Kimse kimseye güvenmiyor. Bırakın kişiler arasındaki güven erozyonunu, kurumlara yönelik erozyon da hızla yükseliyor! Bunu bir an önce tersine çevirmeliyiz. Yoksa, tam kapanma ve aşıdan da hedeflenen sonuçlara ulaşmamız mümkün olmayabilir.

 

Bu konuda ne yapmamız gerekiyor?

Başkalarından ne bekliyorsak, önce kendimiz yerine getirelim, uymayanlara da, kamusal sorumluluklarını, ceza ya da nefretle değil de nezaketle hatırlatalım gerisi gelecektir.

Bu da o kadar zor olmamalı!..

 

Hemen her konuda kamplara ayrıldık.

Kendi doğrularımızdan ötesini göremedik.

Bu yüzden de çok büyük zararlar gürdük.

Dün, dün de kalmalı artık.

Ulusal konularda ve toplum sağlığını ilgilendiren pandemi durumlarında, tek yürek olmanın zamanı hala gelmedi mi?

Şimdi değilse ne zaman kenetleneceğiz?

Hepimiz aynı gemideyiz ve birimizin huzursuzluğunun, diğerimizin baş ağrısı olduğunu anlamak için daha ne kadar bedel ödememiz gerekiyor?

 

Milyonlarca insanımız, iş aş derdinde, okullar kapalı, çocuklarımız eğitimden, hayattan iyice soğudu.

Sadece onlar mı?

Hiçbirimizin keyfi kalmadı ve bu daha nereye kadar böyle devam edecek?

 

Kabahatli avına çıkarsak, ki çıkılması da gerekir ama şu an, o zaman mı? Gelin önce, sorunu çözelim sonra da vicdanlarımızı rahatlatacak olan kabahatlileri bir bir bulup hesabını soralım.

 

Tam kapanma ve aşılama konusunda yaşanacak bir hayal kırıklığı, bundan sonraki tüm adımları da riske atabilir. Bu da daha çok sıkıntı anlamına gelir. Bu yüzden, gelin, hep birlikte, korona belasından artık kurtulalım. Sağlıklı, huzurlu ve keyifli bir geleceği hep birlikte inşa edelim!..

Abbas Güçlü / Eğitim Ajansı