Sivil Toplum Kuruluşlarının Değerli Başkanları ve Yöneticileri, Kıymetli Basın Mensupları ve Değerli Öğretmenlerimiz,

Eğitim Gücü Sen olarak öğretmenlik mesleğinin itibarını korumak ve Öğretmenlik Meslek Kanunu Taslağı’nın mesleği tehdit eden boyutlarına dikkat çekmek için mücadele veriyoruz!

Yılların özlemi "Öğretmenlik Meslek Kanunu" değişiklik tasarısı, maalesef karşımıza bir ceza kanunu mahiyetinde çıktı.

Mesleğin yasal ve sosyal statüde güvencesi olacak bir kanun beklerken öğretmenin mesleki güvencesini tehdit eden maddelerle karşılaşmış durumdayız.

Bizler Öğretmenlik Meslek Kanunu istedik. Ancak elimizdeki yasa taslağında öğretmenin sosyal ve ekonomik haklarına yönelik bir iyileştirme yok!

Mevcut yer değişikliği yönetmeliğinde bulunan ancak uygulanmayan rotasyon tartışmaları, kanun taslağındaki asıl tehlikeleri gölgelememelidir. Kaldı ki kanun taslağında rotasyonun kaldırılacağına ve uygulanmayacağına dair bir maddeye yer verilmemiştir.  

Eğitim Gücü Sen olarak Öğretmenlik Meslek Kanunu taslağında, hukuksuz uygulamaları beraberinde getirecek ve şüphesiz bürokrasinin de taraf olacağı tehditlere karşı eğitim camiasını uyarmayı sorumluluğumuz sayıyoruz.

Tartışma konusu hiçbir sorunun gerçek anlamda çözümünü içermeyen, özlük haklarının destekleyicisi olmaktan uzak, öğretmenin mesleki güvencesini ve hatta branşlar bazında meslek etiğini bürokrasinin keyfine bırakan maddeler, kaygı vericidir.

Uzman ve başöğretmenlik unvanı için hizmet süresi konusunda 5/10 yıl olarak verilen sözler tutulmamıştır.

Yasa taslağı; branş bazında mesleki etik, ilke ve değerleri ilgilendiren yönetmelikleri kanun maddeleriyle karşı karşıya getirmektedir. Bunun yanında milli eğitim ve şube müdürleri ile daire başkanları, müfettişler, eğitim uzmanları gibi unvanlara kanunda yer verilmemiştir. Engelli öğretmenlerle ilgili bir madde yer almamaktadır. Dolayısıyla kanun taslağı, eğitim çalışanları için kapsayıcı olmaktan uzaktır. Kanun kapsayıcı biçimde ele alınmalı, uzman ve başöğretmenlik tazminatı tüm unvanlar için getirilmelidir.

Öğretmene yönelik şiddet konusunda oluşan kamu baskısı sonucu öğretmene şiddet kanun maddelerine girmiştir. Ancak bir yandan öğretmene şiddet suçlarının cezası ve yaptırımları artırılırken diğer yandan muallakta bırakılan bir disiplin maddesi ile öğretmenin öğrenci karşısındaki otoritesi adeta yok sayılmış, öğretmen-öğrenci-veli sorunlarına davetiye çıkartılmıştır.

En çok tartışılan “Hizmet Sınıfının Değiştirilmesi” başlıklı madde ile öğretmen yetkinliği, adeta idare ve iki müfettişe teslim edilmektedir! Teftiş ve inceleme sonucu “yetersizlik” iddiası ile geri hizmetlere alınma dolayısıyla mesleki güvencenin ortadan kaldırılması,  insan hakları ile bağdaşmamaktadır. “Görevini yerine getirmede yetersizliğin tespiti” maalesef hukuksuz kararlara, mobbinge, keyfi uygulamalara ve istismara açık bir ifadedir. Bu ifade, mevcut mevzuatta bulunan sağlık koşulları gibi zaruri hallerle ilişkili “hizmet sınıfı değişikliği” uygulaması ile karıştırılmamalıdır.

Eğitim Gücü Sen olarak öğretmenin mesleki güvencesini ve özlük haklarını, amirin ve müfettişlerin inisiyatifine bırakacak bir uygulamayı asla kabul etmeyeceğiz.

Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda sözleşmeden kadroluyla geçen öğretmenlerin hakları ve tayinleri, yönetici hakları gibi hususlar ile çözüm bekleyen daha birçok konu muallakta kalmıştır. Tartışmalı bir konu olan Sözleşmeli Öğretmenlik devam ettirilmekte ve yasallaştırılmakta, sözleşmeli öğretmene aile birliği mazeret tayini hakkı da verilmemektedir. Bu yıla damgasını vuran ve sert tartışmalara neden olan, 2025’ te kaldırılacağı öngörülen mülakatın bu yıl da uygulanmaması gerektiği görmezden gelinmemelidir.

İlk atama usulünde ve devamında aday öğretmenlerin özlük hakları noktasında sıkıntılar bulunmaktadır. Aday öğretmenlik ve disiplin konusunun; "Öğretmenlik Meslek Kanunu"nun bütününde ağırlık noktasını oluşturması, konuya öğretmenin özlük ve mali haklarından fazla yer verilmesi ise anlaşılır değildir.

Norm kadro fazlası öğretmenlerin valiliklerce resen atanabileceği kanun maddesine eklenerek, hukuka konu olacak mağduriyetlere de kapı aralamıştır. Ayrıca; resen norm fazlası atamalarının kanunlaştırılması, haksız uygulamalar karşısında eğitim çalışanlarını hukuksal anlamda savunmasız bırakacaktır. Bugün bazı maddeler işinize gelebilir, ta ki olumsuz yönüyle size de dokunana kadar!

Öğretmenlik Meslek Kanunu eğer ki öğretmenlerin kanunu olacaksa mesleki itibarı, özlük haklarını ve öğretmenin mesleki güvencesini yok sayan bu kanun kimin?

Yusuf YILMAZOĞLU
Eğitim Gücü Sen Malatya İl Başkanı