Milli Eğitim Bakanlığı'na Ziya SELÇUK'un getirilmesiyle başlayan olumlu hava, zaman zaman öğretmenleri hayal kırıklığına uğratan uygulamalar olsa da halen devam ediyor.
 
Öyle ki tüm öğretmenler bir şekilde Bakan Selçuk'un gerçekten öğretmenlerin beklediği adımları atacağından eminler. Buna biz de dahil.
 
Peki bakanlık kadrosu da emin mi dersiniz? 
 
Pek sanmıyoruz.
 
Çünkü hangi öğretmene, memura, çalışana sorarsanız sorun mutlaka işini iyi yapan, kendilerini anlayan ve kendileri gibi olan kişileri bakanlık kadrosunda görmek istediklerini belirtir. Haksız da değiller bu konuda.
 
Liyakat; bir kimsenin, kendisine iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumu, değim olarak tanımlanıyor.
 
Öyleyse bir kimseye iş verirken mutlaka liyakat kavramını göz önünde bulundurmamız şart. Hele bu kişi, öğretmenleri yakından ilgilendiren konularda söz sahibi olacaksa o zaman liyakat daha da önemli hale geliyor. Zaten Bakan Selçuk'da sürekli bu konudan söz ediyor.
 
Öğretmenlerin yetersiz maaşlarına rağmen var güçleriyle çalışıyor olmasının tek nedeni hepinizin malumu olan adanmışlık duygusudur. Hiç ücret bile vermeseniz çoğu öğretmen yine de mesleğini icra etmeye devam edecektir. Bu durumu isterseniz kutsallık kavramına, isterseniz bir şeyler öğretmenin verdiği ruhsal mutluluk kavramınına bağlayın, sonuç değişmeyecektir.
 
Eğitim camiasında bu şekilde çalışan o kadar çok öğretmenimiz var ki, işte onların gerçekten liyakat sahibi kişiler tarafından temsil edilmesi çok önemli.
 
Bugün öğretmenlerin yakından tanıdığı, yazdığı yazılar ve çözüm önerileriyle MEB’in de yakın markaj takip ettiği bir isimden bahsetmek istiyoruz, Sedat DEĞER.
 
Sanırım ismi okuduğunuzda bizimle aynı şeyleri düşünmeye başladınız.
 
Evet.
 
Hiç tanımadığı binlerce öğretmene yardım etmekten çekinmeyen, küçüçük bebeği olmasına rağmen sorunların çözüme kavuşabilmesi için gece gündüz çalışan ve sesini MEB’e duyuran genç bir öğretmenimiz…
 
Eğitim’in güncel konuları hakkında yüzlerce makalesi bulunan DEĞER, makalelerini genellikle öğretmenlerin en büyük sorunu olan özlük hakları, mali haklar ve öğretmenlerin yer değiştirmesi üzerine yazıyor. Eğitim kamuoyunda eğitim mevzuatı ve hukukuna dayalı tespitleriyle tanınıyor.
 
2012 yılından bu yana yazdığı makaleleri, bir çok internet sitesinde, gazetelerde, memur sitelerinde vs paylaşılıyor ve çok geniş bir kitleye ulaşabiliyor. Bunun nedeni ise; yazıların eğitimcilerin içini yansıtan ve ihtiyaç duyduğu bilgilerden oluştuğu şeklinde açıklanıyor.
 
Tüm bunların yanısıra Lider Eğitimci Yazarlar Derneği'ni kurarak MEB'e sahada yaşadığı sorunların çözümleri konusunda ciddi desteği oluyor. Gerek projeleri gerekse önerileri bu anlamda oldukça önemli kabul ediliyor. 
 
Değer'in ayrıca öğretmenlerin haklarını bilmesi noktasından hareketle çıkardığı Öğretmen Hakları ve Hukuku-1 adlı kitabının ikinci baskısının da çıktığı biliniyor.
 
Yukarıda kısaca özetlediğimiz kadarıyla öğretmenlerin sorunlarının çözümüne kendisini adamış bu genç öğretmenimiz, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ya da İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin sahip olmak isteyeceği vizyona, çalışkanlığa, üretkenliğe sahip iyi bir örnektir. 
 
Bu örnek sadece bir tanesidir. Eminiz ki bu şekilde binlerce öğretmenimiz var, gözünü budaktan esirgemeyecek, var gücüyle çalışacak, üretecek...  MEB'e ya da Milli Eğitim Müdürlüklerine DEĞER katacak...
 
Sözün özü; MEB, Sedat DEĞER gibi genç, dinamik, kendini geliştirmiş, mevzuata hakim, dernek çalışmalarıyla adından sıklıkla söz ettiren, projeleriyle ülke çapında ses getiren ve liyakat sahibi öğretmenlerimize sahip çıkarak, niteliklerinden en üst düzeyde yararlanma yoluna gitmelidir ve bunu biran önce yapmalıdır. Böyle öğretmenleri küstürmeye gelmez...
 
KamuGundemi.com