Koronavirüs salgınının artmasıyla alınan son tedbirler kapsamında, okullarda yüz yüze eğitime ara verildi. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan (MEB) yapılan açıklamaya göre 4 Ocak Pazartesi gününe kadar resmi, özel, örgün ve yaygın eğitim öğretim faaliyetlerine uzaktan eğitimle devam edilecek.

31 Aralık’a kadar yüz yüze veya uzaktan hiçbir sınav yapılmayacak, sınavlarla ilgili planlama salgının seyrine göre gerçekleştirilecek.

MEB’e bağlı tüm okul öncesi kurumlar, kreşler, ilkokul, ortaokul ve liseler, özel eğitim okulları ve sınıfları, meslek liselerindeki uygulamalı dersler ile özel öğretim kursları da bu kapsamda olacak. Yine destekleme ve yetiştirme kursları ile takviye kurslarında da bu süreçte yüz yüze eğitim yapılmayacak. Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerindeki bireysel eğitimler yüz yüze olabilecek. Öğretmenler ise haftada en az bir gün okula gidecek. Kısacası, eğitim öğretim kurumlarında Mart 2020’ye geri döndük. Peki, şartlar o döneme göre değişti mi?

Yoğunluktan çöktü

2019-2020 eğitim öğretim yılının ikinci dönemi 16 Mart’tan itibaren Eğitim Bilişim Ağı (EBA) ve TRT EBA TV üzerinden uzaktan eğitimle tamamlanmıştı. Uzaktan eğitime ilk geçildiğinde, 18 milyon öğrenci ve 1 milyon öğretmen aynı anda EBA’ya girmeye çalıştığında sistem çökmüştü. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yaptığı açıklamalara göre o dönem EBA aynı anda 260 bin kullanıcıya hizmet verebilecek altyapıya sahipti. Bakan, ilk etapta 5 milyon kullanıcıya hizmet verecek altyapıya kavuşması için teknik çalışmaları hızlandırdıklarını açıklamıştı.

Ancak aradan 6 ay geçti, 21 Eylül’de okullar, ilkokul 1 ile okulöncesi sınıfı öğrencileri haricinde, uzaktan eğitimle açıldı. İlkokuldan liseye tüm öğrenciler EBA’ya girmek isteğinde yine ekranda “Çok kalabalık” anlamına gelen “Şu an yüz binlerce öğretmen ve öğrenci EBA’da. Yoğunluk yüzünden sorun yaşamış olabilirsin! Bu süreçte EBA TV kanallarımız yanında...” mesajıyla karşılaştı.

Eylülün ilk haftalarında MEB’den yapılan açıklamalarda EBA’nın teknik kapasitesinin 4 kat artırıldığı, yine anlık kullanıcı sayısının 5 milyon ziyaretçiye cevap verecek şekilde tasarlanmasının hedeflendiği duyuruldu. Mart 2020’de 260 bin kullanıcıya hizmet verebilecek altyapıya sahipti, 4 kat arttıysa EBA aynı anda ancak 1 milyon kişiye hizmet verebiliyor. Oysa ki ilk ve ortaöğretim kurumlarında yaklaşık 18 milyon öğrenci, 1 milyon öğretmen bulunuyor. Bu durumda 23 Kasım Pazartesi günü okullar açılıp uzaktan eğitime geçildiğinde EBA, bu yoğunluğu kaldırabilecek mi?

3 milyon erişemiyor

Bakan Selçuk, mart ayında yaptığı açıklamalara göre öğrencilerin yüzde 5’nin evinde televizyonu yok, yüzde 20’si ise internete erişemiyor. Bu durumda 3 milyon 600 bin civarında öğrenci internete erişim sorunu yaşıyor. 900 bin civarında öğrenci ise televizyon dahil, EBA’dan verilen eğitimlere hiç ulaşamıyor.

MEB, 60 bin öğrenciye tablet dağıttı. Bakan Selçuk, 30 bin tabletin 10 gün içinde, 500 bin tabletin de yıl sonuna kadar öğrencilere ulaştırılacağını kaydetti. MEB, uzaktan eğitime erişim sıkıntısı yaşayan öğrenciler için 81 ilde, EBA Destek Noktaları kurdu. Bunların sayıları 13 bin 584’ü bulurken, Mobil Destek Noktaları’nın sayısı da 133’e ulaştı. 

‘Eşitsizlik yaratıyor’

Eğitim sendikaları, MEB’in aldığı tüm önlemlere rağmen yaklaşık 3 milyon öğrencinin uzaktan eğitimde sıkıntı yaşayacağı, bunun da eğitimde eşitsizliğe neden olacağı görüşündeler. Çünkü maddi durumu iyi olan ailelerin, EBA’nın yanı sıra özel derslerle çocuklarının eğitimlerine katkı sağlayacaklarını diğer taraftan yüzbinlerce öğrencinin temel eğitime bile ulaşma imkânı olmadığını söylüyorlar.

