İktidarın, ülkeyi asgari ücretli çalışan toplum haline getirdiğini belirten Genel Sekreter Aras, “Ülkemizde işçilerin çok büyük bölümü asgari ücret ve asgari ücrete yakın bir ücretle çalışmaktadır. Asgari ücret bırakın geçinmeyi, açlık sınırının bile oldukça altında kalmaktadır.  Bugünkü haliyle asgari ücret açlık ücreti haline gelmiştir.’dedi.

2024 yılı için geçerli olacak asgari ücretin 17 bin 2 TL ile açlık rakamı olduğunu kaydeden Aras, “Yüzde 49 zam oranıyla belirlenen bu rakamın yeterli olup olmadığını değerlendirmeden önce, asgari ücret gerçeğine dair bazı noktaların tekrar altını çizmek şarttır:

Asgari, yani ‘en az’ ücret, iktidar sayesinde artık ülke çapında genel ücret haline gelmiştir.
Asgari ücret rakamı açıklandıktan birkaç saat sonra dahi marketlerde etiket değiştirme faaliyetleri yapıldığına işaret eden Aras, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yani enflasyon sabit tutulmadıkça ya da enflasyon artışına göre yeterli sıklıkta ücret iyileştirilmesi yapılmadıkça, “yeterli bir asgari ücret”i tespit etmek mümkün değildir. 

TÜİK’e göre %65 civarında gerçekte ise üç haneli oranlarda seyreden enflasyon ücretli çalışanları, emeklileri, yoksulları ezip geçmektedir.”

Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş Ar-Ge biriminin yapmış olduğu araştırmayı hatırlatan Aras, şu değerlendirmeyi yaptı:

 “Ülkemizde Aralık ayı açlık sınırı 16 bin 483 lira yoksulluk sınırı da 46 bin 837 lira olarak belirlenmiştir. Gıda Fiyatları Aralıkta yüzde 6,2 arttı. Son bir yıllık dönemde ise yüzde 100.2 arttı. Son altı aylık enflasyonda %50.6 artmıştır. Üstelik daha yeni yıl gelmeden zamları gelmiştir. 2024 gelmeden zamlar peşine yapılmıştır.

1 kilo beyaz peynirin fiyatı 300 lirayı, 1 kilo etin fiyatı 390 TL’yi,  30’lu yumurta 130-140 lirayı bulmuştur.

Asgari ücretliler çok iyi biliyorlar ki, yapılan artış ile çok daha fazlası birkaç ay içinde gıdasındaki, suyundaki, elektriğindeki ve doğalgazındaki vergilerle geri alınacaktır. 
Ülke genelinde kira ortalaması 10 bin TL’ye ulaşmışken 17 bin liralık ücretle milyonlarca insanın nasıl geçineceği büyük bir kriz sorusu olarak orta yerde durmaktadır. 

Yapılması gerekenler bellidir:
* Asgari ücret tespit komisyonunun yapısı değiştirilmeli, işleyişi şeffaflaştırılmalıdır.
* Enflasyon artışı kötü ekonomi yönetiminin bir sonucudur. “Yılda bir kez zam” yapmak, emekçiye “benim hatalarımın bedelini sen ödeyeceksin” demektir. Bir kez zam inadından vazgeçilmeli ve yıl içinde dört ara zam yapılmalıdır.

İnsanlık onuruna yaraşır bir ücretin belirlenmesi ve korunması için şart olan bu yöntemler, kamu emekçilerine yapılacak zamlar belirlenirken de kullanılmalı, krizin faturası emekçilere kesilmemelidir.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; bu sefalet fermanını ancak gerçek ve örgütlü bir emek mücadelesinin yırtıp atabileceğinin altını çiziyor, bu uğurda verdiğimiz mücadeleyi aralıksız olarak sürdüreceğimizi ilan ediyoruz.”