Öğretmene saygı, çocuklarımıza, ülkemizin geleceğine, eğitime, bilime, akla saygıdır. Onu zedelemeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Öğretmen öğretendir ve biz, bize bir kelime öğretini başımızın üzerinde taşırız. Öğretmen hak ettiği saygıyı görmeden eğitim düzelmez! 

Öğretmen yetiştirme sistemi ile çok oynadık hala da oynuyoruz. 

Öğretmenlik bir uzmanlık mesleği olmasına rağmen hala sınavlara sokuyoruz, hâlâ sertifikalar veriyoruz, hâlâ çeşit çeşit öğretmen var. 

Kapıda bir milyona yakın atama bekleyen öğretmen varken, ücretli öğretmen mantığını anlamak mümkün değil. 

Hangi mesleğin sözleşmelisi var ki, öğretmenler için böylesi bir uygulama söz konusu? 

Hangi meslekte kariyer basamakları, liyakata, performansa, çalışma süresi yerine sınavla belirleniyor? 

Sınıfta otorite öğretmendir. 

O ne derse o olmalıdır. 

Dışarıdan müdahaleler, sadece müdahale edenlerin değil, eğitimin de saygınlığını azaltır. 

Öğretmen öğrenciler için bir rol modeldir. 

Hep öyleydi, öyle de kalmalıdır. 

Arada istisnalar olamaz mı. Hangi meslekte yok ki.! 

Bu elbette mazeret olamaz ve her öğrenci en iyi öğretmeni hak ediyor. 

Bir öğrencinin karşısına çıkabilecek en büyük şansın görevine aşık bir öğretmen olduğunu asla unutmayalım ve bunu onlara çok görmeliyim. 

Öğretmenler ne kadar mutluysa, ülke kadar mutludur. 

Öğretmenler mutluysa öğrenciler, çocuklar mutluysa da veliler ve dolayısıyla ülke mutludur. Bu mutluluğu onlara ve kendimize çok görmeliyim… 

Öğretmen yetiştirme sistemi bir an önce yeniden ele alınmalı, mevcut birikim eritildikten sonra da istihdam edilecek oranda mezun verilmelidir. 

Bir tane bile işsiz öğretmen kalmamalıdır...

Abbas Güçlü / egitimajansi.com