EĞİTİM İŞ: MİLYONLARCA İNSANIN CANI, SİZİN 'KASALARINIZDAN DAHA ÖNEMLİ

Hükümetin pandemi kabusuna karşı yurttaşa kol kanat germeyen, sosyal ve ekonomik olarak gerekli hamleleri yapmayıp tüm yükü yurttaşın omzuna bindiren tavrı, ne yazık ki insan hayatını kârdan daha değersiz gören tüccar zihniyetlileri de cesaretlendirmektedir.

Bunun son örneği, Türkiye Özel Okullar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Dal olmuştur.

Parasız verilmesi gereken kamusal bir hizmet olan eğitimin piyasalaştırılmasının tilkiye kümes emanet etmekten farkı olmadığının vücut bulmuş hali olan Dal, okulların açılmasına dair tartışmada bilimsellikten ve empatiden uzak biçimde eğitimcileri, eğitim sendikalarını suçlamıştır.
“Dünyanın her yerinde okulların açılması birinci gündemken burada tek muhalefet var, o da öğretmen sendikaları. İşe gitmeden maaşlarını alıyorlar. Sanırım rahata da alıştılar. Peki diğerleri? DSÖ ‘okulları açmak esastır’ dedi. Bazıları ise hâlâ ‘sendika ağzı’ ile hareket ediyor. ‘Hastalanır mıyız?’, ‘Korkuyoruz’ diyerek sosyal medyada gerçek kimliğini gizleyip, yazıp çizenlerle bu iş olmaz. Mesele eğitim” diyerek cahilliğini gözler önüne seren bu şahıs, bir cevap hak etmese de, bu zırvalıkları yanıtsız biçimde ortada bırakmak doğru olmayacaktır.

1- Açıklamadaki iddianın aksine dünyanın birçok ülkesinde, pandemiye rağmen okulların açılıp açılmayacağı, açılacaksa tedbirlerin nasıl olacağı hararetli bir konudur. Öyle ki bazı ülkelerde okullar önce açılmış, ardından riskin tırmandığı görülerek tekrar kapatılmıştır.

2- Özel öğretim kurumlarının sözcüsü olan Dal, "patron ağzıyla" yaptığı açıklamada, "sendika ağzı" ile yapılan itirazlara değinmiştir çünkü kendisi, eğitimciye sömürelecek bir meta aracı, velilere müşteri, öğrencilere de kâr gözüyle bakmaktadır. Eğitimi ve eğitim emekçilerinin haklarını gözeten her kesimin, şahsın canını sıkması tam da bu yüzdendir.

3- Açıklamaya göre eğitimcilerin bazılarının hayatlarından endişe duyduklarını sosyal medyada anonim hesaplarla duyurması da Nurullah Dal'ın ve dolayısıyla birçok özel eğitim kurumu sahibinin canını sıkmıştır. Bu can sıkıntısının nedeninin hesapların anonim olması nedeniyle fişleme yapılamaması olduğu açıktır.

4- İnsanların canlarından endişe etmesini dahi rahatsız edici bulan özel okullar sözcüsü, utanmadan "mesele eğitim" demektedir. Pandemi ilk başladığında velilerin ödediği servis paralarını bile iade etmeyen, velilerden eğitim için alınan parayı inşaata yatırıp öğretmenleri eylem yapacak hale getiren özel okullara dair ağzını dahi açmayan Dal, belli ki eğitimi değil, sadece bindiği dalı umursamaktadır.

5- Nurullah Dal'ın çirkin üslubu, zihniyetinin çarpıklığını da ele vermektedir. Öğretmenleri "yattıkları yerden para kazanmakla" itham eden Dal, özel okullarda eğitimcileri AVM'lerde tanıtım yapmaya zorlayan, bin bir angaryayı dayatan zihniyetin ta kendisi olduğunu göstermiştir.

Canından endişe eden öğretmenleri, çocuğu için kaygı duyan velileri küçümseyen bu zat, Korona virüsün sabit bir kabus olduğunu ileri sürerek de cehaletini gözler önüne sermiştir. Dal'ın "Salgın İstanbul’da var ama Artvin’de, Edirne’de yok. Buralarda okulları niye kapatıyoruz?” sözleri, işte bu cehaletin dışa vurumudur.

Kurulduğu günden bu yana eğitim emekçilerinin hakkı, eğitim kalitesi için mücadele eden Eğitim-İş olarak "sendika ağzı" ile uyarıyoruz:

Esnaf zihniyetiyle, dükkan gözüyle baktığınız o kurumların pandemi koşullarında açılıp açılmayacağı, bilimin konusudur. Normali, tartışmanın taraflarının (birçok ülkede olduğu gibi) verilerle, dayanaklarla konuşup en makul kararın alınmasını sağlamasıdır. Öğretmenin, öğrencinin ve bulaşı ihtimali nedeniyle velilerin canını küçümseyen bu anlayışa hiçbir zaman cevapsız kalmayacağız. Üyemiz olsun olmasın, her eğitimcinin haklı kavgasında her zaman var olacağız!

Parlak bir geleceğin en önemli hammaddesi olan eğitimi, sizin gibi tüccar zihniyetli insanların pençesinden kurtarmak için verdiğimiz mücadeleyi ilk gün azmiyle sürdüreceğiz. Canınızı sıkmaya devam edeceğiz. Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı gayet memnunuz.

 

TÜRK EĞİTİM SEN: OKULLARIMIZ TİCARETHANE DEĞİL, EĞİTİM YUVASIDIR.

