Milli Eğitim dergisinin özel sayısı, üstün yetenekli öğrencilere yönelik araştırmalara ayrıldı. Dergide, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Mahmut Çitil imzasıyla yer verilen araştırmada, Türkiye’deki üstün yetenekliler eğitiminin tarihsel gelişimi incelenerek bu alanda yapılması gerekenler sıralandı. 
 
Dergide Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) üstün yeteneklilerle ilgili ilk stratejik planı 2009 yılında hazırladığı bildirilerek 2013-2017 yıllarını kapsayan, “Özel Yetenekli Bireyler Strateji ve Uyguluma Planı”nda belirtilen eksikliklerin hâlâ sürdüğü belirtildi. Araştırmaya göre, Türkiye’deki üstün yetenekli öğrencilerin yalnızca yüzde 1’i tanılanabildi. 

POLİTİKA VAR UYGULAMA YOK

Milli Eğitim Dergisi’nde, “Türkiye’de Üstün Yeteneklilerin Eğitimi Politikalarının Değerlendirilmesi” başlığıyla yayımlanan araştırmada, MEB’in genel stratejilerini içeren 2015-2016 stratejik planında üstün yetenekli öğrencilere dönük politikaların, “Zayıf yanlar” arasında gösterildiğinin altı çizildi. Araştırmada, bu alandaki politikaların sistemli ve planlı şekilde oluşturulamadığı vurgulanarak “Belirlenen hedef ve politikalarla uygulamalar arasında ciddi tutarsızlık olduğu anlaşılmaktadır” ifadesi kullanıldı.

YÜZDE 1’İ FARK EDİLDİ

Türkiye’deki üstün yetenekliler eğitiminin özel eğitim hizmetleri şeklinde ve kaynaştırma eğitimi modeliyle sürdürüldüğünü aktaran araştırmada, resmi olarak “üstün yetenekli” olarak tanılanmış öğrencilerin okullarındaki destek eğitim odasında ya da Bilim ve Sanat Merkezleri’nde destek eğitimi aldığı anlatıldı. Türkiye’nin üstün yeteneklilerin eğitiminde ayrı okul denemeleri konusunda oldukça az tecrübeye sahip olduğunu ifade eden araştırmada şu bilgiler paylaşıldı: “Üstün yeteneklilerin ülkelere göre oranı yüzde 2-3 civarında kabul edilmektedir. Buna göre, ülkemizde yaklaşık 1.5 milyon üstün yetenekli birey olması gerekmektedir. TÜBİTAK araştırmasına göre, Türkiye’de 0-24 yaş aralığında 682 bin üstün zekalı birey vardır ve bu sayı nüfusun yüzde 2’sini oluşturmaktadır. Ancak MEB tarafından tanılanmış üstün yetenekli öğrencilerin sayısı yaklaşık 40 bin kişidir. Bu sayının dışındaki üstün yetenekli yetişkin ve küçük çocukların kim oldukları ya da nerede oldukları bilinmemektedir. Bu açıdan bakıldığında ülkemizdeki üstün yeteneklilerin yalnızca yüzde 1’i fark edilebilmiştir.”
 
Çitil, üstün yetenekliler konusunda kavramsal kargaşa olduğuna dikkat çektiği araştırmasında şunları kaydetti: “Bunun temelinde MEB’in üstün yeteneklilik alanında temel bir felsefe ve yaklaşım geliştirmemiş olması gösterilebilir. Yani, ‘MEB zekâ ve yeteneği hangi kuramsal temelle açıklamakta, bu alandaki uygulamaları hangi felsefeye dayandırmaktadır?’ sorusunun cevabını vermek oldukça güçtür. Günümüzde akademik alanda, ‘Üstün yetenekli’ pratik alanda, ‘Özel yetenekli’ kavramlarının kullanılması ciddi bir kavramsal karışıklığa yol açmaktadır.”

MUSTAFA MERT BİLDİRCİN / birgun.net