İlkokuldayken öğretmenlerime şahsen hitap etmeye utanırdım. Bir sorum olduğunu fark etmelerini umarak yakınlarında dolanırdım. Sınıftaki yeni öğrenciydim ve mevcut arkadaş gruplarından da haberim yoktu henüz. Geç okumam ve alfabenin yarısının telaffuzunda zorlanmam işleri daha da kötüleştiriyordu. İşim oldukça zordu.

Ortaokula geldiğimde her şey daha kolay olsa da, işler her zaman iyi gitmedi. Kontrolsüzce kıkırdadığım için sınıftan dışarı çıkarıldım. Ardından ilk en zayıf notumu almaya ve matematikten kalmaya kadar ileri gittim. Aşırı dramatik ve dominant arkadaşlar edinme konusunda özel bir becerim vardı ve saçımı yanlışlıkla tuhaf bir turuncuya boyamıştım. Sınıfta birilerine kağıttan notlar iletirken ve kızlar tuvaletinde gecikmiş bir ödevi bitirmeye çalışırken yakalanmıştım.

Diğer taraftan öğretmenlerle nasıl iletişim kurulacağını çözmüş ve eğer çaba gösterirsem matematik problemlerini çözebileceğimi anlamıştım. Kitapların hayal gücümü ateşlediğini ve bana zihinsel bir kaçış sağladığını keşfetmiştim. Sporun da faydalı bir rolü vardı. Fazla enerjimi yakmamı sağlıyor ve odaklanmamı geliştiriyordu. Birden fazla kez sosyal grup değiştirdim. Tüm bunlar, bir ortaokul danışmanı ve ortaokul öğrencisi iki çocuk annesi olarak tekrar tekrar yaşadığım tipik deneyimlerdi. Sosyal ve duygusal öğrenme eğitim dünyasında moda bir kelime haline gelmeden çok önce, düşe kalka ve el yordamıyla büyüyor ve bu arada özfarkındalık ve problem çözme becerileri kaznıyordum.

Sebat, dayanıklılık, esneklik gibi “akademik olmayan” becerileri geliştirmenin bir el kitabı yok maalesef. Tıpkı benim yaptığım gibi çoğu çocuk deneme ve yanılma yoluyla öğreniyor. Ebeveynler olarak çocuklarımıza karşı duyduğumuz koruma isteği ile onların kişisel gelişimi birbiriyle çelişebiliyor. İnsana doğru gibi gelmese de, yapmamız gereken en önemli şey geri çekilmektir.

Ortaokul ve ilerisindeki yıllarda belli bazı sosyal ve duygusal becerilerin çocuklar için özellikle faydalı olduğuna inanmaya başladım artık. İşte bana göre en önemli 10 beceri ve ebeveynlerin çocuklarına karışmadan onlara destek olmalarının yolları:

1. İyi arkadaş seçimleri yapmak. Bu, genellikle bazı tartışmaya açık seçimler yapmanın hemen ardından gelir. Çocuklar, hangi arkadaşların kendilerine bir ait olma duygusu verdiğini ve hangilerinin kendilerini rahatsız hissetmelerine sebep olduğunu hızlıca çözerler. Çocuğunuza şu soruları sormak yararlı olabilir: Bu kişiyle gülüp eğleniyor musun? Kendin olabiliyor musun? Ortak ilgiler ise “bonus” olur.

2. Takım halinde çalışmak ve çatışmalarda uzlaşmaya varmak. Çoğu öğrencinin, en az bir grup projesinde en büyük yükü kendisinin taşıdığını hissetmeden ortaokuldan mezun olduğunu düşünmüyorum. Belki başlangıç aşamasında çalışmayı etkili bir şekilde parçalara ayırıp paylaşmadılar. Belki de kötü not almamak için sahiplenmeyi seçtiler. Ne olup bittiğini anlamalarına ve neyi farklı yapmış olabileceklerini düşünmelerine yardımcı olun.

3. Bir öğrenci-öğretmen uyumsuzluğunu yönetmek. Aşağılama ya da taciz olmadığı sürece öğretmen değişimi talep ederek çocuğunuzu kurtarmaya çalışmayın. Sevmedikleri bir öğretmenden bile öğrenebileceklerini söyleyin onlara. Bunun, zor buldukları bir insanla çalışma pratiği yapma fırsatı olduğunu düşünmelerini sağlayın. Eğer durumu yönetebilirlerse, bir dahaki sefere kendilerini güçsüz ya da çaresiz hissetmeyeceklerini hatırlatın. Sınıfta başarıya ulaşmanın somut engellerine odaklanın, insanlar arasındaki çatışmalara değil. Sorun iletişim eksikliği mi? Ya da ders çalışma becerileri mi?

