Konak Meydanı İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanan Eğitim İş Sendikası üyeleri, nöbet sistemine tepki gösterdi. Sendika Şube Başkanı Ömer Lütfi Değirmenci, nöbet sistemine karşı olmadıklarını, aksine gerekli olduğuna inandıklarını, ama bunun karşılığında ücret istediklerini söyledi.  Bir de sürpriz vardı: NÖĞMEN...
 
 
Eğitim İş İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Ömer Lütfi Değirmenci'nin yaptığı basın açıklamasında Öğretmenlerin nöbet görevlerine karşı yıllardır mücadele verdiklerini söyleyen Değirmenci, “Nöbet sistemine karşı olmadığımız gibi, aksine nöbetin gerekli ve vazgeçilmez olduğunun bilincindeyiz. Nöbet görevinin de, öğrenciyi en iyi tanıyan, sorunlara anında müdahale edebilen ve çözüm üreten öğretmenler tarafından yapılması gerekmektedir. Talebimiz, yasal dayanağı bulunmayan, sorumluluğu daha fazla olan, zaman zaman öğretmenlere bir silah olarak kullanılan nöbet hizmetlerinin anayasamızın 18'inci maddesine aykırı bir angarya düzenlemesi olmaktan çıkarılarak ücretlendirilmesi ve ek ders görevinden sayılarak norm kadroyla ilişkilendirilmesidir.
 
Temel yasalarda olmayan nöbet görevinin, dayanağı olmayan yönetmelikler ile zorunlu kılınmaya çalışılması hukuk biliminin ruhuna aykırıdır. Öğretmenlerde, diğer meslek grupları gibi harcadıkları emekleri karşılığında ücret alarak yaşamlarını sürdürmektedirler. Eğitim için harcadıkları emeğin çok ucuz olduğu ülkemizde, temel ücretlerinin yükseltilmesi, insanca yaşam ve onurlu bir gelecek için taliplerini her geçen gün daha yüksek bir sesle dile getiren öğretmenlerimizin bu talepleri, siyasal iktidar tarafından görmezden gelinmektedir" dedi.
 

 
 
 
 
 
 
Sendikamızın öğretmenlerin nöbet görevine,  yani okullardaki nöbetçi öğretmen uygulamasına bakışı aşağıdaki gibidir:
 
 
1. Nöbet Görevini Öğretmenler Yerine Getirmelidir:
 
Nöbet hizmetine karşı olmadığımız gibi aksine nöbetin gerekli ve vazgeçilmez olduğunun bilincindeyiz. Nöbet görevinin de öğrenciyi en iyi tanıyan, sorunlara anında müdahale edebilen ve çözüm üreten öğretmenler tarafından yapılması gerekmektedir. Talebimiz yasal dayanağı bulunmayan, sorumluluğu çok fazla olan, zaman zaman öğretmenlere karşı bir silah olarak kullanılan nöbet hizmetlerinin Anayasamızın 18. Maddesine aykırı bir angarya düzenlemesi olmaktan çıkarılarak ücretlendirilmesi ve ek ders görevinden sayılarak norm kadroyla ilişkilendirilmesidir.
 

2. Nöbet Görevi Yasal Dayanaktan Yoksundur: 

 
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun öğretmenlik mesleğini tanımlayan 43. Maddesinde “Öğretmenlik, Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir” denilerek mesleğin kapsamının “eğitim, öğretim ve eğitim yönetimi” olarak belirlenmesine karşın, ilgili yasada bir güvenlik görevi olan nöbet görevinden bahsedilmemiştir. Temel yasalarda olmayan nöbet görevinin ancak bir alt hukuki normu olan yönetmelikler ile zorunlu kılınmaya çalışılması hukuk biliminin ruhuna aykırıdır.
 
3. Nöbet Görevi Açık Bir Angaryadır: 
 
Öğretmenler de diğer ücretli kesimler gibi harcadıkları emek karşılığında ücret alarak yaşamlarını sürdürmektedirler. Eğitim-öğretim işleriyle ilgili harcadıkları emeğin çok ucuz olduğu ülkemizde; temel ücretlerinin yükseltilmesi, insanca yaşam ve onurlu bir gelecek için taleplerini her geçen gün daha yüksek sesle dile getiren öğretmenlerimizin bu talepleri, siyasal iktidarlar tarafından görmezden gelinmektedir. Bununla yetinilmeyerek angarya niteliği tartışılmaz birçok görev yüklenen öğretmenlerimize zorla nöbet tutturulmaktadır. Evrensel tanımda angarya; “Bir kimseye veya topluluğa ücret verilmeden zorla yaptırılan iş” olarak belirtilmektedir. Bu tanıma göre Nöbet Görevi açık bir angaryadır. Angarya çalıştırmak hem anayasamızın “angarya yasaktır” hükmünü içeren 18. maddesine hem de ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırıdır.
 
05.01.2015 ile 12.06.2015 tarihleri arasında kesintisiz olarak nöbet tutmama eylemi yapılmasına karar verilmiş ve eylemimiz devam etmektedir.

            Bundan sonraki süreçte öğretmenlerin büyük çoğunluğunun katılacağı nöbet tutmama eyleminde taleplerimiz şu şekildedir:

·        Angarya niteliğindeki nöbet görevi ücretlendirilmelidir.

·        Nöbette geçen süreler öğretmenlerin norm hesaplamalarında dikkate alınmalıdır.

·        Okullarda öğretmenlere verilen nöbetlerin sayısı ve nöbet yeri tespitinin okul müdürlerince hiçbir somut kurala bağlı olmaksızın belirlenmesi uygulamasına son verilmelidir. Çünkü kuralsız uygulama birçok okulda suistimal edilmekte, öğretmenler haftada birden fazla nöbet tutmak zorunda bırakılmaktadır.

·        Yönetmeliklerin ilgili maddelerinde yer alan, “Okuldaki öğretmen sayısının yeterli olması durumunda, bayanlarda 20, erkeklerde 25 hizmet yılını dolduran öğretmenlere nöbet görevi verilemez” hükmü okul idarelerince yeni nöbet alanları yaratılarak fiilen uygulanmamaktadır. Bu yüzden ilgili madde, “bayanlarda 20, erkeklerde 25 yılını dolduran öğretmenlere kendi istekleri halinde nöbet görevi verilir” şeklinde düzenlenmelidir.

·        Nöbetçi öğretmenin, aynı gün içinde hem boş derse girip hem de teneffüslerde nöbet görevi yaptırılarak dinlenme hakkı elinden alınmamalıdır. Nöbetçi öğretmen nöbet gününde ya sadece boş derslere girmeli ya da sadece ders dışı genel nöbet görevini yerine getirmelidir.

·        Yasal dayanaktan yoksun nöbet görevi yasal zemine kavuşturularak öğretmenlerin yetki ve sorumluluklarının çerçevesi belirlenmelidir.

“Nöbet tutmama” eylemine daha güçlü ve etkili bir katılımı sağlama, eğitim emekçilerinin haklı taleplerinde birlikte hareket edilebileceğini göstermek bakımından çok önemlidir. Eylemde ortaklığın sağlanmasını çok önemsiyor ve katkı veren tüm örgütlere teşekkür ediyoruz.

Bu bağlamda Eğitim-İş, “Hak verilmez, alınır” ilkesini kendisine şiar edinerek öncü ve önder olmaya devam edecektir. Bu haklı, meşru ve demokratik eylemimize sendikalı-sendikasız tüm öğretmenlerimizi destek vermeye çağırıyoruz.