Altındağ ilçesine bağlı bir okulda çalışan G.K. ve M.E.A. isimli öğretmenler görevleri başında veliler tarafından darp edilerek ağır hakaret ve tehditlere maruz kaldılar.
Konu ile olarak okul önünde basın açıklaması yapan Eğitim İş Ankara 2 No’lu Şube Başkanı Mehmet Ali GÜLER ve şube yöneticileri olayı kınayarak eğitim emekçilerinin güvenliği konusunda yetkililere bir kez daha çağrıda bulundu.
Şube Başkanı Mehmet Ali GÜLER konuşmasında şu konulara değindi:
“Gün geçmiyor ki, ülkemizin bir köşesinde öğretmene şiddet, taciz gibi olaylar yaşanmasın. Geçtiğimiz günlerde de eğitim emekçilerine, geleceğimizin teminatı çocuklarımıza verdiği emekleri tarif dahi edemeyeceğimiz öğretmenlerimize yönelik üzücü hadiseler yaşanmıştır.
Tek derdi, öğrencilerine bilgi ve birikimlerini aktarmak, onlara iyi bir insan, iyi bir yurttaş olmanın gereklerini öğreterek geleceğe hazırlamak olan öğretmenlerimiz, hiç de hak etmedikleri bir şekilde fiili saldırılara, hakaretlere ve tehditleri maruz kalmıştır. Bu ne cürettir ki, öğretmenlerimiz görevi başında huzursuz edilebiliyor.
Bu tür menfur olaylar karşısında net tavır alınmalı, eğitim yuvaları şiddetten mutlaka arındırılmalıdır. Eğitim İŞ Sendikası ve bizlere desteğe gelen diğer sendikalar olarak öncelikle itibarımızı koruma konusunda mücadelemizin devam edeceğinin bilinmesini belirtiyor arkadaşlarımıza yapılan bu saldırıları kınıyor ve lanetliyoruz.
Bu olaylar şunu açıkça ortaya koyuyor ki, eğitim emekçilerinin dayatma sınavlar üzerine kurulu meslek kanunlarına değil, can güvenliğimizin sağlandığı, güvenli ortamlarda çalışabildiği kanunlara ihtiyacı vardır. Öğretmen ve kamu çalışanlarına yönelik şiddet olayları üzerine ciddi, idari ve hukuki tedbirler ivedilikle alınmalıdır. Şiddet vakaları konusunda önleyici ve caydırıcı tedbirleri hayata geçirecek mevzuat düzenlemeleri zaman kaybedilmeksizin hayata geçirilmelidir.
Psikolojik danışmanlık hizmetlerinin etkin hale getirilmesi, disiplin yönetmeliklerinin yetersizliklerinin giderilmesi, okullarda güvenlik önlemlerinin alınması gibi düzenlemelerin yanı sıra hepsinden öncelikli olarak öğretmenlerin itibarının artırılmasına yönelik tedbirlerin alınması kaçınılmazdır.
Öğretmene verilen değer hususunda öğrenci ve ailelerin bilinçlendirilmesi, öğretmene şiddet vakalarının önlenmesi anlamında gözden kaçırılmaması gereken hususların başında gelmektedir.
Buradan Milli Eğitim Bakanlığına ve Hükümete çağrıda bulunuyoruz: Artık sabırlar tükendi! Öğretmenlerimize ve eğitim emekçilerine yönelik şiddet vakalarını önleyebilmek için bahsi geçen mevzuat düzenlemeleri hemen, hiç vakit geçirmeden, derhal hayata geçirilmelidir.
Buradan ilan ediyoruz; şiddet konusunda gerekli mevzuat düzenlemeleri yapılmaz ise, bundan sonra yaşanabilecek şiddet vakalarının sorumlularından birisi olarak bu tedbirleri almayan makamları göreceğiz!
Ayrıca medya kuruluşlarının öğretmenlerimizin itibarını rencide edici haberlerden kaçınmaları, öğretmene saygı ve değeri öne çıkaran yayınlara öncelik vermelerinin de öğretmene şiddet olaylarının önlenmesi anlamında katkısı olacağını da hatırlatmak istiyoruz.
Şu hususun da dikkatlerden kaçırılmamasını özellikle belirtiyoruz: Biz öğretmenler, öğrencilerimiz için varız. En büyük sevinç ve gurur kaynağımız, öğrencilerimizin başarı ve mutluluğudur. Geçtiğimiz hafta bu okulumuzda yaşanan münferit olaylar üzerinden öğrencilerimize karşı duyduğumuz sevgi ve sahiplenme duygumuzun değişmeyeceğinden kimsenin şüphesi olmasın.
Buradan ailelere de çağrıda bulunuyoruz: Çocuklarınız, çocuklarımızdır. Onları daha güzel bir geleceğe hazırlamak için en az sizler kadar istekli olduğumuzu bilmenizi istiyoruz. Takdir edersiniz ki eğitim, okul, aile ve çevre ile bütün olarak yürütülen bir süreçtir. Sizden tek arzumuz; öğrencilerimizle aramızda oluşturduğumuz sevgi ve saygıya dayalı beraberliğimize katkı sağlamanızdır.
Bugün bu okulda şiddete maruz kalmış öğretmenlerimizin başına gelen olaylar yarın hepimizin başına gelebilir. Gün şiddete karşı birlik olma zamanındır. Şiddete maruz kalmış meslektaşlarımıza geçmiş olsun diyor, öğretmene şiddeti lanetlediğimizi kararlılıkla ifade ediyor ve bir daha benzeri olaylarla kamuoyu gündemine gelmemeyi diliyoruz.
Unutmayalım; öğretmene sahip çıkmak geleceğimize sahip çıkmaktır…”