Özel okullarda görev yapan öğretmenlerin özlük hakları konusunun gündemde yer tutması için yapılması gerekenler, paydaşlar tarafından daha da yoğunlukla tartışılmalı. Çünkü sorunun “bilinirliğinin” yaygınlaştırılması bu sorunun çözümüne giden ilk adım olacaktır. Herkesin bildiği bir sorun olunca, çözüme dönük arayışlar da artar. Siyasi iradeden de ancak böyle destek alınabilir. Sorunu kimse bilmiyorsa, kamuoyunda bilinen bir ‘dert’ haline gelmediyse, çözüm için kim-neden harekete geçsin!?

Bugünün dünyasında örgütlülük çok önemli… Örgütlü davranış modelleri geliştirilmeli… Örneğini birkaç hafta önce yaşadık. Öğretmen meslek kanunu hazırlıklarının başladığına ilişkin açıklamaların ardından çeşitli eğitim sendikaları öneriler geliştirdiler. Bu arada öğretmene 3600 ek gösterge de gündemdeydi ve ne zaman olacağı konuşuluyordu. İlk öneri getirenler işveren temsilcileri oldu. Sizce de burada ironi yok mu? Çalışanlarla ilgili kanundan söz ediyoruz, bir eğitim derneği öneri geliştiriyor, kamu çalışanı öğretmenlere devlet tarafından sağlanacak yüksek ek gösterge hakkına, özel sektördeki “işveren temsilcisinden” kimi öneriler ve itiraz geliyor: “Öğretmene 3.600 ek göstergeye karşıyız” deniyor.

Nasıl yani!
Öylece bakakaldık elbette…
Gelinen noktada şu çıkarım doğru olur. Demek ki, özel okul öğretmenlerinin de, kendi seslerini gürleştirmeleri gerekecek. Bu kaçınılmaz… (Yazı çok uzamayacak olsa, Türkiye’de yaşanan bir tarihsel olayı detaylandırıp anlatmak isterdim. Çook kısaca özetlersem, 1961’de gazetecilerin özlük haklarını düzenleyen devrim niteliğindeki yasaya itiraz eden gazete sahiplerinin 3 gün gazete çıkarmama kararına isyan edip, kendi gazetelerini çıkaran gazetecilerin efsane direniş günüdür 10 Ocak. Ve bu efsane direniş bugün hala Çalışan Gazeteciler Günü olarak anılıyor. Ama o günün kazanımları sonraki kuşaklar atrafından korunamadı. Gereken direnç gösterilemedi. 10 Ocak’ın anlamı kalmadı, budana budana içi boşaldı gitti… Özlük hakları sizlere ömür! Biz de öylece bakakaldık.)
Kısacası..
Özel sektör işverenlerinin bu tür yasalara itiraz etmelerinde şaşıracak bir şey yok… Sektör fark etmiyor.
Öğretmen meslek kanununda özel sektör öğretmenlerinin özlük haklarının da yer alması, özel okul-kurs vb çalışanlarının özlük haklarının ve iş güvencesinin de bu yasa kapsamında saptanması gerektiğini düşünüyorum. Bu talebin sürekli gündemde tutulmasından başka çare de yok.

***

Sosyal medyadan ve özel mesajla, bu yazıya ilişkin gelen yorumları, okul isimlerini yıldızlayarak aktarıyorum. Yazanların adlarını özellikle vermedim çünkü önemli olan kimin yazdığı değil, ne yazdığı

Kanaatim o ki, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) üst yönetimi iç acıtan bu öğretmen sorunlarına çözüm üretmeden, bir yere varamaz.

İşte yorumlar, mesajlar:

“Merhabalar özel kolejler ile ilgili yazınızı okudum. Bu benzeri bir yazıyı da Ziya Selçuk beye Mail olarak attım. 14 yıldır özel okullar da çalışan bir öğretmen olarak yaşadığımız türlü türlü işlerden de bahsettim fakat bir dönüş olmadı. Keşke hersey çözümlenebilir olsa. Etkin bir idari kontrol olmadığı sürece çok zor oluyor herşey. Kaç kere müfettiş bizi odasına çağırıp sorular sordu fakat tembihlenenler dışında birşey diyemedik . Söylesek bir daha iş bulabilir miydik? Kolej sahipleri koloni oluşturmuş birbirleri ile haberleşme halinde. Ziya Selçuk’a attığım mailde mesleğini seven bir öğretmen olarak devletten iş beklemiyoruz fakat haklarımızı yapılandırın dedim. Ama dediğim gibi cevap alamadım.”

