Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, bu cumhuriyeti kurarken; birçok şeyi kökten değiştirdi ve hiç şüphesiz değişen şeyler arasında en baştan geleni kadının yeriydi. Bu değişim, kadınların hak ettikleri, layık oldukları yaşama kavuşması ve aynı zamanda çağdaş bir Türkiye içindi. Kadın artık mahkum edildiği cehaletten kurtulacak; toplum hayatından da soyutlanmayacaktı.
Atatürk, zeki bir lider olarak; ülkümüze kavuşmanın tek yolunun toplumun ana yapı taşı olan kadından geçtiğini iyi biliyordu. Bu yüzden de kadına verdiği değeri ve olması gerekeni, yaşamı boyunca söyledi; söylemekten çekinmedi.
İşte Ulu Önder’in, kadına bakış açısını ortaya koyan ve Türk kadınını yücelten sözleri…
Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.
İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki; bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki; bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?”
Daha emin ve daha doğru olarak yürüyeceğimiz bir yol vardır: Büyük Türk kadınını çalışmamıza ortak kılmaktır
Dünyada her şey kadının eseridir
Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur.
Dünyada hiç bir milletin kadını, Ben Anadolu kadınından fazla çalıştım. Milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim’ diyemez!
Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir.
Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok; ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır.
Milletimiz güçlü bir millet olmaya azmetmiştir. Bunun gereklerinden biri de kadınlarımızın her konuda yükselmelerini sağlamaktır.”
Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar
Kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir
Kadınlar içtimai hayatta, erkeklerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır
Dünyada hiç bir milletin kadını, 'Ben Anadolu kadınından fazla çalıştım. Milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim' diyemez!
Bizim toplumumuz için ilim ve fen lazım ise, bunları aynı derecede hem erkek hem de kadınlarımızın iktisap etmesi lazımdır
Daha emin ve daha doğru olarak yürüyeceğimiz bir yol vardır: Büyük Türk kadınını çalışmamıza ortak kılmaktır.
8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN!