Değerli okur!
Bu köşede yıl boyunca eğitim sektöründeki sorunlara ilişkin bir çok konu dile getirildi. “Gündeme taşınıp iyileşme sağlanan bir çok sorun da oldu” diyebilmeyi çok isterdim… Lakin o istikamette gelişen bir şey ‘şimdilik’ maalesef yok… Okullar kapandığında hangi noktadaysak hala oradayız…
Milli Eğitim Bakanlığı, “tavşana kaç, tazıya tut” stratejisinde o denli ısrarlı (ve başarılı) ki, okul kayıtları konusunda bile aynı çizgide olduğunu gösterdi.
Okullara para gönderme… Okul-öğrenci-öğretmen ihtiyaçlarını karşılama konusunda tek bir kayda değer hamle yapma… Sonra da “Okula kayıtta asla bağış istenemez! İsteyenleri bize bildirin!” diye okul yöneticilerini ve aile birliği derneklerini aslanların önüne at!
Okul tuvaletlerinin temizliği için malzeme alacak parası bile olmayan okul yönetimlerini okul aile birliklerine muhtaç bırak… Sonra da üst perdeden “amir” pozisyon al…
Bu mudur?
Anadolu Ajansı Milli Eğitim Bakanı’nı konuk etti. Öne çıkan konu bu bağış meselesiydi… Son 15-20 yılın Milli Eğitim bakanları bu konuda ne demişler idiyse… Dejavu yaşadık bir anlamda… Aynı cümleleri duyduk, işittik, okuduk… Açıkçası Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk bu konuda bir fark yaratamadı.
***
Eğitim Radyosu’nun sosyal medya hesaplarından, Sayın Bakan’a yöneltilmesi için sorular paylaşmıştım… İzninizle hatırlatayım:
- “Öğretmen Meslek Kanunu hazırlanacağı belirtilmişti. Bu konudaki hazırlıklar hangi aşamadadır? Öğretmen Meslek Kanunu’na özel okul öğretmenleriyle ilgili düzenlemeler de konucak mı? Bu konuda bir hazırlık var mıdır?”
- “Yasal belirsizlik yüzünden, özel okul öğretmenleri işten çıkarmalarda “işe iade davası” açamıyor. Özel okulların öğretmenlerle “en az bir yıllık” sözleşme yapabileceğine ilişkin yasal düzenleme yapılacak mı?”
- “Özel okul öğretmenlerinin kamu öğretmenleriyle aynı maaş alacağı hükmü AKP hükümetince kaldırılmıştı. Özel okul öğretmenlerinin maaşlarını “yeniden” kamu öğretmenleriyle eşitlemeyi düşünüyor musunuz?”
- “Temel liselerle birlikte özel öğretim kurslarının kapatılacağı açıklanmış ve veliler 2019-2020 için kayıt yaptırmamaları yönünde uyarılmıştı. Kurslar kapanacak mı? Bugünkü son durum nedir?” (Halbuki MEB geri adım attı, kurslar kapanmadı. Kursların kapanmadığını egitimradyosu.com olarak Türkiye’ye biz duyurduk. Bütün kurslar faaliyette, kayıt aldılar, eğitim-öğretim de devam ediyor. Bakanlıktan hiç değilse resmi bir açıklama gelsin, velinin-öğrencinin-girişimcinin-öğretmenlerin de içi rahat etsin istedik. Demek ki, makul bir talep değilmiş!)
Bu sorular hala cevap bekliyor…. Çıt yok…
***
Hiç mi iş yapılmadı?
Hakkını yemeyelim…
MEB mesela “Atanamayan öğretmenler” sorununu çözmek adına çok önemli bir yaklaşımda bulundu: “Eğitim fakültelerinde ‘pedagojik formasyon’ verilmesine gerek yok… Formasyonu göreve başlattıktan sonra biz vereceğiz” dedi… Eğitim Fakültesi mezunları “artık” okuldayken pedagojik formasyon almayacakları için, mezun olunca direkt ‘öğretmen’ sayılmayacaklar… Dolayısıyla da “atanamamış öğretmen” tanımı tarihe karışıp (ve üstelik hiçbir şey yapmadan) bitivermiş olacak…
Kafa yoranları, emeği geçenleri “aklınıza fikrine sağlık” diyerek bu müthiş çözümden(!) ötürü kutlamak geliyor içimden…
***
Liselerdeki adrese dayalı öğrenci yerleştirme sistemi bir başka alem… Sınırları içerinde Anadolu lisesi bulunmayan birçok ilçe var. İmam hatip okullarına (bir anlamda) zorunlu yerleşmeler-yerleştirmeler devam etti. Sistemle inatlaşanlar için tek çözüm yolu vardı, açık liseler…
***
Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullara yönetici atama uygulamaları konusunda, kamuoyunu rahatlatacak yaklaşımlarda olması gerektiğini.. Partizanlıktan… Yandaşlıktan uzak, makul-mantıklı-adil bir yol izlenmesi gerektiğini defalarca yazdık, çizdik…
N’oldu?
Eğitim-İş, Eğitim-Sen, Türk-Eğitim-Sen’in açıklamalarına göz atın! N’olduğunu görürsünüz…
Yasa ve yönetmelikler delik deşik… Örneğin fen liselerine müdür atamanın yolu-kuralı belli. Nilüfer İMKB Fen Lisesi’ne yasa-yönetmelik hükümlerine topyekün aykırı olarak, bir resim öğretmeni atandı ey okur!
Ben daha ne diyeyim?
