Ortaöğretimdeki eğitim düzeyi AB ve OECD bölgeleri içindeki en yüksek seviyedeyken,  yüksek öğrenim gören yetişkinlerin oranı OECD ortalamasının üzerinde yer alıyor.

Eğitim, Estonya kültürünün kökeninde yatıyor. 17. yüzyıl boyunca, günümüz Estonya bölgesinin tamamının İsveç egemenliği altında olması, akademik ortaöğretim okullarının ve bir üniversitenin kurulmasına neden oldu (1632). Büyük Kuzey Savaşı’nı takiben bir yüzyıl sonra Estonya, Rus egemenliği altına girdi. Alman üniversitelerinde eğitim almış kilise liderleri ve bir dinsel reform hareketi olan Pietizm, Estonya halkı arasında öğrenme arzusunu artırmaya devam etti. Pek çok yetişkin, okumayı, yazmayı ve müzik yapmayı kendi kendine öğrendi ve daha sonra bu becerileri çocuklarına aktardı. Bunun bir sonucu olarak nüfusun oldukça büyük bir bölümü okuryazardı: 18. yüzyıla ait kayıtlar, her iki köylüden en az birinin okuyabildiğini gösteriyor. 1922 yılında yapılan nüfus sayımına göre ise nüfusun yüzde 90′ı okuma ve yazma biliyor.

Kısa bir bağımsızlık döneminden sonra Estonya 1944 ve 1991 yılları arasında Sovyetler Birliğine dahil oldu. Bu süre içinde eğitim çok daha erişilebilir bir hale getirildi ve endüstrinin hizmetine sunuldu. Özellikle de askeri endüstrinin. Genel eğitim müfredatı, problem çözme ya da karar alma becerilerinden çok, özellikle doğa bilimlerinde ansiklopedik veriler edinmeye odaklanıyordu. Tüm çocuklar en az yedi yıllık temel eğitim aldı. Temel eğitimin süresi sonunda dokuz yıla yükseltildi. Ortaöğretim ve meslek okullarına kayıtlar, tıpkı üniversite mezunlarının sayısında olduğu gibi genel bir artış gösterdi.

lead_960

Estonya Eğitim Sistemi

Estonya’daki örgün eğitim, okul öncesi (7 yaşına kadar olan öğrenciler için; 3 ve 7 yaş arasındaki her 10 çocuktan 8′i okul öncesi eğitime katılıyor), temel (1-9. sınıflar, 7 ila 16 yaş arası), ortaöğretim (genel ve mesleki; genel eğitimde 10-12. sınıflar, mesleki eğitimde 3-4 yıl; çoğunlukla 16-18/19 yaş arası) ve yüksek öğretimden oluşuyor. Temel eğitimin üç aşaması bulunuyor: 1-3. sınıflar ve 4-6. sınıflar ilkokul eğitimini ve 7-9. sınıflar ortaokul eğitimini oluşturuyor. Temel eğitimin tamamlanmasına ya da öğrenci 17 yaşına gelene kadar okula gitmek zorunlu.

Öğrenci performansı, merkezi testlerle, örnek tabanlı merkezi testlerle ve düzenli sınıf değerlendirmeleriyle ölçülüyor. Temel eğitimden mezuniyet için öğrencilerin müfredat konularında ve mevcut yaratıcı çalışmalarda tatmin edici bir düzeye ulaşmaları gerekiyor. Ayrıca Estonya dili, matematik ve öğrenci tarafından seçilen bir sınav olmak üzere üç zorunlu ve standart final sınavı bulunuyor. Amaç, devlet müfredatı tarafından oluşturulan öğrenme hedeflerinin başarıldığına dair öğrencilere, ebeveynlere, okula, okul yöneticisine ve devlete objektif ve kıyaslanabilir bilgiler vermek.

