Zafer İncebacak
 
Millî Eğitim Bakanlığı her yıl atama döneminde rotasyonu gündeme getiriyor. Yıllardır konuşulan, dile getirilen rotasyonun kimi zaman iller arası kimi zaman il içi yapılacağı söyleniyor. Rotasyonla ilgili en ciddi adım geçtiğimiz yıl atıldı. Aynı eğitim kurumunda sekiz yılını dolduran öğretmenlerin il içinde rotasyona tabi tutulacağı yönündeki yönetmeliğe rağmen yayımlanan bir genelge ile eğitim kurumunda on beş yılını doldurmuş öğretmenlerin ilçe içinde yer değiştirmesinde karar kılındı. O da uygulanamadı.
 
İlçe içi rotasyon ile ilgili yönetmelik hükmü bulunmasına rağmen geçen yıl son anda uygulamasından vazgeçilen rotasyon yine gündeme getiriliyor. Bu dedikoduların kaynağı bakanlık gibi görünüyor. Millî Eğitim Bakanlığı eğitim emekçilerinin başında rotasyonu bir tür sopa olarak sallıyor. Böylelikle eğitim emekçilerine gözdağı veriliyor. Rotasyonla zihinler meşgul edilerek var olan birçok sorunun konuşulması, tartışılması ve hak arama süreçlerinin önüne geçilmek isteniyor. İkinci olarak emekliliği hak etmiş; ancak ekonomik nedenlerle emekli olmak istemeyen eğitim emekçileri rotasyonla korkutulup emekliliğe zorlanıyor.  Temelde bu iki nedene dayanan rotasyon dedikodusunun bakanlıkça gerekçesi ise geri kalmış yöre ve bölgelere tecrübeli öğretmenleri göndererek fırsat sağlama çabası.
 
Bu amaca daha kolay ve zahmetsiz ulaşmanın başka bir yok mu? Aslında kısa, orta ve uzun vadede bazı düzenlemelerle bu sorun halledilebilir. Kısa vadede mevcut şartlar içinde yapılacak iki düzenleme ilk aşamada çözüm sunacaktır.
 
İlk olarak öğretmenlerin 3600 ek gösterge talebi yerine getirilmelidir. Bu gerçekleşirse on binlerce emeklisi dolmuş öğretmen emekli olacak ve yeni öğretmenler için kadro açılacaktır.
 
İkinci olarak bakanlık zorunlu görev bölgesi olarak adlandırdığı sınıflamaya göre ilk atamaları gerçekleştirir ve geri kalmış yörelerde çalışan öğretmen ve personeline ciddi bir ek tazminat öderse çalışanları teşvik edici olur. “Zorunlu” yerine “gönüllü görevin” koşulları yaratılabilirse birçok sorun kolaylıkla çözülür.
 
Mevcut tıkanmış, köhnemiş atama, yer değiştirme sistemi içinde bu iki adım atılırsa ilk planda kısa vadeli bir çözüm bulunmuş olacaktır. Orta ve uzun vade için ise bakanlığın nüfusun köyden kente, kentten büyük kente, kaydığını görerek doğru bir planlama ile okullaşma oranını yükseltmesi, norm kadro düzenlemesiyle kalabalık sınıflara son vermesi gerekecek ki bu yeni öğretmen istihdamı demektir.