Bugün Dünya Öğretmenler Günü. UNESCO önerisiyle dünyanın pek çok ülkesinde kutlanan bu gün, Türkiye’de de kamudaki 921 bin ve özel okullarda görev yapan 95 bin öğretmen için anlamlı. Ancak Türkiye’deki öğretmenler, dünyanın farklı bölgelerindeki meslektaşlarına oranla ciddi sorunlarla baş etmek zorundalar. 15 Temmuz süreciyle birlikte başlayan açığa alma ve meslekten ihraçları öğretmenleri mesleklerini icra etmekten alıkoyarken, bu sıkıntılar, eğitim sistemindeki yapısal sorunların sadece küçük bir bölümü olarak göze çarpıyor. Öğretmenler sosyal hak eksikleri, güvencesiz istihdam ve uzun mesai saatleri gibi sorunlarla mücadele ediyor. Eğitimci Alaaddin Dinçer’in hazırladığı rapora öğretmenlerin sorunları şu şekilde yansıyor;

500 bin işsiz: Devlet kadrolarında güncel öğretmen açığı 15 Temmuz sonrasında 130 bini bulurken, bakanın son açıklamalarına göre ise şu anda güncel öğretmen açığı 70 bin civarında. Ancak bu rakama yönetici olarak atanan ve açığa alınan öğretmenler dahil edilmezken, açık ücretli öğretmenlerle kapatılacak. Atama bekleyen yaklaşık 500 bin öğretmen ise işsizlikle mücadele ediyor ve geçimini farklı sektörlerde çalışarak sağlıyor. Ortalama olarak çalışan her iki öğretmene karşılık 1 işsiz öğretmen düşüyor.

700 binden fazla öğretmen adayı: Tüm işsiz öğretmenlere ek olarak eğitim fakültelerinde okuyan öğretmen adayı sayısı ise 213 bin. YÖK önümüzdeki yıldan itibaren eğitim fakültelerine baraj puanı getirileceğini açıkladı. Ancak farklı dallarda pedagojik formasyon alan yaklaşık 650 bin öğretmen adayıyla birlikte önümüzdeki 5 yıl içinde işsiz sayısının 1 milyona yaklaşması bekleniyor.

20 bin güvencesiz istihdam

MEB, 15 Temmuz sonrası oluşan boşluğu doldurmak için 20 bin öğretmen ataması yapılacağını duyurdu. Ancak bu atamaların sözlü mülakat ve kanaate! göre yapılacak olması soru işaretlerini beraberinde getirdi. Öte yandan çıkarılan KHK ile bundan sonraki tüm öğretmen alımlarının sözleşmeli yapılacak olması ve kadroya alınmak için 6 yıl zorunlu hizmete tabi tutulması, güvencesiz istihdamın önünü açtı.

Fazla mesai az ücret

OECD ülkeleri içinde en genç öğretmen kuşağına sahip olan Türkiye’de öğretmenler, bu ülkelerdeki meslektaşlarından otalama 200 saat fazla mesai yapıyor. Son on yılda Türkiye’deki öğretmen maaşları artış gösterse de, hâlâ OECD ortalamasının altında seyrediyor.

En büyük ihtiyaç saygı

Özel bir okuda ücretli rehber öğretmenlik yapan Sibel Çetiz; 36 yaşında. Tüm yaşadıklarına karşın mesleğe inancını kaybetmemeye çalışıyor. Çetiz’in beklentileri şöyle: “Mesleğe başladığımda KPSS’ye girdim, yıllarca atama bekledim, fakat olmadı. Sonrasında çok sayıda okulda ücretli öğretmenlik yaptım. Bir hayli zorlandım, ama yılmadım. Madem atanamıyorum, özel sektörde mesleğime devam edeyim dedim.

En azından aldığımız maaşlar dengeli olmalı. Öte yandan özel okul öğrencileri, genel olarak her yıl biraz daha saygısız hale geliyor. Sanki öğrenci değil de para veren ve istediklerini yapabileceklerini düşünen müşteriler gibi davranıyorlar. Bu yüzden sanırım en fazla saygıyı hak ettiğimizi ve ihtiyaıcımız olduğunu düşünüyorum. Belki umutsuz konuşuyorum, ama çok da iyi çocuklarımız var. Bizi mesleğe en çok bağlayan da onlar. Onlar sayesinde işimi seviyorum ve devam ediyorum.