Ülkenin okul sistemi 1990′ların başında merkezileştirilmişti. Okul müdürlerine, tüm kadroyu işe alma ve işten çıkarma, çalışma şartlarını ve iş sözleşmelerini müzakere etme, okul bütçeleri, eğitim öncelikleri ve okul için yapılan geliştirme planları hakkında karar verme yetkisi dahil önemli ölçüde yetkiler verilmişti. Bir okulun yöneticisi öğretmenleri işe alır, gelişimlerini destekler ve eğer gerekirse onları işten çıkartırdı. 2006 yılında Eğitim Bakanlığı okullara, her üç yılda bir en az bir özdeğerlendirme yapma zorunluğunu getirdi.

Eğitim Reformları

1980′lerin ortası ile 1990′ların ortası arası

1987′de düzenlenen bir öğretmenler kongresi, reformun ilk döneminin başlangıcı oldu. Kongrede yaklaşık 1000 öğretmen, Sovyet eğitim sistemini güçlü bir şekilde eleştirdi ve Estonya eğitimi için daha fazla bağımsızlık talep etti. Tartışmalarının merkezinde, genel eğitim için yeni bir müfredat çağrısı yatıyordu. 1989 yılında ülke bağımsızlığını yeniden kazanmadan önce ders dili Estonya dilinde olan okullar, bu hareketten ilham alan yeni müfredatla aynı çizgide dersler planlıyordu zaten. Bağımsızlıktan sonra öncelik müfredat reformunu tüm sisteme yaygınlaştırmak ve derinleştirmekti.

1996 yılında yürürlüğe giren yeni müfredat, yüzünü Avrupa’ya dönen demokratik, dinamik ve bilgi tabanlı bir toplum yaratmak ve yıllar süren komünist rejimin ardından bir pazar ekonomisi yaratmak için bir araç olarak görülüyordu. Müfredat problem çözmeye, demokratik karar almaya, eleştirel düşünmeye ve kişisel sorumluluk farkındalığına odaklandı. Temel amaçlardan biri, öğrencilere kendi öğrenmelerini motive etme, yansıtma ve yönetme becerisi aşılamaktı. Ancak bireysel dersler her zaman müfredatın genel hedefleriyle aynı çizgide değildi. Revize edilmiş versiyonu 2002 yılında yürürlüğe girdi.

Bağımsızlığı takiben Estonya daha etkili bir eğitim sistemi kurmayı öğrenmek için yüzünü Finlandiya’ya döndü. Finlandiya Eğitim Kurulundan uzmanlar, 1996′da Estonya Ulusal Müfredatını geliştirmek için danışman olarak hizmet verdi. Müfredatı ve öğrenme çıktılarını belirlemek için okullara özerklik vermek gibi Finlandiya müfredatının bazı özellikleri, doğrudan Finlandiya Ulusal Müfredatından ilham alınarak hayata geçirildi.

1995′ten 2004′e

İkinci dönem, Estonya Avrupa Birliği’nin bir üyesi olmak için başvurduğunda başladı ve resmi olarak üye olduğunda sona erdi. AB mevzuatına geçişle birlikte Estonya eğitim sistemi giderek daha fazla Avrupa’nın temel yapısından ve politikalarından etkilenir hale geldi.

2004′ten günümüze

Estonya’da eğitim 2003′ten beri öğrenme çıktılarının uluslararası değerlendirmelerindeki sonuçlarından da güçlü bir şekilde etkilendi. Uluslararası sınavların (PISA, TIMMS ve TALIS) sonuçları her yerde yayınlandı ve üzerine bolca tartışıldı. Eğitimciler, çocuk merkezli ilerici eğitim ideallerini savunmak ve eğitim sistemindeki eşitlik sorunlarını ön plana çıkarmak için ülkenin başarılı sonuçlarını kullandı.

Örneğin Estonya’nın katıldığı ilk PISA değerlendirmesi (2006), Rusça eğitim veren okullardaki öğrencilerin ortalama fen, okuma ve matematik sonuçlarının Estonya diliyle eğitim veren okullardaki öğrencilerden belirgin bir şekilde daha düşük olduğunu gösterdi.