Eğitim-İş, yayınladığı açıklamayla bu soruna dikkat çekti. Eğitimin okullarda ve yüz yüze olması gerektiğine fakat pandemi nedeniyle buna imkan kalmadığına işaret edilen açıklamada, öne çıkanlar şöyle:

- Uzaktan eğitim süreci yönetilirken fırsat eşitliği temel alınmalı. Bunun için tüm öğrencilerin uzaktan eğitime erişimi sağlanmalı. Öncelikle tüm öğrencilerin uzaktan eğitimin temel aracı olan bilgisayar/tablet gibi cihazları karşılanmalı.

- Öğretmen ve öğrencilere ücretsiz ve sınırsız internet uygulaması getirilmeli.

- Öğrenci ya da öğretmenlerin sabahtan akşama kadar ya da gece geç saatlere kadar bilgisayar başında bulunmaları sağlık açısından sakıncalı olduğu ortada. Bu nedenle uzaktan eğitimde yapılacak ders sayıları azaltılmalı, ders saatleri mesai saatleri ve günleri dışına taşmamalı.

- Güvenlik tedbirleri alınamayan EBA dışı platformlardan ders tanımlanması uygulamalarına son verilmeli.

‘Çocukların bir dönemi daha kayıp’

Okullarda, 31 Aralık 2020’ye kadar uzaktan eğitime geçilmesi, sosyal medyada da gündem oldu. Öne çıkan yorumlar şöyle:

- Aldığınız karar yanlış. Çocuklarımız evlerde büyük tehlikede. Geleceğe bilgisizce, bir dönemi kaybetmiş nesiller olarak devam edecekler. Lütfen yüz yüze eğitime bir an evvel geçelim. Başka tedbirler alın...

- Anne, baba doktoruz, tek çocuğumuz var, o da 5 yaşında. Şimdi anaokullarını kapattınız, bizim izinler zaten kapalı. Birimiz istifa edelim desek o da kapalı. Soru şu; çocuğu hastaneye mi götüreyim yoksa hastaları eve mi getireyim?

- Lütfen köy okullarını kapatmayın! Bu çocukların tableti, interneti yok, bu çocukların eğitime ihtiyacı var, bu çocuklar uzaktan eğitim alamıyor. Ne olur köy okulları eğitim öğretime devam etsin!

- Öğretmenlerin haftada 1 gün okulda olması nedir? Biz, 1 gün için mi eşimizden, çocuğumuzdan ayrı memlekette kalacağız? 1500 kilometre öteden nasıl aile olacağız?

- Online eğitim oluyorsa online toplantı da olmalı. Köy okuluna servisim kaldırıldı, arabam yok, minibüs zaten hiç olmadı, yürüyerek mi ulaşacağım arabayla yarım saatte gittiğim okuluma. Bu kararları alırken öğretmen neden düşünülmedi?

- 1-2 hafta önce okullar sokaklardan daha güvenli dediniz şimdi ne değişti de okulları kapattınız?

- Oğlum eylülden beri okula gidiyor. 8. sınıf. Sınıflar zaten ikiye bölündü, 10 kişi vardı. Hiç değilse 8 ve 12’ler devam etseydi. Okulda vaka yok. Kapan dışarıdan kapıyor bu virüsü!

- Bugünün geleceği 4-5 ay önceden belliydi. Neden bugüne kadar gerekli önlemleri almadınız? Neden hayat güllük gülistanlıkmış gibi eğlence yerleri, AVM’ler hep açıktı. En son kapatmanız gereken yerler eğitim kurumları. Okullarda kontrollü olarak eğitim devam etmeli!

- Ücretli çalışan binlerce öğretmenin ücreti kesilmemeli. Umuyoruz ki alınan karar onları mağdur duruma düşürmez.

- İlkokul 1’ler yüz yüze eğitime devam etmeli, kurslara 20 yaş yasağından vazgeçilmeli. Bu kararları alırken milyonlarca insanın maddi manevi emeği düşünülmüyor?

- 1. sınıfı geçen yıl bitiren öğrenci okuma yazmayı öğrenemeden 2. sınıfı da bitirecek, 3. sınıfta bocalama yaşayacak. İlkokul bitecek, temeli zayıf bina yıkılır. Ekonomi bitti, eğitim bitti, özelden şişirme notlarla doktor olur yarın koronaya çözüm bulur, neyin kafasıdır bu sistem?

AYSEL BOZAN YILMAZ / milliyet