Öğretmen Abuzer, haftanın ilk günü okulunda nöbetçidir. Bu nedenle uykunun en tatlı olduğu saatlerde kalkıp, yatağını yaptıktan sonra sakal tıraşını olur… Pijamalarını katlar, dolabına yerleştirir… Haki takım elbisesini ve boyadığı ayakkabılarını giyerek öğretmeni olduğu Albay Tayyar Paşa Orta Okulunun yolunu tutar.

Nöbetçi öğretmen Abuzer, okul öğretime başlamadan 20-30 dakika öncesinde okulda olur. İntibak eğitimini andıran bu erken gelişlerde ilk iş olarak, mıntıka temizliğini kontrol eder. Ardından günlük nöbet defterini imzalar ve nöbetçi yaka kartını takar.

Abuzer, bu hafta okulun giriş katından sorumludur. Tuvaletler ve koridor onun görev alanıdır. Koridorda, sınıflarda meydana gelebilecek her türlü olaydan sorumludur. Ayrıca, o gün okula gelemeyen öğretmenlerin yerine derse girecek, öğrencilerin, mühimmat odasından ders araç gereçlerini nizami bir şekilde almalarını sağlayacak ve gün boyu nöbetine dahil edilen diğer görevlerini yerine getirecektir. Bunların arasında ‘gardiyanlık, sağlık memurluğu,bekçilikte’ bulunmaktadır.

Nihayet zil çalmış, bütün sınıflar İstiklal Marşı Töreni’ne katılmak için, eğitim alanına sıra olmuşlardır. Abuzer’in devresi ise bahçede nöbetçidir. Onun görevleri arasında da, okul duvarlarından atlayan öğrencileri engellemeye çalışmak, içtimaya geç kalan öğrencileri uyarmak ve törene katılmayarak çarşı iznine erken kaçan öğrencilerin peşinden koşmak vardır. Ayrıca, okula gelen öfkeli bir veliye veya bir yabancıya kimlik sormak ve girişini engellemekte bahçe nöbetçisinin görevleri arasındadır. Dolayısıyla tehlikelerle karşı karşıyadır.

Öğrenciler, tören sonrası nöbetçi heyet nezaretinde, düzenli adımlarla içeri alınır…

Kolluk kuvveti Abuzer, ders zili çaldığında sınıfına yönelir, yoklamayı alır.

Sıra, günün ders konusuna gelmiştir ki bahçe nöbetçisinin düdük sesiyle irkilir. Pencereden baktığında devresinin, içeri zorla girmek isteyen birkaç kafadarla tartıştığını görür. ‘Devrem Sana Canım Feda’ diyerek sınıftan dışarı koşar ve soluğu nizamiye kapısında alır. Anında olaya müdahale eder.

Gün içerisinde devriye gezerken öğrencilere ‘kıyafetini düzelt!, ışıkları kapat!, musluğu kapat!’ vb.. komutlarını verir. Meydana gelen çarpışmalarla veya kavgalarla sağı solu çizilen ve moraran öğrenciler için, ilkyardım hizmeti sunar. Düşen, bayılan öğrencileri de Seyit Onbaşı performansıyla revire taşır. Muayenenin bitiminde, eğitime çıkmasında sakınca olmayanları taburcu ederek, derslerine katılmalarını sağlar.

Öğlen tatilinde ise, ağır vardiya koşullarına rağmen, mükemmel eğitilmişasker gibi, yüzünden tebessümünü eksik etmeden, birliğine iyi hizmetler sunar, taşımalı öğrenciler için gelen erzağı nizami bir şekilde dağıtır.

Son dersin bitiş zilinin çalması ile birlikte, gün içerisinde herhangi bir olay olmadığı(!) tekmilini verdikten sonra zihninden ‘Şafak Batan Güneş’ der.

Saygılar

Sokak Savcısı (24 Kasım 2014 Öğretmenler Gününe özel…)

gazetekamu