Estonya’nın 2008-13 için entegrasyon planında hükümet, öğrencilerin etnik kökenine bakmaksızın herkes için eşit eğitim fırsatı garanti etmeyi görev edindi. Öğretmenlerin mesleki gelişimini ve ve eğitimin kalitesini garanti etmek için özel danışmanlık merkezleri kuruldu. Rusça eğitim veren ortaöğretim okullarının üst sınıflarına Estonya dilinde eğitim verme zorunluluğu getirildi. Bu karar, öğretmenleri genellikle aynı olduğu için alt sınıfları da etkiledi.

Bu değişimi desteklemek için Rusça eğitim veren okullar için ekstra ders materyalleri hazırlandı. Rus okul öğretmenlerine, Estonya dilinde daha yetkin olabilmek için gösterdikleri çabaları desteklemek adına hizmet içi kurslar ve güncellenmiş eğitim materyalleri sunuldu. Böylece Rusça eğitim veren okullardaki öğretmenlerin, Estonya dilinde eğitim veren okullardaki öğretmenlerle birlikte mesleki gelişim faaliyetlerine katılmaları sağlandı.

Estonya aynı zamanda daha zayıf öğrencileri desteklemenin ve eğitim sitemi içindeki eşitliği ve kapsayıcılığı sağlamanın farklı yollarını yürürlüğe soktu. Her öğrenci için yıllık bir gelişim görüşmesi talep edildi ve okullar, tatmin edici yıl sonu notları olmayan öğrenciler için uygun tedbirler almak zorunda bırakıldı. Eğitime eşit erişimi sağlama çabasıyla 2006′dan itibaren öğrenciler için sıcak okul yemekleri, ders kitapları ve öğrenme materyalleri ücretsiz olarak sağlandı. Estonya’daki tüm okulların, özel gereksinimli öğrencilere hizmet sağlamak için koordinatörleri olmalıydı. 2007 yılında kabul edilen bir yönetmelik, öğrencilerin eğitimi bırakmasını engellemek için ekstra bireyselleştirilmiş desteği zorunlu hale getirdi. Bu tür bir destek özel gereksinimli eğitiminde konuşma terapisi, psikolojik yardım ve sosyal pedagojik danışmanlıği içeriyor.

2014 yılında yürürlüğe giren “Estonya Yaşam Boyu Öğrenme Stratejisi 2020″ isimli ulusal bir eğitim planı, yetkin ve motivasyonu yüksek öğretmenlerin ve okul müdürlerinin önemini vurgularken işgücü piyasasının ihtiyaçları ile yaşam boyu öğrenme fırsatlarının uyumlu bir hale getirilmesi çağrısı yapıyor ve herkes için yaşam boyu öğrenme fırsatlarının garanti edilmesini hedefliyor (dijital platformlar yoluyla olması dahil).

Ortaya Çıkan Sorunlar Ve Zorluklar

OECD tarafından yakın zamanda yapılan bir inceleme, Estonya eğitim sisteminin etkinliğini geliştirmek için bazı politika öncelikleri belirledi: Okul ağlarını güçlendirmek, öğretmenlerin ve okul liderlerinin profesyonelliklerini teşvik etmek, özel gereksinimli öğrenciler ve Rusça konuşan öğrenciler için ekstra kaynaklar hedeflemek ve mesleki eğitimi çok daha cazip bir seçenek haline getirmek.

Estonya eğitim sisteminin en kritik problemleri öğretmenlerle ilgili. Estonya’da öğretmenlik çekici bir meslek değil. Her şeyin ötesinde öğretmenler düşük bir sosyal statüye sahipler. Bu da, yüksek nitelikli adayları, özellikle de ileriye yönelik matematik ve fen öğretmenlerini mesleğe çekmeyi zorlaştırıyor. Bu sorunla başetmek için çeşitli girişimlerde bulunuldu. Buna öğretmen maaşlarını yükseltmek, yeni ve beceri temelli bir kariyer modeli yaratmak, mesleki gelişim ve öğretim uygulamaları hakkındaki araştırmaları desteklemek için üniversitelerde yeterlilik merkezleri kurmak ve okul içinde ve okullar arasındaki öğretmenler arası işbirliğini teşvik etmek. (Egitimpedia)

Kaynak: https://www.oecd.org/pisa/PISA-2015-estonia.pdf