Milli Eğitim Komisyonu’na giden yüksek lisans mağduru öğrencilere, affın süresizleştirilmesi ve tıpkı memuriyet gibi sadece bir kez dönmenin sağlanacağı bir af çıkartılması teklifini sunmuşlardı. Milli eğitim bakanı konuyu gündeme alacaklarını komisyondan geçireceklerini söylemişti.

25 şubat 2011′den sonrakilerin suçu ne?

CHP Sakarya Milletvekili ve Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Üyesi Engin Koç, Sözcü’ye yaptığı açıklamasında, ” 25 Şubat 2011 tarihinden öncekileri kapsaması, bu tarihten sonra aynı mağduriyeti yaşayan öğrencileri kapsam dışında bırakması ciddi bir sorun haline gelmiştir” dedi.

Çeşitli nedenlerle okullarıyla ilişiği kesilen lisans ve lisans-üstü eğitim gören öğrencilerin yeniden okula dönebilmeleri ve eğitimlerinin tamamlayabilmeleri için çıkarılan affın 25 Şubat 2011 tarihinden öncekileri kapsaması, bu tarihten sonra aynı mağduriyeti yaşayan öğrencileri kapsam dışında bırakması ciddi bir sorun haline gelmiştir. 25 Şubat 2011 tarihinden itibaren okullarıyla ilişiği kesilen öğrenci sayısının 150-200 bin arasında olduğu tahmin edilmektedir. Dolayısıyla, bu kadar büyük sayıda öğrencimizin mağdur edilmiş olması, bizim açımızdan da kabul edilemez. Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Sayın Fikri Işık’ın bu konuyu komisyon gündemine alma taahhüdü yerindedir ancak öğrenciler bu sorunun hızla çözülerek, dönem kayıplarının önüne geçilmesini talep etmektedir.

“Yükseköğrenim hakkını kazanmış öğrencilerimizin mağdur ediliyor olması kabul edilemez”

Türkiye’de eğitim hem niteliksel hem niceliksel olarak iç açıcı değildir. Okuma yazma bilmeyen, okuma yazma bilen fakat bir okul bitirmeyen, ilkokul mezunu, ilköğretim mezunu, ortaokul veya dengi okul mezunu sayılarının Türkiye nüfusu içindeki oranı yaklaşık yüzde 70’tir. Nüfusumuzun yüzde 8’i yüksekokul veya fakülte mezunu, yüzde 1’i yüksek lisans mezunudur. Doktora yapanların toplam nüfus içindeki oranları sıfıra yakındır. Bu rakamlar, sorunun boyutunu bütün açıklığıyla gösteriyorken, yükseköğrenim hakkını kazanmış öğrencilerimizin mağdur ediliyor olması kabul edilemez. Üstelik bu öğrencilerimiz bir hak kazanmıştır ve haklarını kullanmaları, af ya da ayrıcalık olarak görülmemeli, bir zorunluluk olarak görülmelidir. 25 şubat 2011′den sonrakilerin suçu ne?

Dolayısıyla bize düşen görev, öğrencilerimizin haklı taleplerini dikkate alarak, konuyu hızla Komisyon gündemine almaktır. Sorunun çözümü konusunda elimizden gelen her türlü desteği vereceğimizin bilinmesini isterim” şeklinde değerlendirdi.

Cengiz ALDEMİR / Sözcü