Yıllardır konuşulan “Öğretmenlik Meslek Kanunu” 14 Şubat 2022 tarihinde, 31750 sayılı Resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Genel olarak eğitim camiasının beklentilerini karşılamayan bu kanunun 6.maddesi “Öğretmenlik Kariyer basamakları” na ayrılmış.

Uzman öğretmen ve Başöğretmenlik süreçleri, asgari çalışma süreleri, (Uzman öğretmenlik için 10 yıl öğretmenlik, Başöğretmenlik için 10 yıl uzman öğretmenlik yapmış olmak) uzman ve başöğretmenlik eğitim programları süreleri (uzman öğretmenlik 180, Başöğretmenlik için 240 saat) Belirlenen mesleki gelişim alanlarında öngörülen asgari çalışmaları tamamlamış olmak kanunla belirlenmiş. Ayrıca kanunun 6 maddesinin3. Fıkrasında; tezli- tezsiz, alanında-başka alanlarda, uzaktan-yüz yüze vb. hiçbir ayrımı yapılmaksızın,

“3) Yüksek lisans eğitimini tamamlayanlar uzman öğretmen unvanı için öngörülen, doktora eğitimini tamamlayanlar ise başöğretmen unvanı için öngörülen yazılı sınavdan muaf tutulur.” hükmü yer almıştır. 6.maddenin 8.fıkrasında da “Öğretmenlik mesleği kariyer basamaklarında ilerlemeye ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.” maddesi eklenmiş ve buna istinaden de “Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliği” nin yayımlanmasıyla süreç başlamış oldu. Şartları tutan yaklaşık 600 bin öğretmenimiz eğitimlere başladılar.19 Kasım 2022 tarihinde de sınava katılacaklar.

Sürece ilişkin öğretmenlerimizin haklı itirazlarına neden olan bazı hususlar şöyle sıralanabilir;

1.Öğretmenlerimizin mesleki gelişimleri ve bunun kariyer basamakları ile tescil edilerek özlük haklarında da iyileştirmeler yapılması şüphesiz önemli bir konu olmakla birlikte bunun kurgulanmasında yer alan (9 ve 12 ) eğitim konu başlıklarının birçoğunun eğitimle pek ilgili olmaması, genelde alanda uygulanması mümkün olmayan teorik bilgilerden oluşması, ve eğitim konularında çok fazla ayrıntı bulunması doğru olmamış, öğretmenlerimizi bunaltmıştır.

2. Ayrıca kanunun 6 maddesinin3. Fıkrasında; tezli- tezsiz, alanında-başka alanlarda, uzaktan-yüz yüze vb. hiçbir ayrımı yapılmaksızın lisansüstü eğitimi tamamlayanların (Yüksek lisansı tamamlayanların uzman öğretmenlik, Doktora eğitimini tamamlayanların da Başöğretmenlik ) sınavdan muaf tutulacağı düzenlenmiştir ki bu kabul edilebilir bir durum değildir. Bir Matematik öğretmeninin Beden Eğitimi, bir Müzik öğretmeninin Tarih alanında yaptığı/yapacağı yüksek lisans eğitiminin öğretmenin alanıyla ilgili nitelik artırdığı söylenebilir mi? Bu uygulamanın mevcut haliyle özel üniversitelere öğretmenlerden yüzbinlerce uzaktan, tezsiz yüksek lisans müşterisi! kazandırmaktan başka eğitim hayatımıza bir faydası ! olmayacaktır.

Bu yönetmeliği hazırlayan bürokratlarımız önceki yönetmeliğe hiç bakmamışlar mı acaba? Hâlbuki öğretmen kariyer basamaklarına ilişkin bir önceki (2005)yönetmelikte;

 “Alanında veya eğitim bilimleri alanında tezli yüksek lisans veya doktora öğrenimini tamamlayanlar, öğretmenlik kariyer basamaklarında yükselme sınavından muaftır.” maddesinin çok daha makul ve eğitim ve öğretmene nitelik kazandıracak durum olduğu çok açık.

3.Bilindiği gibi öğretmenliğin asıl kaynağını oluşturan Eğitim Fakültelerinde, 4 yıllık eğitim süreci içinde pedagojik formasyon dersleri de okutulur iken, Eğitim Fakültesi dışındaki  (Fen Edebiyat, Tarih, Fizik vb.)bazı fakültelerin mezunları öğretmen olabilmek için gerekli olan pedagojik formasyon derslerini mezuniyetlerinden sonra bazı üniversitelerde açılan eğitimlere katılarak aldılar. Bunun adı da “Yüksek lisans” olunca, Eğitim Fakültesi mezunu öğretmenlerden farklı, fazladan bir eğitimleri olmamasına rağmen bu öğretmenlerimiz de kariyer basamakları sınavından muaf oldular. Böylece Eğitim Fakültesi öğretmenleri mağdur edilmiş oldu.

4.Özellikle eğitim ve alanıyla ilgili sürekli kendisini geliştiren, eğitim ve alanıyla ilgili seminer ve çalıştayları kaçırmayan, çalıştaylarda bildiri sunan, sürekli hizmet içi eğitimlere katılan, makaleler, kitaplar, ders kitapları yazan,  yurt içi-yurt dışı birçok projeler hazırlayan, alanıyla ya da eğitimle ilgili yurt içi/dışı yarışmalarda derece alan,(örneğin uluslar arası spor müsabakalarında dereceye giren Beden Eğitimi öğretmenleri) vb. öğretmenlerimizin eğitime daha fazla katkı sağlayacağı çok açık olmasına rağmen öğretmenlerin kariyer basamakları yükselmesinde hiç etkisinin bulunmaması kabul edilebilir bir durum değildir. Belirlenen eğitim konularını adeta ezberleyen fakat alanda hiçbir artı çalışması, niteliği bulunmayan birçok öğretmen kariyer sınavından alacağı geçerli puanıyla, uzman/başöğretmen unvanı alabilir. Mevcut haliyle öğretmenlik kariyer sistemi, eğitim hayatımıza katkısı olmayacağı gibi öğretmenler arasında ayrışmaya, veliler arasında çocuğu için uzman /başöğretmen seçme/arama yarışına neden olacağı aşikârdır.

Sonuç olarak mevcut kariyer uygulaması öğretmenlerimizden onay alamamış yüzbinlerce öğretmenimizin haklı serzenişlerine neden olmuştur. Mevcut uygulamanın yerine, sicilinde sıkıntısı olmayan belli kıdeme sahip  (genelde paydaşlarca uzmanlık için10, başöğretmenlik için 20 yıllık kıdemi uygun bulunmakta ) öğretmenlerimizin eğitim hayatımıza, alana katkısı olacak eğitim süreçlerini tamamlamaları şartıyla yapılacak kariyer yükselmesi daha makul gibi görünmektedir.