Yönergede dayanak olarak sayılan Kanun ve Yönetmelikler ile Yönergedeki pek çok düzenleme çelişkilidir. Bunun sebebi eğitim-öğretim program ve politikalarında hızla gerçekleştirilen değişikliklerin sistematik olarak ele alınmaması, 7528 sayılı Öğretmenlik Mesleği Kanunu ve “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Öğretim Programları” ile eğitim politikalarında yapılan ciddi değişikliklerdir. Öğretmenlik Mesleği Kanunu ve öğretmenlerin nitelikleri, seçimi, öğretmenliğe atanmalarında köklü değişiklikler olmuştur. Öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumlarından mezun olanlar yerine Bakanlıkça belirlenen yükseköğretim programlarından mezun olanların atanması, hazırlık eğitiminin içerik ve yöntemi Bakanlığın program tercihine bırakılmıştır.
Yönergede öngörülen değerlendirme yönteminin sınıf içi etkinlikleri ve öğretim faaliyetlerini geliştirici bir yönü bulunmamaktadır. Zümre başkanları veya okul müdürleri tarafından gerçekleştirilecek değerlendirmenin usul ve esasları belirsizdir. İç ve dış değerlendirme ve izleme biçiminin tam olarak kim/kimler tarafından ne zaman, nasıl yapılacağına, birbiri ile ilişkisi ve uyumuna ilişkin bir netlikten söz edilemez. “geliştirilmesi gerek” ,”kabul edilebilir” kısaca “yetersiz” olarak değerlendirilen öğretmen, okul müdürü tarafından hazırlanan “okul temelli mesleki gelişim planı” adı altında, çerçevesi belirsiz, ne olduğu dahi anlaşılamayan bir sürece dâhil edileceğinden bu durum öğretmenin sürekli biçimde yetersizlik hissi yaşamasına neden olacak, “yetersiz” olarak tanımlanan öğretmen açısından süreç mobbinge dönüşebilecektir. Sürekli izlenip değerlendirilmek öğretmenin öğrencileri ve öğrenci velileri nezdinde yeterliliğinin sorgulanmasına neden olacak mesleki itibarı zedelenecek, Milli Eğitim Akademisi veya Valiliklerce düzenlenecek eğitim uygulamasına tabi tutulacaktır.
Ayrıca Yönergede öngörülen uygulama, yöneticiler -öğretmenler arasında, öğretmenlerin kendi aralarında işbirliğini güçlendirmenin aksine ayrışmaya sebep olacaktır. Öğretmenin 1 ders saati izlenip, değerlendirilerek yeterli veya yetersiz olduğuna karar verilmesi öğretmenlik mesleğinin niteliği ile bağdaşmamaktadır. Değerlendirme sonucu “geliştirilmesi gerek” ,”kabul edilebilir” ve “yeterli” biçimde sınıflandırma aynı statüdeki öğretmenler arasında hiyerarşi oluşturacaktır. “Yeterli” sınıfında olmayan öğretmenler, okul müdürü/zümre başkanı/rehber öğretmenin sınırsız inisiyatifi ile sürekli gözlem altında tutulup, onların takdirine göre cezalandırılacaktır.
Bu bağlamda, Milli Eğitim Bakanlığı Tebliğler Dergisinde yayımlanan, Öğretmenlerin Sınıf İçi Etkinlikleri ve Öğretim Faaliyetlerinin İzlenmesi, Değerlendirilmesi ve Geliştirilmesine İlişkin Yönergenin yürütmesinin durdurulması ve iptali gerekmektedir. Eğitim Sen olarak sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz.