EĞİTİMLERİ FARKLI OLMALI

Üstün zekâlı/yetenekli öğrenciler, başta bilişsel alan olmak üzere, sanat, liderlik, spor, yaratıcılık gibi alanlarda yaşıtlarının ilerisinde performans sergileyen sıra dışı çocuklardır. Bu çocuklar, doğru eğitimsel düzenlemelerle ele alınmadıklarında belirli bir yaştan sonra öğrenmeye karşı ilgilerini kaybedip, zamanla okula karşı olumsuz bir tutum sergileyebilirler. Hatta okula da gitmek isteyebilirler. Bunun için bu öğrencilerin eğitimleri diğer çocuklardan farklı olmalı. Öğretmenleri de mesleki olarak donanımlı olup belli kişilik özellikleri taşımalı. Özel yetenekliler eğitiminde büyük rol oynayan birçok öğretmenin yetişmesine katkı sağlayan Doç. Dr. Marilena Z. Leana Taşcılar’a merak ettiklerimi sordum.

 

Üstün zekâlı/yetenekli çocukların eğitimleri nasıl olmalıdır?

Üstün zekâlı çocukların eğitimi konusu hem dünyada hem de ülkemizde çeşitli modellere dayandırılarak yapılıyor. Bununla birlikte bu çocukların eğitimi söz konusu olduğunda alınması gereken bazı eğitimsel önlemler var:

1- Zenginleştirme: Hali hazırdaki eğitim programının daha derin ve ayrıntılı bir şekilde işlenmesidir.

2- Hızlandırma: Daha erken yaşta okula başlama, sınıf atlatma ya da üst sınıflardan ders almalarını sağlayan bir sistemdir. Böylelikle eğitimleri kronolojik yaşlarına göre değil, zihinsel yaşlarına göre şekillenilecek esneklik sağlanır.

3- Gruplandırma: Benzer zihinsel kapasitedeki çocukların birlikte özel gruplar şeklinde eğitim almalarını sağlamaktır.

 

Bu çocukların eğitiminde esas olan nedir? 

Hangi eğitimsel önlem uygulanırsa uygulansın, bu çocukların eğitimde üst düzey düşünme becerilerinin yer alması şart. Üst düzey düşünme becerilerinden kasıt yaratıcılığın önemsendiği, eleştirel düşünmenin öğretildiği, gerektiğinde otonom bir şekilde kendi eğitimsel hedeflerini belirleyebildikleri bir sistemin olmasıdır. Tüm bunlar, çocukların birebir çalışabilecekleri bir mentor ile de yürütülebilir olmalı.

 

Üstün zekâlı çocukların öğretmenleri de mi üstün zekâlı olmalı?

Bu kadar özel bir grubun eğitimini üstlenmek kolay bir süreç değil. Ama gerekli öğretimsel stratejileri bildikten sonra zor da değil. Üstün zekâlı bir öğrenciye öğretmenlik yapabilmek için ‘üstün zekâlı’ olmak gerekmiyor ama mutlaka sahip olunması gereken bazı temel özellikler bulunuyor.

 

Nedir bu özellikler?

Öncelikle üstün zekâlı çocuklara öğretmenlik yapmak isteyen bir kişinin bu çocukların özelliklerini tanıyabileceği özel bir eğitim alması gerekiyor. Bu çocuklarla çalışmayı hedefleyen öğretmenler; esnek, yaratıcı, araştırmacı ve yeniliğe, kendini sürekli geliştirmeye açık olmalı. Öğretmen bir konuda bilgi sahibi olmadığında bunu açık yüreklilikle söyleyebilmeli. Aksi halde üstün zekâlı çocuğun güveni sarsılabilir ve öğretmenin otoritesini sarsıcı davranışlar sergilemeye başlayabilir. Öğretmen, farklı özellikteki öğrencilere ilgilerine ve ihtiyaçlarına daha da önemlisi hazırbulunuşluk düzeylerine göre etkinlikler hazırlaması gerektiğini bilmeli. Aslında tüm bu özellikler her türdeki öğrenci kitlesine eğitim verecek öğretmenler için geçerlidir.

 

ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER

Doç. Dr. Marilena Z. Leana Taşcılar, sınıfında üstün zekâ/özel yetenek tanısı almış öğrencileri olan öğretmenlere şu önerileri yaptı:

Üstün zekâlı/özel yetenekli öğrencilerin öğrenme profillerinin farkında olunması ve ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmak büyük önem taşıyor. Aksi halde bu çocukların potansiyellerini gerçekleştiremeden kaybolmaları söz konusu.

Öğrencilerin hazırbulunuşluk düzeyleri, ilgi ve yetenek alanları, öğrenme stilleri hakkında bilgi edinilmeli. İşlenecek dersin içerik, süreç, ürün, değerlendirme ve çevre için bu bağlamda gerekli farklılaştırmalar yapılmalı.
Dersi planlarken bu öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte içerik hazırlamak esnek olmayı gerektirir. Yeri geldiğinde eğitim programlarında olmayan konuları ele alabilmeli ve bunu mümkün olduğunca dikkat çekici bir biçimde ve öğrencinin düzeyine göre sunmalı. Bunun için öğretmen iyi bir zaman yönetimine de sahip olmalı.
Bu öğrencilerin her alanda başarılı olmak durumunda olmadıkları, sosyal ve duygusal anlamda pek çok ihtiyaçlarının olduğu dikkate alınmalı. Bazı üstün zekâlı çocuklar, sınıfta bağımsız çalışmayı tercih edebilirler. Öğretmenler bu konuda esneklik göstermeli. Gerektiğinde buna müsaade ederek bağımsız proje ödevleri vermesine imkân tanınmalı.

Sınıf ortamında gerekli düzenlemeler yapılmadığında ya da yetersiz kaldığında neler yapılabileceği konusunda öğretmenin bilgi sahibi olması gerekir. Bu nedenle Millî Eğitim Bakanlığı’nın yayınladığı yönergelere ve yönetmeliklere hakim olmalı, aileyi bu konuda bilgilendirmeli ve yönlendirmeli. (Örneğin, sınıf atlatılma hangi koşullarda ve ne zaman yapılmalıdır?)

Destek eğitim odaları, Bilim Sanat Merkezleri, bazı üniversitelerin Çocuk Üniversiteleri birimleri bu öğrencilerin eğitimsel ihtiyaçlarını karşılamak için değerlendirilebilecek çeşitli imkanlardır. Öğretmenlerin bu tarz kurumlardan gelen duyuruları ailelere paylaşması yararlı olacaktır.

Öğretmen, okulun rehber öğretmeni ile iş birliği içinde çalışmalı. Özellikle sosyal ve duygusal konularda rehber öğretmenden destek alınmalı.

Sevim Büyüktaş Demir / POSTA