4. Organizasyon ve ödev sistemleri yaratmak. Bu sürecin mimarının çocuklarınız olduğundan emin olun. Çözüm odaklı planlarla gelmeleri konusunda onları yüreklendirin ve gerekli olduğunda ufak düzeltmeler yapın. Planlama çizelgesi mi kullanmaları gerekiyor? Kontrol listesi oluşturmaları gerekiyor mu? Kendilerinin sahiplenmesi motivasyon sağlayacaktır.

5. Notları takip etmek ve sorumluluğunu almak. Eğer siz notlarına onlardan daha çok ilgi gösterirseniz,endişe etmelerine ne gerek var ki? Bırakın kendi notlarını kendileri takip etsinler. Eğer notları çok iyi değilse, onlar adına ödev için ek süre istemek ya da not değişikliği talep etmek gibi herhangi bir harekette bulunmak için devreye girmeyin. Bırakın yükü onlar taşısın. Hazırlanma, organize olma ve notlar arasındaki ilişkiyi deneyimlesinler. Diğer taraftan eğer çocuğunuz mükemmelliyetçi biriyse, düşük bir notun yarattığı hayal kırılığını yönetebileceğini ve bunun “hayatının sonu olmadığını” öğrenecektir.

6. Kendini müdafaa etmeyi öğrenmek. Çocuklar ortaokula geldiklerinde öğretmenlerinden yardım ya da açıklama istemeyi öğrenmeliler. Bu, yüz yüze de olabilir, e-posta yoluyla da. Öğrenciler öğretmenlerle bağ kurduklarında, derslerle de çok daha yakın bir bağ kurabilirler. Farklı bir seçenek söz konusu değilse, onlar adına iletişime geçmeyin.

7. Duygularını regüle etmek. Çocuklar duygularını regüle edebilmeyi başarmadan önce güçlü duyguları tanımak konusunda desteğe ihtiyaç duyarlar. Yaşadıkları strese eşlik eden fiziksel belirtileri belirlemeleri konusunda çocuklarınıza destek olun. Bu, tepki göstermeden önce ne zaman bir nefes almaları ya da “durma” düğmesine basmaları gerektiğini bilmelerini sağlayabilir. Duygusal bir durumu iyi idare ettiklerinde, bunu o anda onlara gösterin. Geliştirdikleri yöntem üzerinde tartışın. Belki kısa bir mola verdiler ya da müzik dinlediler. Ayrıca düşünceleri, duyguları ve davranışları arasında bağlantılar kurmalarına yardımcı olun. “Ya hep ya hiç” düşüncesine mi takılıp kalıyorlar? Sürekli kendi kendilerini mi eleştiriyorlar?

8. Tutkuları beslemek ve sınırlarını bilmek. Çocularınız bir konuda çok istekli olduklarında, bu fikri geliştirin ve keşfetmeleri için onları yüreklendirin. Daha da derinleşmelerini sağlama fırsatını yakalayın. Kitaplar edinin, müzelere gidin ve konu sizi heyecanlandırmasa bile destekleyici olun. Bu süreçte içlerindeki dürtüleri anlamalarına yardım edin. Diğer taraftan belli bir alanda bocalamaları da normaldir. Bu da faydalı bir bilgidir. Kimsenin her şeyde iyi olması gerekmez.

9. Sorumlu, güvenli ve etik seçimler yapmak. Bedenlerine saygı göstermeyi öğretin onlara. Güvenli ve sağlıklı seçimler yapmayı da. Başkalarını riske atmaktan nasıl kaçınmaları gerektiği hakkında konuşmak da aynı derecede önemlidir. Açık bir diyaloğunuz olsun ve karşılaşabilecekleri farklı senaryolar için olası planları tartışın. Eğer sizi şok eden ya da sarsan sorular sorarlarsa aşırı tepkisel olmamaya çalışın. İletişim yollarını hep açık tutun.

10. Yaratmak ve yenilik getirmek. Değişen dünyamızın, hayal gücü kuvvetli yaratıcılara ve farklı düşünenlere ihtiyacı var. Bağımsız bir şekilde ve kalıpların dışına çıkarak düşünmek aynı zamanda özgüven de geliştirir. Çocuklarınız ödevlerini yaparken, istenen metinleri okurken ve testlere girerken onlara şunu hatırlatın: Bunlar, başarıyı ölçmenin tek yolu değiller. Farklı sınıflarda yapılanlarla ilişki kurmaları, bir şeyler inşa etmeleri, yazmaları, icat etmeleri ve deneyimlemeleri konusunda onları sürekli yüreklendirin. (Egitimpedia)