Okullarda spor ve sanatın bir kenara itildiği ve öğrencilerin ilgi alanı dışında kaldığını söyleyen DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, şunları söyledi;


VARSA YOKSA SINAVLAR!


SBS, LGS ve YGS sınavlarına odaklı bir eğitim sistemimiz var. Dünyadaki bilimsel, teknolojik ve sanayi alanındaki büyüme ve gelişme yarışında geri kalmamak adına spor ve sanat eğitimini ihmal ettik. Hâlbuki spor ve sanatın bilimle aynı paralelde hatta önce geldiğini bilemedik.


Akademik derslerde öğrenilen yoğun ve karmaşık bilgilerin spor ve sanat dersleriyle pekişerek yaşamsal kullanıma dönüşebileceği gerçeğini önemsemedik.


EĞİTİM SİSTEMİMİZ AKADEMİK EĞİTİME ODAKLI!


Eğitimin temel amaçlarından birisi de öğrencilerin bedensel ve ruhsal gelişimini sağlıklı bir biçimde gerçekleştirmesini sağlamaktır. Bilgiyi öğrenmek ve bu bilgileri yeri ve zamanı geldiğinde etkili bir biçimde kullanarak beyinsel yetenekler zinciri oluşturabilmek spor ve sanat eğitimiyle kazanılabilir.Eğitim sistemimiz çocuklarımızın yalnızca akademik gelişimini değil, ruhsal, bedensel, duygusal ve sosyal gelişimini de önemsemelidir. Okullardaki beden eğitimi, resim ve müzik temalı spor ve sanat derslerini nitelik ve nicelik olarak yeterli görmüyorum.


LİSEYİ BİTİREN BİR GENÇ EN AZ BİR ENSTRÜMAN ÇALABİLMELİ


Dört tarafı denizlerle çevrili ülkemizde her yıl yüzlerce insanımız boğularak ölüyor. Sanatsal ve kültürel konularla hobi kabilinden bile ilgilenmiyoruz. Liseyi bitiren bir öğrenci en az bir enstrüman çalmalı, bir spor dalında yetkin olabilmelidir. Gençlerimiz en hareketli olmaları gereken yaşlarda, durağan bir şekilde bütün zamanlarını sınavlara harcıyor. Aksine bedensel ve ruhsal anlamda sağlıklı bir öğrencinin beyin ve düşünme yeteneği de daha iyi olacaktır.Resim, müzik ve beden eğitimi derslerinin hayati önemde olduğunu düşünüyorum. Dünyanın en ünlü sporcusu, müzisyeni, sanatçısının başlangıç ve keşif noktaları bu derslerdir. Bu nedenle bu derslerin hem sayısının hem de kalitesinin artırılması son derece önemlidir. Sanat eğitiminin yalnızca resim ve müzik dersleriyle sınırlı tutulmasını da doğru bulmuyorum.


EĞİTİM SİSTEMİNİN SPOR VE SANAT VİZYONU OLMALI!


Tezhip, Örme ve Hüsnü Hat gibi geleneksel sanatlarımızdan fotoğrafçılık gibi en çağdaş sanat dallarına kadar; okçuluk, güreş ve matrak gibi tarihi sporlarımızdan sörf gibi yeni nesil spor dallarına kadar; saz ve ney’den viyolonsel gibi enstrümanlara kadar, çocuklarımıza en geniş ve en zengin sanat ve spor repertuarı ve seçme özgürlüğü sunmalıyız. Eğitim sistemimizin, dünyanın sanat ve sporda geldiği noktayı adil ve başarılı bir şekilde temsil ettiğimizden emin olmak, büyük medeniyetimizin yeniden inşasında kadim spor ve sanat dallarının katkısını tanıtarak teşvik etmek gibi bir vizyonu olmalıdır.


Eğitim sisteminin sanat, kültür ve estetik eğitimine gereken önemi vermemesi nedeniyle ülke gençliğinin duygu, düşünce ve eleştirilerini aktarmakta zorlandığını, yetenek, zevk ve yaratıcılıklarını geliştiremediklerini, kalite, keyfiyet ve estetik anlayışlarını yükseltmekte zorlandıklarını görüyoruz. Kişi başına düşen milli gelirin ve ekonomik standartların her geçen yıl artmasına rağmen Türkiye’nin yozlaşma, paçozlaşma, taklitçilik, yabancı hayranlığı, zevksizlik ve ucube bir varoş kültüründen yakasını kurtaramadığı bir gerçektir.


GENÇLİK SPOR VE SANATLA VAROŞ KÜLTÜRÜNDEN KURTULUR


Çocuklarımıza spor ve sanat alanlarında da mutlaka yeteneklerini ortaya çıkaran ve geliştiren çalışmalara ve planlamalara gereksinimimiz vardır. Sanat ve spor dersleri çocuklarımızın insani değerleri ve erdemleri tanımada ve yaşamada, insani ilişkileri geliştirmede önemli adımlar atılmasında altyapı oluşturur. Bu nedenle öğrencilerimizi sporda ve sanatta da yetiştirip geliştirmeyi bir eğitim hedefi olarak görmemiz, ders programlarını bu anlayışla genişletme zorunluluğumuz bulunmaktadır.