Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin “İhtiyaç ve norm kadro fazlası öğretmenlerin yer değiştirmeleri” başlıklı 53. maddesinde “Fazla konumdaki öğretmenlerden herhangi bir kuruma atanmak üzere başvuruda bulunmayanlar ile tercihlerine atanamayanların görev yerleri, il içinde valiliklerce resen belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm beraberinde yıllardır yeni sorunlar doğurmaktadır.
MEB bu sorunları çözmek yerine daha karmaşık hale getirerek sürekli mağduriyetler yaratmıştır.
Örneğin Bakanlık normundan dolayı norm fazlası olan öğretmenler tercih yapmaya zorlanmakta veya birçok ilde Resen atanmaktadır. Tercih yapan ve okulundan giden öğretmen yerine 2 ay sonra okulunda yeni bir norm oluşması sonucunda da giden öğretmen yerine başka bir öğretmen gelmektedir. Giden öğretmen tüm düzenini bozarak yeni bir düzen oluşturmaya zorlanmaktadır bu üstelik sadece 2 veya en fazla 3 ay içinde olmaktadır. Çok sayıda okulda normların yıldan yıla değiştiği bilinmektedir. Dolayısıyla bugün norm fazlası olarak görünen bir eğitim emekçisi, sonraki yıl norma dâhil olabilmektedir. Bu durum ortadayken resen atama uygulamasının hak kayıplarına ve yeni sorunlara yol açması kaçınılmaz görünmektedir.
Norm fazlası olan öğretmen ikametgâhından uzak yerlere resen atanabilmektedir.
İl Milli Eğitim Müdürlükleri Norm Kadro Fazlası Öğretmenlerin Başvuru ve Yer Değiştirme İşlemleriyle İlgili Duyurusunda yer verdiği 2023 Yılı Norm Kadro Fazlası Öğretmenlerin Yer Değiştirme İşlemleri Çalışma Takvimi’nde, geçtiğimiz yıllardan farklı olarak, 22 Aralık 2023 tarihinde norm fazlası öğretmenlerin resen atamasını yapacağı bilgisine yer vermiştir.
Söz konusu MEB Norm Kadro Yönetmeliği, okulunda çalışan, çocuklarını evine yakın okula gönderen öğretmeni ihtiyaç fazlası durumuna düşürmekte, bunun sonucunda da norm fazlası olan öğretmen ikametgâhından uzak yerlere resen atanabilmektedir. Bu işlemlerin hepsi valiliklere devredilmiştir.
Valilik İl milli eğitim müdürlüklerinin inisiyatifine göre davranmakta, bu durum özellikle büyükşehirlerde norm fazlası durumunda olan öğretmenleri tedirgin etmektedir.
Ayrıca okulunda sevmediği veya farklı sendikada olan öğretmeni kimi okul müdürleri norm fazlasına düşürme gibi bir durum ile karşı karşıya kalınabilmektedir.
Öğretmenin ders saatlerini azaltarak bazı öğretmenlerin norm fazlası haline getirilmesi yönünde örnekler oluşmaya başlamıştır. Örneğin Okulunda Norm fazlası olacak biyoloji öğretmenine sağlık Bilgisi dersi vermek yerine Sağlık Bilgisi Normu açan, okulunda ikinci yabancı dil olan Almanca yerine seçmeli din ağırlıklı dersleri koyarak Almanca öğretmenini norm fazlası yapanda bu sistemin kendisidir.
Normal yollarla okuluna atanmış öğretmenlerin norm fazlası durumuna düşmesinin sorumlusu öğretmenler değildir.
Özellikle 6 Şubat Depremi sonrasında büyükşehirlere yoğun göç yaşandığı bilinmektedir. Evleri yıkılan, yakınlarını kaybeden öğretmenlerin mevcut norm kadro yönetmeliğindeki eksik ve yanlış tanımlamalar nedeniyle öğretmenler bir anda ‘norm fazlası’ durumuna düşürülüp, resen atama tehdidiyle karşı karşıya bırakılması kabul edilemez.
Hatay’da norm fazlası sözleşmeli öğretmenlerin re’sen ataması kabul edilemez. Depremin yıkıntıları arasında görev yapan sözleşmeli öğretmenler mağdur edilmiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın ve il milli eğitim müdürlüklerinin plansızlığının sorumlusu, eğitim emekçileri değildir. Deprem bölgesinde zorlu koşullarda çalışan sözleşmeli ve aday öğretmenlere siz norm fazlasınız deyip resen atamak yeni mağduriyet yaratmaktır. Sözleşmeli öğretmenlere sizi başka İl’de göndeririz şeklinde tehditlerle atamaya zorlamak kabul edilemez.
Ayrıca barınma sorununu yeni çözen bu öğretmenlerimizi Resen atamak yeni bir barınma sorunu yaratmaktır.
Öğretmenlerimizin kendi istekleri dışında mevcut iş yerlerinden kopartılarak, ikametgâhlarından uzak yerlere resen atanması yeni mağduriyetler yaratacaktır. Norm fazlası öğretmenlerin yeni mağduriyetler yaşamaması için resen atama kararının gözden geçirilmesini ve geri alınmasını talep ediyoruz.
Bakanlık yetkililerinin, norm kadro fazlalığının giderilmesinde bütün öğretmenleri, sürgüne gönderircesine özür durumlarını bile göz ardı ederek, yerlerini değiştirmenin doğru olmadığını bir kez daha belirtmek isteriz.
Deniz Ezer
Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası
Genel Başkan
