Geylan açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bu davaya aslında sadece sendikaların ve diğer sivil toplum örgütlerinin değil, tüm toplumun müdahil olması gerekmektedir. Zira eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin toplumsal bilinç ile önlenebileceğine inanıyoruz. Unutulmamalıdır ki; geleceğimizi şekillendiren eğitimcilerimizin yeri sınıflardır, toprağın altı değildir. Onlar da ana baba kuzusu, eşinin kıymetlisi, çocuklarının kanatsız meleği, süper kahramanıdır. Ne eğitimcilerimiz ne de onların aileleri böyle bir merhametsizliği asla hak etmemektedir.

Yetkililerin şiddet olaylarını sadece kınamakla yetinmemeleri gerekmektedir. Daha fazla canın yitip gitmemesi, daha fazla ailenin gözü yaşlı kalmaması için caydırıcı cezalar getirilmesi zorunludur. Hayatını eğitime adayan, bilgi ve tecrübesini aktarmak için çaba sarf eden, fedakârca görevini yapan eğitimcilerimizin can güvenliğinin çıkarılacak bir yasayla sağlanabileceğine inanıyoruz. Bu noktada eğitimcilere şiddet uygulandığında bir şikâyete bağlı kalmaksızın fail hakkında kamu davası açılması ve en ağır cezai müeyyidelerin uygulanmasını talep ediyoruz. Eğitim çalışanlarına yönelik şiddete asla müsamaha gösterilmeyeceği, aksine şiddet suçlarının mutlaka cezalandırılacağı düşüncesinin yerleştirilmesi ve kamu sağlığını bozduğu için de ayrıca cezalandırılacağı düşüncesinin oluşturulması, önleyicilik açısından önemli bir adım olacaktır.

Eğitim çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması Komisyonu kurulmasının önemli olduğuna inanıyoruz.”

Talip Geylan
Türk Eğitim Sen Genel Başkanı