Bu kanun aslında dershanelerin kapatılması kanunu olarak tasarlanmış ve öyle biliniyorken gelinen süreç, 17 Aralık ve diğer yasanın gelişmeler kapsamının genişletilmesine neden olmuş gibi görünmektedir.

Özellikle Emniyet teşkilatı olmak üzere birçok teşkilatta yaşanan kadro hareketinin bir benzeri de MEB'de yaşanacak. MEB'de ki bu hareket Emniyet kadar çok olur mu bilinmez ama daha etkili olacağı kesin. Çünkü diğer teşkilatlarda bakanlık onayıyla almalar gerçekleşiyordu. MEB’de ise kanunla yapılacağından yargı yolu da kapatılmış olacak.

Öğretmen atamaları:
KPSS den başarılı olacaksınız. Atamanız yapılacak sonra bir yıl çalışacaksınız bir yıl boyunca ceza almayacaksınız ve sonra sizi sözlü ya da yazılı sınava alacaklar. Buradan da başarılı olacaksınız ve öğretmen olmuş olacaksınız. Sınavı geçemezseniz sizi bir başka il ya da ilçede bir yıl daha çalıştıracaklar eğer bu süre sonunda da başarı sağlayamazsanız memuriyetten men edilirsiniz. Böylece 3 yıl atama isteyemezsiniz...

Dershane Öğretmenleri:
Bu öğretmenler 1.7.2015 itibariyle 6 yıl bu kurumlarda öğretmenlik yapmışlarsa (prim ödenmişse) KPSS şartı olmaksızın devlete atanacaklar. Fakat Öğretmenlik için gerekli diğer şartları taşımaları gerekiyor. Bu öğretmenler sağlık hariç hiçbir özür atamasına başvuramayacaklar. Yani 4 yıl boyunca aynı yerde çalışmak zorunda kalacaklar. Eş durumundan da yer değiştiremeyecekler.
 
Uzman Öğretmenlik:
Bu konuda bir düzenleme yok. Sadece yargı kararıyla uzman öğretmen olmuşsanız ve yargı kararınız bozulduysa size ödenen paralar geri alınmayacak. Yani aldın yanına kar kalsın ama almayanlara vermem. Bundan sonra da alamazsın... Bu düzenleme yerinde fakat eksik ve adaletsiz. Bu nasıl bir hukuk anlayışı? Nereden bakarsanız bakın tam bir ucube.Biz tüm eğitim öğretmenlere bu para ödenmelidir diyoruz. Ayrıca kariyer planlaması yapılacaksa yapılmalıdır.

Yönetici atamaları:
Okul yöneticileri (müdür, müdür yardımcısı, başyardımcı) için Rotasyondan, atamadan vs... bahsetmeye gerek yok. 4 yılını dolduranın yöneticiliği sona eriyor. Sona erdikten sonra öğretmen da yapılabilir, müdür olarak yerini de değiştirebilir... Atama da tek kriter en iyi takla atma yarışmasında başarılı olmak. Yani torpil, torpil, torpil...Bu arada 4 yıl da garanti değil arada da alabilirler. Bu da yönetmelikle düzenlenecek.

İl Müdürü, ilçe müdürü, il müdür yardımcısı, şube müdürü atamalarında da kriterler yönetmelikle düzenlenecek denilse de şu anda görevde olan İl Müdürleri görevden alınıyorlar. Bakan DİNÇER'in yaptığı gibi havuza atılıyorlar. Ne dolmaz bir havuzmuş bu?
Bakanlıktaki grup başkanı, genel müdür, müsteşar yardımcılarının da görevleri kanun yürürlüğe girdiğinde son bulacak. Bunlar havuza gidecekler, yerlerine yenileri atanacak. Uygulamalar karmaşık, bilmece ve havuz problemi gibi. Çözebilene aşk olsun.
 

Torbada son dakika değişikliği ile İl ve ilçe milli eğitimde hangi müdürler görevden alınacak? TIKLAYINIZ

Eğitim Denetmenliği:
Tüm eğitim denetmenleri tek çatıda toplanıyor. Yani il ayrı bakanlık ayrı olmayacak. Hepsi eski adıyla bakanlık müfettişleri gibi olacak fakat illerde görev yapacaklar.
 
Bu kanun taslağında merak edilenler:
1- Kamusal ve demokratik eğitim nerede?
2- Kariyer, liyakat, deneyim ve emek nerede?
3- Kazanılmış hak, adalet nerede?
4-2011-2014 arası zaten kendi kadrolarını oluşturan MEB neden yeniden aynı yolu seçiyor? Bunun arka planında hangi hesap ya da hesaplar yatıyor?
5-Bu kanun tasarısı Dershanelerin kapatılmasını mı yoksa eğitimin piyasanın ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılmasını mı amaçlıyor?
6-Eğitim politikalarına kim ya da kimler karar veriyor? Eğitimin gerçek özneleri nerede? Gerçekten bu bakanlığı kim yönetiyor?
7-Öğretmenlerin özlük hakları nerede?
8-En iyi öğretmeni seçmenin yolu bakanlığın komisyonu mudur? Yani bu komisyon, diplomadan da, üniversiteden de daha mı üstün ve önemlidir?
9-Yurttaşların vergilerini, kamunun kaynaklarını hangi hakla şahıslara,yandaşlara, şirketlere, aşiretlere ve cemaatlere kaynak olarak aktarıyorsunuz? Bu yetkiyi kendinizde nasıl görebiliyorsunuz?. Vicdan bunun neresinde?

Sonuç olarak, Demokratik ülkelerde hükümetler yasa yaparken o yasanın etkileyeceği toplum kesimlerinin görüş ve önerilerine başvururlar. İleri demokrasiye geçtiğimizi ifade edenler darbe dönemlerini anımsatan anti demokratik, dayatmacı düzenlemelere ve uygulamalara imza atmaktadırlar. Dolayısıyla bu yasada yer alan ve kamu kaynaklarını özele devreden maddeler ile kazanılmış hakları yok sayan maddeler iptal edilmelidir.
 
Alaaddin Dinçer / Eğitimci