Ülkemizde 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan 7.7 ve 7.6 büyüklüklerindeki depremlerin yarattığı yıkım ve kayıplar, oluşturduğu çaresizlik hissi, kurtarma çalışmalarındaki aksaklıklar deprem bölgesinde yaşayanların bireysel yaslarına ek olarak tüm toplumda rehabilitasyon gerekliliği doğurmuştur.

Ülke gündemindeki yoğunluk, insan hayatının ucuzluğu gerçeğinin sert bir şekilde yüzümüze çarptığı son iki ayda aslolan önemli noktaların geri planda kalmasına sebep olmuştur.

Eğitim çerçevesinden baktığımızda MEB’in ilk hamlesi her şeyi olağan göstermeye yönelik algıladığımız okulları 27 Mart gibi erken bir vakitte açmak olmamalıydı. Deprem bölgesinde yaşayan insanlarımız, sistemli bir rehabilitasyon sürecinin içine ivedilikle çekilmeli; kolay atlatılmadığını bildiğimiz yas sürecinin atlatılarak toplum geleceğinin sağlıklı yeşerebilmesi için tüm imkânlar planlı bir şekilde seferber edilmeliydi.

Nesillerin geleceğe sağlıklı erişimi kendi kendiliğe bırakılamayacak kadar değerlidir.

1999 Depremi sonrası yapılan araştırmalar savlarımızı ispatlar niteliktedir. Depremi yaşamış ve yaşamamış öğrenciler üzerinde yapılan araştırmalarda; depremi yaşamış öğrencilerin deprem algılarının “kıyamet günü, ölüm” kavramları üzerinde yoğunlaşırken depremi yaşamamış öğrencilerin deprem algılarının “doğal afet, doğal olay” kavramları üzerinde yoğunlaştığı tespit edilmiştir.

Üstelik yapılan araştırmalar, depremin yoğun etki gösterdiği illere yakın illerde yaşayanların da psiko-sosyal yardıma ihtiyaç duyduğunu göstermiştir.

Bölgede 27 Mart tarihinde açılan okullarda devam etmesi gereken öğrenci sayısının yarısının okullarına devam etmediğini bilmekteyiz. Önceliğin barınma ihtiyacı olduğu deprem sonrası ilk aylarda hâlâ enkaz bulunan il ve ilçelerimizde okulların açılmasıyla eğitimden beklentinin ne olduğu aklımızdaki en mühim sorudur.

İnsan hayatı nasıl ranta teslim edilemeyecek kadar mühimse eğitim-öğretim de oldu-bittiye getirilemeyecek kadar mühimdir.

Normalleşme bu değildir. Normalleşme, atılan sağlam adımlarla mümkündür. Eğitim uzmanları ve psikologlardan alınacak yardımlar ışığında oluşturulacak acil bir yol haritasına ihtiyaç vardır. Zira, toplumun travmatik yapısı katmerlenecek, bilimden uzak yapıların çocuklarımızın zihnine karabasan gibi çökmesi engellenemeyecektir.

Cumhuriyetin öğretmenleri olarak bizler, aydınlık toplum ülkümüzden vazgeçmeyeceğiz

Umutla...

Esra İNCEOĞLU / Eğitimci
Guncelegitim.com