Bir insanın anavatanının çocukluk olduğunu vurgulayan psikolog ve iletişim psikolojisi uzmanı Doğan Cüceloğlu, çocukluğunu doya doya yaşayamamış insanların mutlu olmasının çok zor olduğunu söyledi. Günümüzde aynı apartmanda yaşayıp birbirine selam vermeyen insanların olduğunun altını çizen Cüceloğlu, şehirleşmiş, eğitimli kişilerin bencilleştiğini kaydetti.

“ÇOCUKLUĞUNU YAŞAMAMIŞ BİR İNSANIN MUTLU OLMASI ÇOK ZOR”

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin düzenlediği 3. İletişim Günleri'ne katılan psikolog ve iletişim psikolojisi uzmanı Doğan Cüceloğlu, “Yaşam, İlişkiler, Varoluş” başlıklı konuşmasında yaşamın ilk 5 yılını bir ağacın köklerine benzeterek “Ağacın kökleri onun yaşam kaynağıdır. İnsan yaşamının kökleri var mı? Nasıl ki kökler ağacın yaşam kaynağı ise insanın ilk beş yılı da köklerinin, kimliğinin geliştiği dönemlerdir. Bebeklik çocukluk çağı çok önemli. Hayatın en önemli dönemidir. Yaşam köklerinin geliştiği dönemdir. Çocuk bu dönemde kendi anlam verme sistemini geliştirmektedir. O nedenle bir insanın anavatanı çocukluğudur diyorum; çocukluğunu doya doya yaşayamamış bir insanın mutlu olması çok zordur. Bir anne babanın en temel görevi çocuklarının çocukluğunu doya doya yaşamalarına olanak sağlamasıdır. O yüzden çocukluğunu doya doya yaşamamış insanlardan oluşan toplumun çoğunluğu asık suratlı ve öfkelidir” diye konuştu.

“ŞEHİRLEŞMİŞ, EĞİTİMLİ KİŞİLER BENCİLLEŞİYOR”

Cüceloğlu aynı apartmanda yaşayıp birbirine selam vermeyen insanların olduğunu hatırlattı. Şehirleşmiş, eğitimli kişilerin bencilleştiğini, bunun üzerine düşünülmesi gerektiğini vurgulayan Cüceloğlu ikili ilişkilerde evliliklerde de hep bir mücadele yaşandığını söyledi.

Cüceloğlu şu değerlendirmelerde bulundu:

“Onlar yetişirken öyle bir ortamda yetişiyorlar ama biz merkezli yaşayan insanlar mutlu olmak istiyorsan mutlu etmesini de bil felsefesiyle yaşarlar. İlişkinde mutlu olmak istiyorsan karşındaki kişiyi nasıl mutlu ederime odaklan. Bu bambaşka bir yaşam felsefesi.”

Sözcü