Pandemide her geçen gün vaka ve vefat sayıları arttığı bir dönemde Memur-Sen ve Eğitim Bir Sen Başkanı Ali Yalçın, yapmış olduğu açıklamasında gerekli tüm sağlık ve güvenlik tedbirleri alınarak okullarda yüz yüze eğitime devam edilebileceğini duyurdu.

Yalçın, açıklamasında şu konulara değindi;

Öğrencilerin üçte ikisi canlı dersleri takip edememiş, dersleri takip edenlerin üçte ikisi ise cep telefonuyla dersleri takip edebilmiş

Türkiye’de uzaktan eğitim sürecinde teknolojik imkânları yetersiz olduğu için öğrencilerin derslere bağlanamadığını ya da dersleri takip edemediğini dile getiren Yalçın, “Türkiye İstatistik Kurumu 2020 verilerine göre hanelerin yüzde 16,7’sinde masaüstü bilgisayar, yüzde 36,4’ünde taşınabilir bilgisayar, yüzde 22,4’ünde ise tablet bilgisayar bulunmaktadır. Bu dijital araçların aynı evde olma oranlarının yüksek olduğu tahmin edilmektedir.

Ayrıca, çocukların ve ailelerinin dijital araçları eğitim süreçlerinde nasıl kullanacağına ilişkin çocukların evdeki çalışma ortamları, ailelerin çocuklarının derslerine ilgisi; eğitim kurumlarının ve öğretmenlerin uzaktan eğitim konusunda ne derecede donanımlı, buna ne kadar alışık oldukları ve öğretmenlerin ne kadar hazırlıklı, online öğretimle ne derecede meşgul oldukları da oldukça önem arz etmektedir.

Millî Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre öğrencilerin üçte ikisi canlı dersleri takip edememiş, dersleri takip edenlerin üçte ikisi ise cep telefonuyla dersleri takip edebilmiştir. Dersleri yeterince takip edemeyen çocukların okulla bağları azalmakta ve ciddi bir öğrenme kaybı yaşanmaktadır. Öğrencilerin öğrenme kayıplarının düzeyinin tespit edilmesi ve öğrenme kaybını telafi etmek için gerekli çalışmaların yapılması gerekmektedir” şeklinde konuştu.

Sağlanan destekler yetersiz

Türkiye’nin ise salgının başladığı dönemden bugüne kadar okulları açık tutmayı bir politik öncelik olarak tanımlamadığını, salgın sürecinde okullarını en uzun süre kapalı tutan OECD ve Avrupa ülkelerinin başında yer aldığını ifade eden Yalçın, “Türkiye, bu süreçte, TRT ile iş birliği yaparak uzaktan eğitim materyalleri hazırlamış, Mobil EBA Destek noktası uygulamasını hayata geçirmiş, 500 bin tablet dağıtımını gerçekleştirmiş, GSM operatörleriyle iş birliği yaparak öğrencilere ücretsiz 8 GB’ye kadar internet erişimi sağlamıştır. Ancak sağlanan bu destekler yetersizdir.

Öneriler

Ali Yalçın, raporda yer alan önerilerden bazılarını şöyle sıraladı:

-“Çocukların fiziki ve zihinsel olarak daha sağlıklı ve refah içinde büyümelerini sağlamak için,  akranları ile birlikte okul ve sınıf ortamında olmaları önemlidir. Bunun için gerekli tüm sağlık ve güvenlik önlemleri alınmalı ve en temel politik öncelik olarak okulların yüz yüze eğitime devam etmesi sağlanmalıdır.

-Öğretmenleri ve diğer okul personelini aşılamak, okulları güvenli bir şekilde açmak için önemlidir. Eğitim çalışanlarını öncelikli olarak aşılamanın enfeksiyon riskini sadece onlar için değil, toplumun tüm kesimleri için azaltacağı da dikkate alınmalıdır. Eğitim çalışanlarının bir an önce aşılanması, yüz yüze eğitimin yeniden normalleşmesinin yanı sıra, bir yıldır okuldan uzak kalan öğrencilerimizin en çok ihtiyaç duydukları eğitimin sosyalleştirme işlevinin geri dönüşüne en fazla katkıda bulunacak kritik bir karar olacaktır.

-Okulları açmak ve okulların açık kalmasını sağlamak, öğrencilerin daha fazla kayıp yaşamasını önler. Ortada bir yılını kaybetmiş milyonlarca öğrencinin olduğu dikkate alındığında öğrenme kaybıyla mücadele için günü kurtarmak yerine, proaktif ve etkin stratejiler geliştirilmelidir. Öğrencilerin öğrenme kaybını gidermek için elimizde sihirli bir değnek bulunmamaktadır. Bunun yerine, iyi bir planlamaya, yoğun çalışmaya ve motivasyona ihtiyaç vardır. Öğrenme kaybını tespit çalışmalarına ivedilikle başlanmalıdır. Öğrenme kaybını gidermek için millî bir seferberlik başlatılmalıdır. Öncelikle öğrencilerin öğrenme kaybı düzeyi en kısa sürede tespit edilmelidir. Tüm öğrencilere yönelik yapılacak öğrenme kaybını tespit etme çalışmaları, telafi eğitim programlarının içeriği, süresi, uygulaması ve yöntemi gibi birçok kritik husus ile ilgili temel verileri sunacaktır. Öğrenme kaybını tespit etme çalışmalarının en kısa sürede başlaması bir zorunluluktur.

-Öğretmenlerin büyük çoğunluğu farklı zaman dilimini ve yöntemini önerse de öğrencilerin öğrenme kayıplarını telafi etmek için bir çalışma yapılması gerektiğini ifade etmiştir. Farklı ülkelerde öğrenme kayıplarını gidermek için yapılan uygulamalar dikkate alınarak, online telafi eğitimi programı bir an önce başlatılmalıdır. Bilgi, beceri ve öğrenme kaybı düzeyi göz önünde bulundurularak, okul, ilçe hatta şehir olarak benzer düzeyde olanların katılacağı telafi programları düzenlenmelidir. Benzer bir yöntem ile benzer bilgi, beceri ve öğrenme kaybı düzeyine sahip öğrencilerin aynı okulda ya da yakın okullarda telafi programlarına katılması sağlanmalıdır. Öğrenme kaybı yaşayan öğrencilerin mevcut müfredatı takip etmesi makul değildir. Telafi uygulamasında olmazsa olmaz temel kazanımları içeren bir müfredat planlaması yapılmalıdır.

-Salgın sürecinde eşitsizlikler daha da derinleşmiş, sosyo-ekonomik düzeye göre öğrenciler arasındaki farklılık daha da artmıştır. Her öğrenciye kaliteli eğitim sunmak ve eşitsizlikleri azaltmak için paydaşların katılımıyla köklü, kalıcı ve etkin bir reform programı geliştirilmelidir.”

(Kaynak: ebs.org.tr)