa Bir Şekilde Yanıtlayın
Velilerden e-mail aldığımda, aynı gün hemen cevap veririm. Zamanında cevap vermeyerek hem kendinizin hem de okulunuzun tembel ve hiç de profesyonel olmayan bir imaj çizmesine sebep olursunuz. Eğer e-mail, basit bir isteğin ötesinde bir şeyse – mesela bir öğrenciye annesi tarafından iletilen basit bir hatırlatma gibi – detaylı bir fikir alışverişinden kaçınmak ve bunun yerine yüz yüze bir görüşme talep etmek her zaman daha akıllıcadır. E-mail aracılığıyla gerçekleşen konuşmaların tonunu ve anlamını, korkuların ve duyguların artmasına sebep olacak şekilde yanlış anlamak son derece kolaydır.

3. Ödevleri Online Olarak Gönderin
En az iki haftayı kapsayan dersleri ve ödevleri online olarak önceden gönderirim. Bunlar, hem veliler hem de öğrenciler için aynı şekilde kolayca erişilebilir olurlar. Çok az şey bir öğretmenin itibarına, hazırlıksız ve düzensiz olarak algılanmak kadar zarar verir. Ayrıca aileler çocuklarının neler üzerinde çalıştıklarını bilmeliler. Öğrencilerin de ne öğreneceklerine dair net bir fikri olmalı. Çoğu zaman bu planlama, daha zorlu ödevlere nasıl hazırlanmaları gerektiği konusunda veliler ve öğrencilerle önceden görüşmeler yapmamı sağlar. Dahası, öğrenciler çeşitli sebeplerden dolayı bir okul gününü kaçırdıklarında, ne öğrenciler ne de veliler kaçırdıkları dersler hakkında bana e-mail atmak zorunda kalmaz.

4. Aileleri Çocuklarının Eğitimine Dahil Edin
İdeal öğretmen, veli desteğine ve merakına kucak açar. Derslerim ve verdiğim ödevler konusunda velilerle yaptığım olağanüstü olumlu konuşmaların sayısını bile hatırlamıyorum. Bu konuşmalar genellikle, şu ya da bu öğrencimin yaptığı ya da söylediği belirli bir şeyden ne kadar etkilendiğimi anlatmaya dönüşür. Ailelerin, çocuklarını gerçekten tanıdığımı ve onlara değer verdiğimi görmelerini sağlar. Bazen veliler çocuklarının başarılı olması için neler yapabileceklerini sorarlar. Onların doğrudan yapabilecekleri şeyleri de kapsayan bir yaklaşım ortaya koymanız çok önemlidir. Onların yardımlarına başvurun. Bunu, başka bir koçun yardımına başvurur gibi yapın, bir vekilin yardımına başvurur gibi değil.

5. Başarılı Bir Veli Toplantısı İçin İyi Hazırlanın
En başından itibaren veli desteğini kazanmanın en iyi yolu başarılı bir veli toplantısı gerçekleştirmektir. Velilerle konuşurken, sınıfta öğrencilerime getirdiğim canlılığın ve şevkin aynısını onlara da yansıtmak için elimden gelenin en iyisini yaparım. Öğrettiklerimi seviyorum ve bunun sadece söylediklerimden değil, nasıl söylediğimden de anlaşılmasını istiyorum. Sınıfımla ilgili heyecanla konuşurken ben de hayat dolu oluyorum. Bu arada, birlikte geçirdiğimiz kısa zamanı kendi tekelime almama konusunda da dikkatli olurum. Ailelerin de söyleyeceklerini duymak, çocukları hakkındaki umutlarını ve korkularını öğrenmek isterim. Ve bütün çocukların en yüksek potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olma konusundaki ortak misyonumuz doğrultusunda onlara nasıl destek olabileceğimi bilmek isterim.

6. İyi Haberleri İletmek İçin Telefon Açın
Okuldan gelen telefonlar genellikle pek olumlu olmazlar. Her sömestrde iki kez velileri telefonla arayıp onlara, çocuklarının yaptığı ya da söylediği bir şeyden ne kadar etkilendiğimi söylemeye özen gösteririm. Velilerin her seferinde telefonu, yanlış bir şey yapmış bir öğrenci gibi gergin bir şekilde açmasına şaşırırım. Onlara sadece iyi haberler verdiğimde çok rahatlarlar ve gururlanırlar. Bu aramalar, bocalamaları ya da zayıflıkları fark etmeye değer verdiğim kadar başarıları ve gelişmeleri görmeye de ne kadar değer verdiğimi de bilmelerini sağlar. Ayrıca bu aramalar, çocuklarının hayatını daha da zorlaştırmaya niyetim olmadığını, değerlendirmelerimde ve geribildirimlerimde adil olduğumu ve gerçekten öğrencilerin başarılı olduğunu görmek istediğimi anlamalarına yardımcı olur.

7. Profesyonel Görünün
Hiçbir şey dağınık görünümlü bir öğretmen kadar “hiç profesyonel değil” hissi vermez. Özellikle de veli görüşmelerinde. Ne zaman bir veliyle karşılaşacağınızı asla bilemediğiniz için okula düzgün ve profesyonel bir görünümle gelmek iyi bir fikirdir. Okula asla kravat takmadan gelmeyen ve bu sayede gerçek yetki sahibinin biz olduğumuzdan kimsenin şüphe etmemesini sağladıklarını savunan öğretmenler var. Bunun için bir kravat takmanın şart olduğuna kesinlikle inanmıyorum, ama bence bir zararı da olmaz. Ayrıca daha genç öğretmenler için akıllıca bir hareket bile olabilir.

8. Okul Sonrası Aktivitelere Katılın
Bu, birilerine koçluk yapmaktan, bir aktiviteye seyirci olarak katılmaya kadar her şey olabilir. Ben, kros koşu takımına koçluk yapıyorum. Ve akademik olmayan bir ortamda öğrencilerle çalışmaya bayılıyor olmamın ötesinde her gün velilerle etkileşim halinde olmaktan da büyük keyif alıyorum. Çocuklarının sadece atletik açıdan değil aynı zamanda duygusal ve akademik açıdan da ne durumda olduklarını konuşuyoruz. Bu konuşmaların, hem sahada hem de sınıfta ergenlerle nasıl iletişim kurmam gerektiğini fark etmeme ne kadar yardımcı olduğunu kelimelerle anlatamam.

Kaynak: edutopia.org - egitimpedia.com