Acımasızca Öğretmenlere Yükleniyoruz

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, “Öğretmen yetiştirme meselesinde sanki bizim öğretmen kadromuz Mançurya’dan gelmiş gibi, bu ülkenin değeri değilmiş gibi acımasızca öğretmene yükleniyoruz. Farkında değil çoğunlukla bu eleştirileri yapanlar. Ellerinden tuttuğunuz zaman ortaya müthiş öğretmen tipi çıkıyor. Öğreten de öğrenen de öğretmen veya öğrenci olabiliyor” dedi.

Gülseven ÖZKAN

Liseli öğrencilere yönelik ‘Bilim ve Fikir Festivali’nin 5’incisi 19-20 Nisan 2018’de İstanbul’da düzenlenecek. Üsküdar Üniversitesi ve İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde yapılacak etkinliğin imza töreninde konuşan İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, festivalin öğrenci yeteneğini ortaya çıkarması açısından önemine değindi. Öğretmenlere fırsat verildiğinde önemli başarılara imza attığını belirten Yelkenci, şöyle konuştu:

“Eğitimle ilgili tartışmalar müfredat ve öğretmen yetiştirme etrafında şekilleniyor. Öğretmen yetiştirme meselesine geldiğimiz zaman sanki bizim öğretmen kadromuz Mançurya’dan gelmiş gibi, bu ülkenin değeri değilmiş gibi acımasızca öğretmenlere yükleniyoruz. Çoğunlukla bu eleştirileri yapanlar farkında değil, öğretmenlerimiz o kadar güzel işler yapıyorlar ki… Ellerinden tuttuğunuz zaman ortaya müthiş bir öğretmen tipi çıkıyor. Bunu İstanbul Öğretmen Akademilerinde görüyoruz. Eğitim sisteminde artık öğreten öğretmen, öğrenci olabiliyor; öğrenen öğrenci de öğretmen olabiliyor. Öğrenci ve öğretmenler işbirliği içinde bunu yürütüyor.”

EĞİTİMDE TOTALİTER ANLAYIŞIN KIRILMASI GEREKİYOR

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan da eğitimin sadece bilgi aktarmak olmadığına işaret ederek şunları söyledi: “Eğitim sisteminde yeteneklerin ortaya çıkmasında gizli hastalıklar tespit ettim: Totaliter anlayış ve tek tip düşünme yaklaşımı. Bunun kırılması gerekiyor. Eğitim sadece bilgi aktarmak değil, beceri de kazandırmaktır. Gençlere fırsat verilmeli. Eğitimin farklılıklar üzerine inşa edilmesi lazım. Bir çocuğu geleceğe hazırlayan en önemli kurum okullardır. Okulların sadece bilgi yükleyen değil, beceri yükleyen kurumlar olması için öğretmenlerin, öğrencilerin becerilerini ortaya çıkarması gerekiyor. Çocuklarda merak duygusunu harekete geçirirsek başarı yakalayabiliriz. Bu nedenle eğitimin bireyselleşmesi önemli. Ümitsizlik anlayışından, yani ‘biz adam olmayız’ yaklaşımından da kurtulmamız gerekiyor.”