Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki kadrolaşma ve fişleme iddiaları gündemi meşgul ederken, yeni yasa tasarısı da öğretmen adayları için sübjektif düzenlemeler getiriyor. Aday öğretmenler, bir yıl görev yaptıktan sonra performans değerlendirmesine alınacak. Başarılı bulunurlarsa da sözlü veya yazılı sınav yapılacak.

Meclis’e gönderilen Milli Eğitim ile ilgili yasa tasarısı, öğretmen adayları için şok düzenlemeler içeriyor. Halen 300 bin öğretmen adayı atama beklerken öğretmenliğe giriş siyasî etkiye açık hale getiriliyor. Tasarıya göre atanan öğretmenler, aday öğretmenlikten öğretmenliğe geçiş için bir yıl görev yaptıktan sonra performans değerlendirmesine alınacak. Başarılı bulunursa sözlü veya yazılı sınava tabi tutulacak, başarılı olanlar atanacak. Başarılı olamayanlara, başka il veya ilçede görevlendirilerek bir yıl içinde tekrar sınava girme hakkı tanınacak. Üst üste iki kez başarılı olamayanlar aday öğretmen statüsünü kaybedecek ve memuriyetle ilişikleri kesilecek. Türk Eğitim-Sen Başkanı İsmail Koncuk, “Sözlü sınav açıkça torpil demektir.” şeklinde tepki gösterdi.

Yeni MEB tasarısının öğretmenliğe geçişte ‘performans değerlendirmesine göre başarılı olma’ şartını getirmesi, pek çok soruna ve sübjektif değerlendirmeye yol açacak. Zaman’a bilgi veren uzmanlar, “Performans kriterlerinin ne olduğu belli değil. Ne olduğu bile belli olmayan bir kritere göre aday öğretmenin sınava alınıp alınmayacağına karar verilmesi hukuk devleti ile izah edilemez. Öğretmen adayının performansını neye göre yeterli ya da yetersiz göreceksiniz. Bu siyasi etkiye açık bir düzenleme olur.” diyor. Performans değerlendirmesinde başarılı olanların girmeye hak kazanacağı sınavın sözlü olarak yapılabilmesi de pek çok soru işaretine yol açıyor. Eğer tasarı bu şekilde yasalaşırsa yüz binlerce öğretmen adayı, mesleklerini yapabilmek için ‘siyasi referans’ bulmak zorunda kalacak.

Tasarının 5. maddesi, aday öğretmen olan kişilerin öğretmenliğe atanmasını düzenliyor. Kanuna göre mülakatları uygulamak için oluşturulacak sınav komisyonunun üyeleri bakanlık personeli, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personel ile öğretim elemanları arasından seçilecek. MEB’in objektif kriterleri içermediği için öğrencilere uygulamadığı mülakat sistemini öğretmenler için hayata geçirecek olması pek çok suistimale yol açacak. Mevcut sistemde KPSS ile atanan aday öğretmenler, birinci yılın sonunda öğretmenliğe geçişte iki yazılı sınava giriyor ve dosya hazırlıyor. Yazılı sınavın sözlü sınava çevrilmesi, MEB’deki tasfiye uygulamasının öğretmenlere kadar uzanacağı endişesine yol açtı. Her yıl yaklaşık 40 bin öğretmen atandığı düşünüldüğünde sağlıklı bir mülakatın uygulanabilmesi neredeyse imkansız. Ayrıca sınava girmek için dahi, ‘performans değerlendirmesine göre başarılı olma’ şartı, öğretmen adayları için siyasi etkiye açık iki aşamalı bir atama sistemi kurulması anlamına geliyor.

Tasarıyı değerlendiren Aktif Eğitim-Sen Genel Başkanı Osman Bahçe, “KPSS’yi kazanarak atanan öğretmen adaylarının, kriterleri net olarak çizilememiş performans değerlendirmesine tabi tutulacak, ardından sözlü sınava alınacak olmaları bürokratik kademelerde yüzlerce eğitimcinin maruz kaldığı tasfiye ve kıyımlara on binlercesinin daha ekleneceğinin işaretidir.” diyor. Mülakat uygulamasına karşı çıkan Eğitim Bir-Sen’den ise, “Asil öğretmenlik unvanına sahip olanlar açısından dahi performans değerlendirme kriterleri belirlenmemişken, aday öğretmenler açısından bu neviden bir kriterin belirlenmesi ve ön koşul olarak ortaya konması bir çelişkiyi de içermektedir.” açıklaması yapılıyor. Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Başkanı İsmail Koncuk da tasarının siyasi etkiye açık bir atama sistemi öngördüğünü söylüyor. Koncuk, şunları aktarıyor: “Stajyer öğretmenler performans değerlendirmesinde başarılı olursa ve disiplin cezası almazsa yazılı ya da sözlü sınava alınacak. Şayet başarılı olamazsa başka bir yere atanacak. Öğretmen, bu bir yıllık süreçte de performans değerlendirmesinde başarılı olacak ve disiplin cezası almayacak, daha sonra sınava tabi tutulacak. Stajyer öğretmen, tekrar başarısız olursa meslekle ilişiği kesilecek. Bu şu anlama gelmektedir: Öğretmenlerin masa başı ya da ahbap-çavuş ilişkileri sonucunda stajyerlikleri kalkacak ya da kalkmayacak. Hele ki sözlü sınav açıkça torpil demektir.”

Zaman