Milli Eğitim Bakanlığının, öğretmenlere iş bırakma eylemi ile ilgili gönderdiği uyarı yazısı, eğitim sendikalarının tepkisine yol açtı. Sendikalar, MEB'in yaklaşımını eleştirirken, Bakanlık ise iş bırakma eyleminin öğrencilerin eğitim hakkını engellediğini öne sürerek eyleme katılacak öğretmenleri uyarıyor. Sendikalar, ekonomik zorluklar ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle iş bırakma eylemlerine devam ederken, MEB bu eylemlerin eğitim hizmetlerini aksattığını ve öğrencilerin haklarını ihlal ettiğini savunuyor.
Eğitim-İş: MEB öğretmenlere baskı kurmaya çalışıyor!
MEB'in hukuk dışı bir yaklaşımla öğretmenlere baskı kurduğunu belirterek, asıl sorumlunun okulları temizleyemeyen, yeterli öğretmen atamayan ve öğrencilerin güvenliğini sağlayamayan MEB olduğunu ifade etti
Eğitim-İş, MEB'in uyarı yazısına ilişkin yaptığı açıklamada, iş bırakma eyleminin ulusal ve uluslararası hukuktan doğan meşru bir sendikal hak olduğunu vurgulayarak, MEB'in hukuk dışı bir yaklaşımla öğretmenlere baskı kurmaya çalıştığını belirtti. Sendika, iş bırakma eyleminin kamusal eğitimi savunmak ve eğitim emekçilerinin haklarını korumak için yapıldığını vurguladı.
Eğitim Sen: Sendikal Haklara Saygı Gösterilmeli
MEB'in son dönemde sendikal faaliyetlere yönelik baskılarının arttığına dikkat çekerek, iş bırakma eylemine katılan öğretmenlere yönelik uyarıların kabul edilemez
Eğitim Sen de MEB'in adımının anayasa, uluslararası sözleşmeler ve demokratik hukuk devleti ilkelerine aykırı olduğunu belirterek, "Sendikal faaliyetleri engellemeye yönelik baskılar son bulmalıdır. MEB, sendikal hakları ihlal eden uygulamalarına son vermeli ve sendika örgütlenme özgürlüğüne saygı göstermelidir" açıklamasını yaptı.
MEB'in iş bırakma eylemine katılan öğretmenlere yönelik uyarı yazısı, eğitim sendikalarının sert tepkisiyle karşılaştı. Sendikalar, iş bırakma eyleminin yasal bir hak olduğunu ve MEB'in bu hakka müdahale edemeyeceğini vurgulayarak, sendikal mücadelelerini kararlılıkla sürdüreceklerini ifade etti. Bu gelişmeler, eğitim alanında yaşanan sorunların çözümüne yönelik diyalog ve uzlaşma arayışlarının önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
Hürriyetçi Eğitim Sen: Demokratik eylemlerle uğraşmak yerine eğitim çalışanlarının sorunlarına çözüm üretin
Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının işlerine geldiği gibi yorumlandığı açıkça görülen, içeriği açısından bir komedi, amacı bakımından ise korkutmaya yönelik olan bu yazının amacı nedir? Açıklasınlar.
Sözde hukuki gerekçelerinin, büyük ihtimalle Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından, hukuki gerekçelerden uzak hazırlandığı anlaşılmaktadır.
Makul bir yönetici olarak gördüğüm, Sayın Personel Genel Müdürünün, demokratik eylemlerle uğraşmak yerine eğitim çalışanlarının sorunlarına çözüm üretmesi daha doğru olacaktır. Umarım en kısa sürede bu gereksiz anlayıştan vazgeçilir.
Anadolu Eğitim Sendikası: Memur, devletin gücünü karşısında değil arkasında görmek istiyor
Milli Eğitim Bakanlığı, aba altından sopa göstererek son zamanlarda biraz daha örgütlenmeyi başarmış sendikalara ve üye memurlara bir ihtar çekmiştir. Demek istemiştir ki, “bu uyarımız olsun, yine yaparsanız soruşturma açarız ceza veririz.” Bazı mevzuu hükümlere dayanarak yapabilirler de evet. Fakat Anayasanın üstünlüğüne göre hareket etmemiz gerektiğini, eylemin suiistimal amacı gütmeyen, salt üyelerin hak ve menfaatleri için bir ses duyurma aracı olarak kullanılan durumlarda toleranslı olunması gerektiğini, aksi halde orantısız müdahale oluşacağını, ve idarenin bireylere tazminat ödemek zorunda kalabileceğini belirtir; vatandaşların ve bizatihi memurun, devletin gücünü karşısında değil arkasında görmek istediğini, ve olması gerekenin de bu olduğunu hatırlatmak isteriz.