Eğitim Sen yaptığı grev çağrısında, “Kamusal, bilimsel, demokratik, laik, ana dilinde eğitim hakkı için, kadrolu çalışma, güvenceli gelecek için, AKP’nin emir eri değil, emeğimizin tek sahibi olduğumuzu göstermek için, zorunlu rotasyondan, aday öğretmenlere sözlü sınav dayatmasından vazgeçilmesi için, baskılara, sürgünlere, soruşturmalara dur demek için, özgür bilim, nitelikli üniversite için, özel okul teşvikinden, zorunlu imam hatip dayatmasından vazgeçilmesi için, eğitim yöneticilerinin demokratik seçimlerle belirlenmesi için, çocuklarımızın geleceklerinin karartılmasına, emeğimizin yok sayılmasına karşı memleketin dört bir yanında grevdeyiz!” dedi.

Türk Eğitim Sen’in çağrısında ise şu ifadeler yer aldı: “Öğretmenler ve eğitim çalışanlarının sosyal statüsü ve itibari giderek azalmaktadır. Özelleştirme mağduru 23 bin 4-C’li hâlâ iş güvencesinden, özlük haklardan yoksun, düşük ücretlerle çalıştırılmaktadır. 4-C’liler hâlâ kadro beklemektedir. Angarya bir iş olan nöbet uygulamasında 6 saat ek ders talebimize kulak tıkanmıştır. Üniversitelerde antidemokratik uygulamalar üniversite çalışanlarını ve akademisyenleri bezdirmiştir. Üniversiteler katılımcılıktan uzak bir şekilde yönetilmektedir. Taşeronlaşma öylesine artmıştır ki, iktidar, adeta devlet memurluğu kavramını kaldırmaya ant içmiş bir görüntü içindedir. İşte tüm bu nedenlerden dolayı Türk Eğitim-Sen olarak tüm illerimizde 24 Eylül tarihinde bir günlük iş bırakma eylemi yapacağız.”

Aleviler: Çocuklarımızı zorunlu din dersine göndermiyoruz

AKP'nin asimilasyona ve mezhepçi eğitim sistemine karşı Aleviler de çocuklarını bugün okula göndermedi. Dün İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanan Alevi Dernekleri Federasyonu üyeleri “Mezhepçi eğitime karşı demokratik mücadele” yazılı pankart açtı. “Zorunlu din dersi istemiyoruz” sloganları da atan grup, daha sonra Milli Eğitim Müdürlüğü girişine siyah çelenk bıraktı.

“Tekçi yaklaşımların karşısında tavizsiz duracağız”
Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklamasını okuyan Alevi Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Rıza Eroğlu, yeni öğretim yılının birtakım dayatmalarla toplumu rahatsız ettiğini belirterek, şunları söyledi:

“Eğitim emekçilerinin çağ dışı yaşam koşullarını çağa uydurmak, okullarımızın fiziki yapısını düzeltmek, bilimsel eğitim önündeki engelleri kaldırmak ve daha bir dizi öncelikli sorunlar varken, iktidarın tüm bu sorumluluklardan kaçıp, yeni bir ötekileştirici politikası hepimizin bilgisi dahilindedir. İktidar, zorunlu din derslerinin ardından, 4+4+4 sistemini uygulamaya sokan ve adım adım, bu ülkenin değişik inançlarını bitirmeye çalışan bir politikayı bize reva görmektedir. Ancak, tekçi eğitimi okul müfredatına yerleştirmekle tatmin olmayan AKP iktidarı, giderek orta öğretimin tümünü imam hatip okulları haline getirmeye çalışmak gibi bir tehlikeli ortamın yaratılmasına ve ayrıca Alevi-Sünni kardeşliğine de ciddi bir biçimde balta vurmaktadır. Biz Alevi kurumları ve bireyleri olarak, bu tekçi, ırkçı, mezhepçi yaklaşımların karşısında tavizsiz duracağımızı bildirmek için burada toplandık.”

“Çocuklarımızı zorunlu din dersine göndermeyeceğiz”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Alevilere yönelik ihlali belirtmesinin kendilerinin haklılığını ortaya koyduğunu belirten Eroğlu şöyle devam etti:

“Her şeydan önce ‘Hiç kimse inancını değiştirmeye zorlanamaz’ hakkının ihlali, Anayasal suçtur. Bu nedenle iktidara çağrımızdır; Öncelikle zorunlu din dersleri eğitimden derhal kaldırılmalıdır. Orta öğrenim, imam hatiplere indirgenmekten vazgeçilmelidir. Alevi çocuklarını, inançlarından şüpheye düşüren, sünni müfredata mahkum etmekten vazgeçilmelidir. Bugün burada çocuklarımızı okula göndermeyerek tepkimizi dile getirmenin yanı sıra şunu da söylemek istiyoruz ki, bu eylemlerimiz çoğaltarak büyüteceğiz. İktidarınızı rahatsız etmeye devam edeceğiz ve bedeli ne olursa olsun çocuklarımızı din dersleri eğitimine göndermeyeceğiz.”

Cumhuriyet