Öğretmenlere hakaret etmenin dayanılmaz düşkünlüğüne Özel Okullar Derneği Başkanı Nurullah Dal da kapılmış!

Basına yansıyan açıklamaları doğru ise özel okul sahibi ve aynı zamanda Özel Okullar Derneği Başkanı olan Nurullah Dal, öğretmenlerimizi yan gelip yatan, beleşten maaş alan ve bu durumdan da zevk alan bir meslek grubu olarak nitelendirmiş!

İşte Dal’ın okulların açılması ile ilgili yaptığı açıklama: “Dünyanın her yerinde okulların açılması birinci gündemken burada tek muhalefet var, o da öğretmen sendikaları. İşe gitmeden maaşlarını alıyorlar. Sanırım rahata da alıştılar.”

Sana YUH diyorum!

Senin bu açıklamanın “bu öğretmenler az çalışıyor çok para alıyor, yılda üç ay tatil yapıyor, haftanın dört günü yatıyor” şeklinde lakırdayan hastalıklı zihinlerden hiçbir farkı yoktur.
Bir özel okul sahibi olarak öğretmenlerimize bu şekilde yaklaşan kimse okulu bir eğitim yuvası olarak değil bir ticarethane, öğretmenleri de irfan ordusu olarak değil dükkanındaki tezgahtar olarak görüyordur.

Merak ediyorum, Sayın Dal çevresinde “oh ne güzel dört aydır okullar tatil oldu, keyfime diyecek yok” diye konuşan kaç tane öğretmene denk gelmiştir acaba?

Öğrencilerimizin eğitim sürecinin aylarca kesintiye uğramış olmasının ızdırabını duymayan tek bir öğretmene şahit olmuş mudur?

Yazıklar olsun!

Öte yandan;
Sayın Dal’a Türk Eğitim Sen’i takip etmesini ve ondan sonra “Dünyanın her yerinde okulların açılması birinci gündemken burada tek muhalefet var, o da öğretmen sendikaları.” Şeklinde yaptığı genellemenin ahlaki sorgulamasını vicdanında yapmasını istiyorum.

Türk Eğitim Sen olarak baştan beri uzaktan eğitim gayretlerini takdir ederken diğer yandan hiçbir tedbirin yüz yüze eğitimin karşılığı olamayacağını ifade ediyor; MEB’in okulların açılması konusunda aldığı tedbirleri önerilerimizle takip ediyor ve en önemlisi de Bilim Kurulu’nun tavsiye ve telkinleri doğrultusunda hareket edilmesini talep ediyoruz.

Doğru olan da budur zaten.

Sayın Dal ne bekliyordu acaba?

Türk Eğitim Sen’in çıkıp, “Salgını boşverin, Bilim Kurulu’nun tavsiyelerini değil Nurullah Dal gibi düşünenlerin ticari kaygılarını dikkate alın” demesini mi bekliyordu?
Hiç şüphesiz eğitim milletimizin geleceğidir. Ama esas olan çocuklarımızın ve toplumun sağlığıdır.

MEB ve Hükümet, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nun ikaz ve yönlendirmelerine göre hareket etmelidir. Okullarımız açılacaksa, Bilim Kurulu’nun belirlediği sağlık tedbirlerini en üst düzeyde alarak ve çocuklarımızın sıhhatini koruyarak açılmalıdır.

Hiçkimse popülist hareket edemez, çocuklarımızın sağlığını risk altına alamaz ve birilerinin eğitim dışı kaygılarını tatmin etme hevesine kapılamaz.

Türk Eğitim Sen olarak, Devletimizin en doğru kararı alacağına inanıyoruz.

Talip Geylan
Türk Eğitim Sen Genel Başkanı

 

EĞİTİM BİR SEN: Türkiye Özel Okullar Derneği Başkanı Nurullah Dal'ın öğretmenleri ve eğitim sendikalarını okulların açılmamasından sorumlu tutmasına sosyal medya hesabından tepki gösterdi.

Başkan Ali Yalçın sosyal medyadan şu açıklamayı yaptı:
 
Türkiye Özel Okullar Derneği Başkanı Nurullah Dal'ın öğretmenleri ve eğitim sendikalarını okulların açılmamasından sorumlu tutması tam bir akıl tutulmasıdır.

Kendi ticari kazancı ve geleceği için herkesi karalaması, eğitimcileri ve sendikaları töhmet altında bırakması idrak yolları enfeksiyonu göstergesidir.
 
Eğitimci olduğu sanılan birinin kendi ticari kaygıları için masum insanları suçlaması, bu cehaleti ortaya koyacak kadar gözünü karartması, vahşi kapitalizmin bir başka yüzüdür.

Öğrenci, veli, öğretmen ve halk sağlığını herşeyin önüne koymak, kamu sorumluluğudur. Eğitim için önşartın sağlıklı bir toplum olduğu ilkesinden hareket etmek, muhalefet değil sorumluluğun gereğidir.

Sn.Dal'ın açıklamaları taşıdığı ünvanın sorumluluğu ile uyuşmamaktadır.

Dal,öncelikle salgınla ilgili kararları öğretmenlerin almadığını bilmeli.İtham ettiği öğretmenlerden ve sendikalardan da özür dilemelidir.

Türkiye Özel Okullar Derneği Başkanı Nurullah Dal ne demişti?

''Dünyanın her yerinde okulların açılması birinci gündemken burada tek muhalefet var, o da öğretmen sendikaları. İşe gitmeden maaşlarını alıyorlar. Sanırım rahata da alıştılar.''