Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk bir yandan savaşın kazanılabilmesi için çaba harcarken, bir yandan da çağdaş eğitim sistemi üzerinde araştırmalarını sürdürüyordu.

Atatürk’ün, Kurtuluş Savaşı sürerken 1921 yılında topladığı 1. Maarif Kongresi’ni sonraki yıllar 3 kez yapılan Heyet-i İlmiye toplantıları izlemiş, daha sonra da bu toplantılar şûraya dönüşmüş.

Bu yıl 19. kez toplanan Milli Eğitim Şûrası 1939 yılından beri yapılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın en büyük danışma kurulu olan bu organ, Türk eğitim sistemini geliştirmek ve niteliğini yükseltmek için kararlar alıyor, çalışmalar yapıyor. Şûranın aldığı kararlar kanun değil; ama MEB’in elini güçlendiriyor.

Mustafa Kemal; “En önemli, en esaslı nokta eğitim meselesidir. Çünkü eğitim bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüce bir toplum halinde yaşatır ya da bir milleti esarete ve sefalete terk eder.” diyerek eğitime verdiği önemi göstermiştir.

1921 yılında topladığı 1. Maarif Kongresi’nin açılışında yaptığı konuşmada şunları söylüyordu:

“EN GERÇEK VE DOĞRU TARİKAT UYGARLIK TARİKADIR”

“ Şimdiye kadar izlenen öğretim yöntemlerinin, milletimizin gerileme tarihinin en önemli sebeplerinden biri olduğu kanaatindeyim. Onun için bir Milli eğitim Programı’ndan söz ederken; eski devrin boş inançlarından ve yaradılış niteliklerimizle hiç de ilgisi olmayan yabancı fikirlerden; doğudan ve batıdan gelebilen bütün etkilerden tamamen uzak, milli karakterimiz ve tarihimizle uyumlu kültür kastediyorum. Çünkü milli dehamızın tam olarak gelişmesi ancak böyle bir kültürle sağlanabilir. Herhangi bir yabancı kültür, şimdiye kadar izlenen yabancı kültürlerin yıkıcı sonuçlarını tekrar ettirebilir. Fikri kültür, ortamla uyumludur. O ortam milletin karakteridir. “

Atatürk; “Efendiler ve ey millet! İyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar ülkesi olamaz. En gerçek ve doğru tarikat uygarlık tarikatıdır” demiştir.

“Manevi mirasım bilim ve akıldır” diyen Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü özlemle anıyoruz