Artık açıkça ilan edebiliriz MEB’in temsil ettiği sınav sistemine dayalı eğitimin iflasını.
Kendimizi kandırmayı bırakmazsak MEB’in iflası ile kalmayacak ülkenin iflasını da ilan etmek zorunda kalacağız. Zira eğitimi çöken bir ülke bitmiştir.

İlkokula başladığı günden itibaren o çok önemli (!) sınavlar için yetiştirdiğimiz çocuklarımızın, o sınavlardaki başarı durumuna bakarsak neden iflas ettiğini anlarız.

LGS analizine bakalım; 36 ilden 97 öğrenci birinci olmuş. En yüksek başarı 20 sorudan 9,41 doğru ortalamasıyla Türkçe testinde, en düşük başarı 4,20 doğru ortalamasıyla Matematik testinde ortaya çıkmış. Fen Bilimleri testinde ortalama 8,04, İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük testinde 5,23, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi testinde 4,93 doğru cevap sayısı ortalaması bulunmaktadır. Ancak 8. Sınıf öğrencilerinin yüzde 84’ü bu sınava girmiştir. Yani sınava girmeyen yüzde 16’lık kısım değerlendirme dışıdır.

Bir de YKS istatistiklerine bakalım; çok ayrıntıya girmeden yazayım. Çünkü merak edenler kısa bir araştırma ile bu sonuçlara ulaşabilirler. TYT’ye katılan adaylardan yüzde 68’i 150 ve üzeri alarak barajı geçti. AYT sayısal puan türünde adayların yüzde 42,85’i 180 ve üzeri alarak barajı geçti.

Ve başka bir boyutu;

TYT'de sınavı geçerli olan 2 milyon 416 bin 748 adayın testlerdeki ortalama net sayıları "Türkçe 40 soruda 18,738 ortalama, sosyal bilimler 20 soruda 8,574 ortalama, temel matematik 40 soruda 5,546 ortalama, fen bilimleri 20 soruda 3,796 ortalama" şeklindedir.
AYT'ye girip sınavı geçerli kabul edilen 1 milyon 627 bin 83 adayın ortalama net sayıları "Türk Dili ve Edebiyatı 24 soruda 5,932 ortalama, Tarih-1 10 soruda 1,777 ortalama, Coğrafya-1 6 soruda 2,147 ortalama, Tarih-2 11 soruda 1,092 ortalama, Coğrafya-2 11 soruda 2,707 ortalama, felsefe grubu testinde 12 soruda 1,792 ortalama, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi veya ek felsefe grubu testinde 6 soruda ortalama 1,537, Matematik 40 soruda ortalama 5,294, Fizik 14 soruda 1,564 ortalama, Kimya 13 soruda 1,991 ortalama, Biyoloji 13 soruda 2,502 ortalama" şeklindedir.

Bunlar bardağın dolu tarafları. Bir de boş tarafına bakalım; 1 milyona yakın aday barajı geçemedi. Sınava girenlerin yaklaşık 217 bini matematikte, 312 bini de fende sıfır çekti.
Bütün bu verilere bakarak eğitimde başarılı olduğumuzu söyleyebilen var mıdır? Okula başladığı ilk günden itibaren sınav maratonuna sokulan, başka bir alandaki gelişimi dikkate alınmayan çocuklarımız ne durumdadır?

Zorunlu eğitime aldığımız çocukların ailelerine MEB ne vaat eder? “Çocuklarınızı okullarıma göndermek zorundasınız çünkü ben onları eğiteceğim, öğreteceğim ve hayata hazırlayacağım, onları iyi bir iş sahibi yapacağım” Ancak zorunlu eğitim ve ortaöğretim bittiğinde çocuk başarısız olarak nitelendirilir ve ailenin elinde kalır. Bu yaştan sonra yeni bir yol çizmesi gereken genç ne yapacağını bilmeden ortada kalakalmıştır. Okula başladığından beri önüne konulan hedefler, başarılar, diplomalar anlamını yitirmiştir.

MEB açısından ise kendi yetiştirdiği çocuklar kendi yaptığı değerlendirme sınavlarından geçer derecede puan alamamışlar, hatta şimdiye kadar verdiği eğitimi yok sayacak ölçüde bir sonuç ortaya koyup SIFIR almışlardır.

MEB hala bir eğitim sistemi olduğunu iddia edebilir mi? Sizce de MEB’in uyguladığı sınav sistemine dayalı eğitim iflas etmemiş midir?

İLKAY KUMTEPE /29.07.2021
Eğitim iş Gölbaşı Temsilcilik Başkanı