“Kaç tane arkadaşımın maaşı yüksek yatıyor kurum sahibi elinden geri alıyor. Bankaya yatan ile kazandığı farklı.”

“Merhaba, sınıf öğretmenliğinde 7. yılıma gireceğim. Yazı o kadar doğru ki… Sizi duyarlılığınız için kutlamak istiyorum. Ayrıca teşekkür ederim.”

“Yazınızı beğendim ama daha çok kişinin ses çıkarması, birlik olması, denetleme mekanizmalarının iyi çalışması lazım. Teşekkürler az da olsa sesimizi duymuşlardır.”

“Sonuna kadar katılıyorum düşüncelerinize… Benim yazdıklarım aslında öğretmen kaygılarına yönelikti eğer bu harekete girersek halimiz ne olur gibi… Ama bedel ödemeden de hak elde edilmiyor çoğu zaman. Selamlar.”

“İşsiz kalma, ifşa olma korkusuyla sanıyorum öğretmenler organize olmaya da korkuyor olabilirler Tayfun Bey. Sanırım herkes bir Jeanne d’Arc bekliyor kendi okuluna… Ama o hiç gelmeyecek…”

“Sistem yanıltma zemininde gelişme imkânı buluyorsa herkes güvence ister. Ancak kimse kendini güvenceye alamaz. Bankadan maaşını alıp, bir kısmını yöneticiye vermek zorunda olduğunu söyleyenler bile var.”

“Mesleğime İstanbul’da butik bir okulda başladım. 1.200 maaşla bir yıl çalıştım. Sonra ***Okulları’nda çalıştım. Orada sigorta ve maaşla ilgili bir sıkıntı yaşamadım. ***Okulları’na geçtim, maaşımın bir miktarını elden veriyorlardı. Oradan da ayrıldım ***Kolejinde sınıf öğretmenliği yapıyordum, veli hakareti dolayısıyla hakaret davası açtım ve istifa ettim.
Şimdi çalıştığım okulda şartları iyi ama ***Kolejinde 1.600 liraya çalışan öğretmen arkadaşım var, hafta sonu garsonluk yapıyor annesine bakabilmek için… Çok üzülüyorum onun adına…

“Öncelikle özel okul öğretmenlerinin birlik olması gerekiyor. Türkiye’nin en gözde okullarından birinde (ismi bizde saklı) mobbing yaşanıyor, Düşünebiliyor musunuz?”

SONUÇ

Son yıllarda teşvikler nedeniyle özel okulların da, öğrencilerin sayısı da artıyor… Yeni istihdamlarla özel okul ve kurslarda çalışan eğitim personeli sayısı da artıyor doğal olarak. 150 bin dolayında bir özel sektör öğretmen kadrosundan söz ediyoruz. Kimi kaynaklarda bu rakam 200 bin olarak zikrediliyor.

Şu an özel sektörde çalışan öğretmenlerin ihbar-kıdem tazminatı hakkı yok, haksız sözleşme fesihlerinde işe iade davası açma hakları da yok… Ve bu haklar “sadece ve sadece” öğretmen oldukları için yok. Tekstil işçisinin var, tütün fabrikası işçisinin var, özel sektörde aklınıza hangi fabrika-işletme gelse, hepsinin çalışanlarının bu hakkı var… Ama öğretmenin yok…
Adil midir?

Ayrıca yukarıdaki mesajlarda dikkatinizi çekmiştir. Özel sektördeki sömürü düzeninin hastalıklı uygulamaları, özel okulları da kademe kademe kanser gibi sarmaya başladı…
Gözümüzü kapatıp, öylece seyredecek miyiz?
Seyredecek misiniz?

Tayfun Çavuşoğlu

 

İlgili Haber


Özel okul öğretmenleri, iş güvencesi istiyor